Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başkalarının test edilmemiş fikirleri üzerine kurulan inkiraz duyguları, jakobenlik, yeryüzünde tek tip insan görebilme arzusuna kapılan zihniyetin, bütün renkleri silip, ruhsuz bir dünyanın temellerini atabilme düşüncesinden kaynaklanan yönelişlerdir...
“Bilgisiz” yalnızca duyumlamaz, algılamaz, nesnelere inanmaz, o aynı zamanda bir uygarlık içinde bulur kendini; bu bağlamda o “dürüst insan”dır, “feodal”dir, jakobenlik için savaşır ya da Roma Cumhuriyeti’nin bir yurttaşıdır.
Reklam
Simmel yabancıyı "bugün gelip, yarın kalan” kişi olarak tanımlamıştı. Turist bugün gelip yarın giden kişiyse eğer, yabancı da bugün gelip yarın gidemeyen, geri dönme imkânı olmayan kişidir. Bu tanımdan yola çıkarak, arabeskin şehirdeki yabancıya, şehre yabancı olana seslendiği söylenebilir. Şehre gelip köye dönme imkânı olmayan, ne köylü ne şehirli olanın müziğidir arabesk. Hapse giren, çıktığında bıraktığı ortama geri dönme imkanı olmayan, hem içeride hem dışarıda olan devrimcinin müziği. Ama turistin bakışından farklı olarak, hem "içerisi”ni, hem “dışarısı"nı içerebilir bu bakış; farklı zamanlarda yaşanmış, farklı tarihleri olan kültürleri birer simge olarak yan yana getirerek. Saz ya da synthesizer, Arapça ya da Türkçe, kadercilik ya da devrimcilik, demokratlık ya da jakobenlik orada bir simge, bir görüntü olarak içerilmiştir. Başlangıçta yolda dinlenen bir müzikti arabesk; uzun yolda, şehirlerarası otobüslerin terminallerinde, konaklama yerlerinde, şehir merkeziyle gecekondular arasında işleyen minibüslerde. Ne "içerisi", ne "“dışarısı” olan yerlerde.
Sayfa 35 - Metis Yayınları, Onuncu Basım, Aralık 2020
·
Puan vermedi
Türkiye Zihin Tarihi ( Osmanlı olmadan olur mu ) ??
Hilmi Yavuzun okuduğum ilk kitabı . Dili ve üslubu bana ağır geldi desem yeridir . Türkiye'nin Zihin Tarihi kitabı . Elbet yer yer yakaladım yazarı ne anlatmak istediğini kavradım ama yinede yetersiz kaldım denebilir . Kitap 3 bölümden oluşuyor Osmanlıyı kavramadan yada Anlamadan bir Türkiye ( düşünce ) tarihi oluşturulamıyacağı belirttiği bölüm Osmanlı Zihin Tarihi . 2 kısım Kültürel Kimlik ve son olarak 3. kısım Demokrasi . En çok 3. Kısma vakıf olduğum söylenebilir Jakobenlik , Darbe ve Demokrasi üzerine söylevler ilgi alanıma giriyordu çünkü . Aslında yazara katılmamak mümkün değil Osmanlıyı yada Selcukluyu kavramadan Türk tarihini yada Türkiye tarihini anlamak mümkün mü ?? Yeni bir devlet yeni bir ulus inşaa ederken sadece batıcı olmak yada batıya özenmek ?? Cumhuriyet ile birlikte daha önceki tarihi yok saymak ?? Bir ulus bir devlet inşaa etmek için yeterli miydi ?? Kitapta Osmanlı'da ölüm ritüelleri , Kent ve Kimlik , ayrıca Demokrasi kısımları dikkatimi çeken bölümler . Okunası kolay bir kitap değil Sosyoloji , Felsefe , Tarih ilgi alanınıza giriyorsa ilginizi çekebilir . İyi okumalar
Türkiye'nin Zihin Tarihi
Türkiye'nin Zihin TarihiHilmi Yavuz · Timaş Yayınları · 201147 okunma
Jakobenlik ve sosyal demokrasiye daha yakın olduğum için tek bir liberal görüşe bile katlanamıyorum liberal arkadaşlar kızmasın ama direkt anti liberal tarafım açığa çıkıyor.
Jakobenlik hakkında kitap bulamadım hala ona yanıyorum ya.
Işık Doğu

Işık Doğu

@Binottonefreti
·
28 Ağustos 2023 01:37
Kitap önerisi diye milleti darlıyorum son günlerde ama sevdiğiniz kurgu dışı kitaplar ve Türk yazarların kurgu eserlerini önerebilecek var mı? Okuma listesi yapıyorum çünkü
Reklam
Jakobenlik hakkında kitap önerisi verecek var mı? Ama Türk tarihci olmasa çok iyi olur.
Jakobenlik hakkında kitap önerisi varsa alırım
Günümüzde herkes modern çağla birlikte uygarlığın geliştiğine emindir. Bize hep hatırlatıldığı üzere, Ortaçağ ve erken modern dünya din savaşlarıyla harap oldu. Ama imana dayalı şiddet modern çağa geçişle yok olmadı. Fransız Devrimi'nden itibaren, Avrupa ve dünyanın büyük bir bölümü Jakobenlik ve komünizm, Nazizm ve faşizm gibi seküler akidelerin ve kavgacı türden bir evanjelik liberalizmin körüklediği devrimler ve savaşlar batağına saplandı. 21. yüzyılda Leninizm ile faşizmden alınma fikirleri İslam'ın içindeki köktenci akımlarla harmanlayan İslamcı akımlarda imana dayalı şiddetin güçlü bir kaynağı ortaya çıkmış durumdadır.
