Zira iman etmiş bir mü'min Allah'a Kâbe'den daha değerlidir.
Ümmetimizin kitabı olan Kuran "Oku!" emri ile başladı. Gerçek bir okuma ümmetiyiz. Okumamız ibadetlerimizden sayılmaktadır. Secde eder gibi, cephede cihat eder gibi, Kabe'de tavaf eder gibi, Ramazan ayında iftar eder gibi, malı Allah için infak eder gibi okunur bizde. Okumak ve okutmak ibadettir.
Reklam
gören odur ve hoş yürüyüşlü olan da odur ki, Cebrail onun adımına yetişemez. Cebraile, «Gel!» der. O da, «Hayır gelemem eğer bir parmak daha yaklaşırsam yanarım,» cevabını verir (Miraç'daki rüyet ve müşahede'ye telmih ediliyor: Kabe' den (Kavseyn) sonra Ev (Ednâ) mertebesinde, Cebrail. Hazreti Muhammed'i (S.A.) yalnız bırakmış, «Daha ileri gidemem çünkü kanatlarım yanar!» demişti. )
Tayy-ı Mekan..!
benim için ne fark var? Rum ülkesinden Şam'a gideyim, yahut Kabe'de veya İstanbul'da olayım, aynı şeydir.
Devlet dairesine girer girmez onun mutlu hayatı artık bitmişti. Çünkü içerideki kalem efendileri, cahiliye devri boyunca Kabe'de bekleyen putlar kadar kımıltısız ve kayıtsızdılar.
"Ayağına Kabe sevabı yazılsın, Allah yavuz dilden kem nazardan saklasın, Hakk Teala yavuz, yüzsüz, utanmaz avrat kazasından saklasın, yolun Hicaz olsun, el kazana sen yiyesin, mutluluk yağmuru altında kaftansız kalasın, Allah seni karı şerrinden azat eylesin, üç otuz on yaşın dolsun" diye dualarını sıralıyordu.
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.