"Ne çok acı var" diye başlar Cahit Zarifoğlu 'Yaşamak' ismini verdiği kitabına.Sahi yaşam dediğimiz şeyin içinde ne çok acı var. İnsanın hayata gözlerini açtığında yaptığı ilk şeyin ağlamak oluşundan da bellidir zaten. Hoş geldin ey insan, çok ağlayıp az güleceğin ama yine de hep devam etsin isteyeceğin hayata hoş geldin der
Rusya'nın güçlü bir devlet olarak kalmasının tek nedeninin, Napolyon'un ayın yirmi altısında amansız bir nezleye tutulması olduğu düşüncesi kaçınılmaz ve akla uygun bir şeydir.
Borodino Savaşı, Napolyon'un kazanamadığı ilk savaştı.Kitabı okudu
Üzerinde her ne kadar kalem oynatılırsa oynatılsın bir şeylerin eksik kalacağı duygusu baskın olsa da bir kaç kelime etmekten kendimi alamadım.
Çiftlik "Beylik Çiftliği" adıyla Jones adlı bir adamın çiftliğidir. Çiftlikte domuzlar, atlar, koyunlar, tavuklar ve daha bir çok hayvan yaşar. Çiftlik sahibi olan insan Jones'un çok içmekten
Psikopat I- II- III
Adından da anlaşılacağı üzere kitabımızın baş karakteri bir psikopat. Evet evet tam bir psikopat. Yazarın hayal gücüne hayran kaldım gerçekten. Bu kadar saçma şeyi nasıl bir araya getirip kitap yazabildi bilemiyorum. Kurgu sıfır, içerik sıfır, karakterler sıfır ve anlatım sıfır.
"Aşk hiç bu kadar karanlık
"Kendimi o kadar eksilmiş hissediyorum ki bazen… Yani o kadar eksilmişim ki, yaşamaya devam etmem için ihtiyacım olan bütünlüğü 14 ömrüm olsa anca tamamlarmışım gibime geliyor. O sıcak ellerim nerede? Dudaklar, göğüsler, kucaklar nerede? Neden bir tatlı sözden bu kadar mahrumum? Ne ara uzaklaştım böyle? Kendimi, kaybettiğimi sandığım yerde
“İnsan,” diyordu,” Bunca kötülüğe rağmen hayatı nasıl sever? Sevgi başlı başına insiyaki dürtülerin, Yaradan’ın doğuştan verdiği vasıfların kaçınılmaz bir sonucu muydu yoksa?”