Sayfa 33 - Yapı Kredi Yayınları • Seküler Hümanizm: Kutsal Bir YadigarKitabı okudu
320 syf.
9/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Jakobenizm ve Kemalizm - Emrah Gülsunar
Kitapta genel olarak; Jakobenizm bağlamında Türk-Fransız kültür ilişkileri, bu kavramın tarihselliği; bu kavramın Kemalistlerde ve İttihatçılarda olan etkisini, yine bu kavramın sol-liberal ekol ile sol-Kemalist ekolün yaklaşım farklarını detaylıca inceleyen bir siyaset-bilimi eseridir. Akademik bir çalışmadır. Anladığım kadarıyla yazıyorum; Fransız devrimcilerinin içindeki hiziplerden biri olan Jakobenler klubü ile Türk aydınlanmacıları arasında genel bir zihniyet benzerliği var, yer yer pratik-metodolojik benzerlikler de var, ama bunun yanında, Fransız Devrimi ile Türk Devrimi'ni ayıran kalın olgusal çizgiler de var. Bundan dolayı, Jakobenlik eşittir Kemalizm diyemeyiz, şeklinde algıladım bu çalışmayı okuyunca. Yani, bu iki kavram arasında benzerliklerin yanında epey farklılıklar da varmış. (Tabi bu kitabı okurken Fransız tarihini detaylıca bilmek gerekiyormuş, bunu fark ettim.) Çalışmayı genel olarak beğendim. Puan olarak 9/10 veriyorum. Sosyal ve siyasal bilimlerle ilgilenen vatandaşlarımızın kesinlikle okumasını tavsiye ederim.
Jakobenizm ve Kemalizm
Jakobenizm ve KemalizmEmrah Gülsunar · Yordam Kitap · 201515 okunma
Reklam
Orhan Pamuk'un Kar romanı
Bu kitapta solculuk bir anomali, bir hastalık, döneklik, darbecilik veya ahlaksızlıktır. Jakobenlik ise bu kitaba göre nedensiz bir darbe hareketi, bir psikopatlık, bir tür ruh hastalığıdır. Cumhuriyeti savunan ya da kendini Kemalist olarak tanımlayan kişi ontolojik olarak darbecidir.
Sayfa 126Kitabı okudu
İhtilal, her sınıfın güzel ruhlarının şevkiyle başladı. Kurucu Meclis'in sağ tarafı pek vakitsiz bir mukavemet göstermekteydi; onu yenmek için gayret lazımdı: Bu da nezaketin yiyip bitiremediği orta sınıfın bütün gençlerini harp meydanına davet etmek manasına gelmekteydi. Avrupa'nın bütün kralları, Jakobenlik karşısında ittifak kurmuşlardı. Böylece 1792'nin ulvî savleti vuku buldu.→
Sayfa 174 - Everest KlasiklerKitabı okudu
1811'de küçük bir nahiye, altmış frank toplayarak, anayolu yapan mühendisin ihmal ettiği bozuk kaldırımları tamir ettirmek istedi. Vali yardımcısı, vali, mühendis ve nazırdan alınacak on dört adet karara ihtiyaç vardı. İnanması güç zahmetler ve muazzam bir faaliyetten ve nihayet talepten on bir ay sonra, lazım olan müsaade geldi ve bozuk kaldırımlar kullanılarak yoldaki birkaç çukur, işçiler tarafından kapatıldı. Bir vekâletin bir köşesinde, büyük meblağları idare eden ziyadesiyle ahmak bir kâtip, Paris'te ve nahiyeye bin kilometrelik mesafede, köyün üç temsilcisinin iki saatte nizama koydukları bir işe girişti. Bu kadar aşikâr ve günde beş yüz kere meydana gelen bir vaka ihmal edilemezdi. Fakat ilk iş, Fransızların Jakobenlik zamanlarında kazandıkları pek fena bir âdet olan, vatandaşı aşağılamak ve bilhassa onu müzakereye girmekten alıkoymaktı. Bu hasudane tedbirler olmadan, birbiri ardına gelen ve Fransa'yı istismar eden bütün hükümetler, daha evvel bahsettiğim, bu korkunç canavarı, efkâr-ı umumiyeyi canlandırabilirlerdi. İmparator'un nazırlarının başlarını kaldırmadan çalışmalarına sebep olan işin nereden geldiği görülmektedir. Paris, Fransa için idareyi deruhte etmek arzusundaydı. Fransa'nın bütün meseleleri, şayet kanatları olsa, bunları zaruret üzere, göz ardı edecek adamlara sevk edilmeliydi.→
Sayfa 156 - Everest KlasiklerKitabı okudu
Kendilerini işlerine vakfetmiş, gelirlerini mecnunâne bir merasimle sarf eden zavallılar, her sabah Moniteur'ü [resmi yayın] açtıklarında azillerini görme korkusuyla titremekteydiler. Onların yaranmak için belli başlı yollarından biri, efkâr-ı umumiyeyi son kıvılcımına kadar söndürmekti ve bunun adı da, bugün olduğu üzere, Jakobenlik'tir.
Sayfa 154 - Everest KlasiklerKitabı okudu
İngiltere'ye çıkarma yapma niyetlerinden vazgeçilmişti; zira İmparator, bahriyede İhtilal'in neticesinde piyade arasında doğan takdire şayan kabiliyetlerden hiçbir adet dahi bulamamıştı. İşin tuhafı, Fransız zabitlerinin şahsiyetlerini kaybetmiş gibi olmalarıydı. Mecburi askerlikle, İmparator seksen bin maaşlı adam toplamıştı.
Sayfa 103 - 104 Everest KlasiklerKitabı okudu
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.