Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Bilirim ki, kader yazılmış, defteri dürülmüş kaldırılmış, mürekkebi de kurumuştur. Ama her an yaratma halinde olan da Sensin. Öyleyse Sen yazılmış kaderleri bile geri çevirirsin. Benim kaderim işte az önce geldi, karşıma dikildi. Çevirme benim kaderimi geri. Onu bana çok görme.''
Hayat işte öyle kahpe ki, kimseye sonsuzluk garantisi vermiyor, o gün öğrendim ki, insan hep ölecekmiş gibi yaşamalı, çünkü nefes almak bir kalbin atışına bağlı, oysa o et parçası durduğunda yoksun hayatta. Bir insanın babasının olmaması, annesinden mahrum kalması nasıl bir acıdır, nasıl insan yalnız başına başarmak zorunda kalır, kime sığınacak, bir derdi olduğunda kim çözecek, yaşadığı güzellikleri kime anlatıp övgü alacak ya da kimi gururlandıracak doğru yaptıklarıyla, bu kadar mı acımasızdı hayat, bu kadar mıydı ilahi adalet, bu mudur alın yazısı, kader bu mu?
Reklam
Bilirim ki kader yazılmış, defteri dürülmüş kaldırılmış, mürekkebi de kurumuştur. Ama her an yaratma halinde olan da Sensin. Öyleyse, Sen yazılmış kaderleri bile geri çevirirsin. Benim kaderim işte az önce geldi, karşıma dikildi. Çevirme benim kaderimi geri, Onu bana çok görme.
"Bu kitap en azlarındır. Belki de onlardan hiçbiri yaşamıyor daha. Onlar, benim Zerdüşt'ümü anlayanlar olacaklar : kendimi, daha bugünden işitilecek kulaklar bulanlar ile nasıl karıştırabilirdim ki? Ancak öbürgündür benim olan. Kimileri öldükten sonra doğar. Kişinin beni anlamasının, hem de zorunlukla anlamasının koşulları, —bunları pek iyi bilirim. Benim yalnızca içtenliğime, tutkuma dayanabilmek için, düşünsel konularda katılık kertesinde dürüst olması gerekir kişinin. Dağlarda yaşamaya, alışkın olması gerekir— çağın siyasetinin ve halkların çıkarcılıklarının sefil gevezeliğini kendi altında görmeğe. Aldırmaz olmuş olması gerekir, hiç sormaması gerekir, doğruluk yararlı mıdır diye, bir kötü kader olup çıkar mı diye... Bugün kimsenin sorma yürekliliğini göstermediği sorulara sertliğin verdiği yatkınlık; yasaklanmış olana yüreklilik; labirente önceden-belirlenmişlik. Yedi yalnızlıkta edinilmiş bir deneyim. Yeni bir müzik için yeni kulaklar. En uzaklar için yeni gözler. Şimdiye dek sağır kalınmış doğrular için yeni bir vicdan. Ve yüce üslubun iktisat istemi: gücünü, heyecanlanmalarını derli-toplu tutmak... Kendi kendine saygı; kendi kendine sevgi; kendi kendisi karşısında koşulsuz bir özgürlük... İşte! Bunlardır benim okurlarım ancak, benim sahici okurlarım, benim önceden belirlenmiş okurlarım: geri kalan neye yarar ki —geri kalan, insanlıktır yalnızca.— Kişinin, gücüyle, ruhunun yüksekliğiyle, insanlığa tepeden bakması gerekir —hor görüşüyle..."
Balıkçılar. -Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder, Bugün açız yine; lâkin yarın, ümid ederim, Sular biraz daha sakinleşir... Ne çare, kader! - Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur; Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta... - Olur; Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen
Hayat bir okuldu ama insan ta ki gün gelip de Bir acıya düşene dek "öğrenmek" istemiyordu İşte bu yüzden de "acı" her kader müfredatına "zorunlu ders" olarak konuldu..
Reklam
Neticede, işte o gün o patlamada onlarca kişi yaralandı, beş kişi de öldü. Daha doğrusu, kayıtlara üçü kadın ikisi erkek, beş kişi öldü diye geçti; halbuki beş değil altıydı ölü sayısı. Kader hamileliğinin beşinci ayındaydı çünkü; bir oğlumuz olacaktı ve ben karımla birlikte o gün orada maalesef onu da kaybettim. Bir kerecik bile sarılamadan kaybettim üstelik, bir kerecik bile öpemeden...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.