... işte kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak için elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hala, geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikaye diye, homurdanıp dururuz...
"İnsanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. İnsan, gerçeği kavradığı için utanıyor - işte gerçek önümüzde: Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar."
Kimse tarafından sevilmeyeceğine, mutlaka sonunda terk edileceğine emin. İnsan eğer bu inanç doğrultusunda yaşarsa, kendi inandığı bu gerçeğe başkalarının da inanmasını sağlar. Kader motifinin çizdiği yolda giderken başına gelenlerde kendisinin hiçbir sorumluluğu olmadığını düşünür. Sonra da “Ben biliyordum zaten böyle olacağını” deyip haklı çıkmanın buruk hüznünü yaşar. Kendini doğrulayan kehanet tam da böyle bir şey işte.
"Insanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. İnsan gerçeği kavradığı için utanıyor- işte gerçek önümüz de. Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar."
ONİKİNCİ NOTA:
Ey bu Notaları dinleyen dostlarım!
Biliniz ki; ben hilaf-ı âdet olarak, gizlemesi lâzım gelen Rabbime karşı kalbimin tazarru' ve niyaz ve münacatını bazan yazdığımın sebebi; ölüm, dilimi susturduğu zamanlarda, dilime bedel kitabımın söylemesinin kabulünü rahmet-i İlahiyeden rica etmektir.
Evet kısa bir ömürde, hadsiz
SEKİZİNCİ NOTA:
Ey sa'y ve ameldeki lezzet ve saadeti bilmeyen tenbel insan!
Bil ki:
Cenab-ı Hak, kemal-i kereminden, hizmetin mükâfatını, hizmet içinde dercetmiştir. Amelin ücretini, nefs-i amel içine koymuştur.
İşte bu sır içindir ki, mevcudat hattâ bir nokta-i nazarda camidat dahi, evamir-i tekviniye tabir edilen hususî