Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
tüm bu olan biten, kuşbakışıyla, yer kavgası. ölçülüp biçilmiş dünyaya, bir başka dünya sığmıyor. durmadan kazıyorlar, kazdıkça açılan ne yer ne yuva, derin bir ayak izi. kuşbakışıyla oyuk dünya. yer'in rahmine ramak kala eti kemiğinden sıyrılmış.
İftira bir defa atılmaya görsün, izi mezara kadar kalır. Yetmez evladına miras kalır.
Sayfa 38 - Alfa Yayınları, 2021
Reklam
Devrân-ı zaman sanma ziyansız geçiyor Hergün daha tadsız, daha cansız geçiyor Cûlar gibi sessizce akan günlerimiz Bir şeyler alıp bizden amansız geçiyor
Sayfa 362
Karyolanın başucunda kitaplar... Açıyorum birer birer kitaplarını. Satırların üzerinde ellerinin izi var
Kitabe-i Seng-i Mezar
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allahın adını, Günahkar da sayılmazdı. Yazık oldu Süleyman Efendi'ye
İçin için gönül ağlar figâne hâcet yok Niçin niçin gönül ağlar beyâne hâcet yok Lisân-ı gamzene dil âşınâ-yı râz olalı Lisân-ı hâl ile de tercemâne hâcet yok Yâni: "Feryât ve figan istemem, gönlüm için için ağlıyor. Niçin ağladığımı da hiç sorma. Senin gözlerinin ifade ettiği gizli sırları, benim gönlüm anladı. Artık hâl diliyle ona tercümanlığa lüzum yok..."
Sayfa 341
Reklam
O ilmi daima öne alır, sonra takvâsına bakar. Çünkü câhilin takvâsı köksüz ağaca benzer. Hazret-i Ali (r.a.) ( زهد العامى مضله ) buyurmuştur. Yâni: "Câhilin zühdü ve takvâsı boşunadır." Çünkü ne yaptığının mahiyetini, ne de ne yapacağını bilir. Dînî heyecan ile hareket eder. Üstüne terettüp eden farzları bilmeden müstehapların, nâfilelerin arkasından koşar.
Sayfa 335
Hiçbir hayvanda insanınkine yaklaşacak ölçüde bireysellik yoktur. Yüksek hayvanlarda bireyselliğin izleri olsa bile onlarda bütünüyle türlerinin karakterleri ağır basar. Bu yüzden onlarda bireysel dış görünüş pek azdır. Tür aşağı indikçe, bireysel karakterin her türlü izi, türün ortak karakterinde iyice yiter, geriye kala kala türün dış görünümü kalır. Türlerin psikolojik karakterlerini biliriz, buradan yola çıkarak, bir bireyden tam olarak ne bekleneceğini de biliriz. Öte yandan insan türünde her bireyin kendi başına araştırılması, anlaşılması gerekir. İlk kez usla birlikte ortaya çıkan düşüncelerini, duygularını saklama olanağı yüzünden, onun davranışını önceden kesin olarak belirlemek son kertede güçtür.
Halvet, irâdesi zayıf olanlar, tabiatı iktızâsı kolaylıkla menâhîye meyil edebilecekler için bir istisnâ olarak kabul edilebilir. Onları basîret sahibi mürşitlerle, kendileri bilirler. Fakat tarîk olarak mutlaka halkın içinde vazife görürken hiçbir zaman Hakk'ı unutmamak ve bunun efâlini onun rızâsına uygun olarak yapmak, "Halvet-i sahiha"dır. İstisnaî halvete "Halvet-i ârıza" demek yerinde olur. Onun için "Halvet" kelimesi ıstılah olarak tasavvufta, halk arasında zebanzed olduğu gibi bir köşeye çekilmek demek değildir. Kezâ "Uzlet" kelimesi de böyledir. Halktan kendisini uzak tutmak demek değildir. Uzlet ihtilât içinde yapılacaktır. Menhiyyattan, yâni kaçınılması lâzım gelen şeylerden halk ile münâsebette bulunurken bile dikkat edilmesi lazım gelen haslet ile demektir. Bunlar her yerde, her mürşit tarafından böyle anlatılmadığı için cemiyeti ve halkı bir tarafa bırakarak yalnız kendini düşünmek, kendini kurtarmak için çalışmak hodgâmlıktır. Dervişlik ile alakası yoktur. Peygamber Efendimiz'in sünneti ile de bağdaşamaz. Menâkıp kitaplarında görülen vak'alar ferdîdir Onlar başkasına ne örnek, ne de düstûr olur. Şahsın husûsiyetiyle alâkadardır, hususî sebeplere bağlıdır.
Sayfa 335
Bu mühim mes'ele üzerinde biraz duralım. Herkesin bildiği gibi tarîkatte bir "Halvet" mefhûmu vardır Yâni halktan uzak kalıp, onunla temâs etmemek ve bu sûretle günahlardan beri kalmak. Halbuki "Halvet, celvettir" düstûru bu fikri ortadan kaldırıyor. Çünkü halvet, insanı cemiyete karşı olan vazifesinden alıkoyuyor. Halbuki
Sayfa 334
Reklam
İnsan ne yaparsa yapsın olmaz bazen... Ve bazı yollar kendini çizer, insan sadece çizilmiş bir izi takip eder...
I Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allah'ın adını,
Beşinci Bölüm
İnsan ne yaparsa yapsin olmaz bazen... Ve bazı yollar kendini çizer, insan sadece çizilmiş bir izi takip eder...
Sayfa 67 - DestekKitabı okudu
"Şerîatin âlimleri ile tarîkatın âlimleri hiçbir zaman kavga etmez, kavga edense şerîat ve tarîkatın hakikatinden haberi olmayanlardır."
Sayfa 332
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.