Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Jazz
kendi kalbimle kendi zamanım arasındaki sarkaç püskürtüyor beni dünyaya
Sayfa 17
Jazz
Ben papatyaları şımartmadım diye oldu
Sayfa 17
Reklam
İnsan, boşa nefes tüketmemeli' diyen jazz trompetçisi. Ölüm döşeğindeyken son nefesini trompete üfleyebilmek için başucundakilerden yardım istediği rivayet olunur.
Jazz
Atlantik ve Pasifik ve beş kıta koşmam gerek yetişmem gerek yazgıma tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin niçin, niçin, niçin kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
Kitaplardaki müzikler...
§ "The piece is known,' he concluded lustily, 'as Vladimir Tostoff's Jazz History of the World.' "
Sayfa 48 - Wordsworth Édition LimitedKitabı okuyor
Introduction by Pynchon
...Against the undeniable power of tradition, we were attracted by such centrifugal lures as Norman Mailer’s essay “The White Negro,” the wide availability of recorded jazz, and a book I still believe is one of the great American novels, On the Road, by Jack Kerouac.
Reklam
Barcelona varken Rela madrid de neeee
Yemeğe? - Aç değilim. - Bir kadeh bir şey içmeye gidelim. -İçmiyorum. - Dans etmeye? - Erken. - Pekala, ya .... , nereye gitmek isterdin? - Nereye istersen. - Casilda's Jazz'a gidebiliriz. - Daha iyi bir teklif? - Ya bir oyun salonuna? - Çaylak olma. - Kızım, bilmiyorum. Teraslar biraz soğuk. - Kıçımız bile donar. - Bu yüzden. Gazinoya mı gitseydik? - Gazinodan nefret ederim - Bilardoya? -İstemez. - Paten kayar mısın? - Daha iyi bir şey gelmiyor mu aklına? - Sinemaya gidebiliriz. - Sinemaya mı? - (çok oldu sinemaya gitmeyeli.) - şimdi canım sinemaya gitmek istemiyor. - O halde ... , bilmiyorum. Real Madrid için giriş bileti almayı neyelim mi? - Yamyamlarla işim yok.
Sayfa 46 - Pdf
Jazz ve rock beni klasik müzik kadar yükseltmiyor. Klasik müzikte yüzyılların izi var bir kere. Daha çok kan, daha çok üslup. Jazz sızlanıp durur. Rock ise daha gürültülü ve yapmacıktır.
Jazz
benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler ben papatyaları şımartmadım diye oldu
-Nereye gidiyoruz? - Nereye istersen. - Hayır. - O halde, sen söyle. - Bilmiyorum, nereye istersen. - Yemeğe? - Aç değilim. - Bir kadeh bir şey içmeye gidelim.
Reklam
İstiklal Caddesi
Yeryüzünde böyle bir yer daha var mıdır bilmiyorum? Müzik marketlerden caddeye yayılan arabesk, protest, jazz, pop, metal, klasik müzik, Türk müziği, klasik Türk müziği, türkü ve sınıflandırılamamış ne kadar şarkı varsa kulağınızı tırmalardı. Parfüm, ter, yemek ve çiçek kokulan arasında keyifle, kederle, aceleyle, dalgınlıkla, pervasızca, çapkınca, tek başına, topluca yürürdü insanlar. Çok kollu, çok dallı büyük bir ırmağa benzeyen bu muhteşem cadde, papazı, fahişesi, cami hocası, pezevengi, hahamı, Aleví dedesi, bankacısı, işportacısı, öğrencisi, öğretmeni, tinercisi, dönercisi, dekoratörü, evsizi, midye satıcısı, esrar satıcısı, kanun kaçağı, Anadolu kaçağı, Avrupa kaçağı, Amerika kaçağı, Afrika kaçağı, yani yaşam kaçağı, beyazı, karası, sarısı, kızılı yani insan görünümünde olan kim varsa, hepsini, herkesi sorgusuz sualsiz kucaklamıştı..
Çay candır...
“Kaliteli Türk kahvesi geldi, yeni. Çok güzel.” Bana döndü. “Jazz, sen de beğenebilirsin. “ “Kahve, çayın kötüsü ya, “ dedim. “ İçmeye değer tek sıcak içecek siyah çaydır. “
Sayfa 25
Hayatın kabul edilse de edilmese de her birimiz için benzersiz yaratılmış bestesi var. Önemli olan sana bahsedilen besteni hangi seçtiğin notalarla, hangi tempoda yaşayacaksın. Pop musun, rock mı, jazz mı yoksa acı kokan bir şarkı mı? Karar senin. Nasıl bir bestesin?
Sayfa 104 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
293 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.