Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlık
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği (Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.) (Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun. youtu.be/A3CK21RhynY )
Bilge Bias'tan deyişler..
*Çoğu insan kötüdür. *Bütün erkekler kötüdür. *Büyük bir cömertlikle kaderin daha da kötüye gitmesine katlanmak güçtür *Aklınla gideceğin yolu seç, ama onu edindiğin zaman da o yolda sebatla devam et. *Hızlı konuşma, çünkü bu aptallığı gösterir. *Aşk sağduyusu edinin. *Tanrılardan oldukları gibi bahsedin, olmasını istediğiniz gibi değil *Hak etmeyen bir adamı zenginliğinden dolayı övmeyin. *Amacınızı zorla değil, ikna ederek kazanın. /Zorla değil, ikna ederek alın. *Gençlikten yaşlılığa yolculuk etmenin bir yolu olarak bilgeliği besleyin, çünkü o diğer sahip olunan her şeyden daha kalıcıdır. *İşlerinizi, sanki uzun yaşayacakmışsınız ya da yakında ölecekmişsiniz gibi düzenleyin. *Bütün edimlerimi yanımda taşıyorum
Reklam
Sis
Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman, beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan ağırlığının altında herşey silinmiş gibi, bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü; tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar! Ama bu derin karanlık örtü sana çok lâyık; lâyık bu örtünüş sana, ey zulümlér sâhası!
Şarkı ve Türkülerdeki elfaz-ı küfürler
Günahlar ayna zamanda internet sayfalarındaki linkler/irtibatlar gibidirler. Tıkladığınızda ya da bulaştığınızda sizi adım adım küfre doğru çekerler. Bu tıpkı "mikrop öldürücüdür" denmesi gibidir. İnsana üç beş tane mikrop bulaşsa ona bir şey yapamaz. Ama mikroplar hafife alınsa ve çoğalmalarına imkân hazırlansa günün birinde insanı
Paraya Sıkışmak
Oturuyorum, bir şeyler yazmaya çabalıyorum. Önce bir resim çizmem lazım, ama her zamanki gibi kafamda. Başka türlü yazamıyorum bu aralar, yazar tıkanması denilen şey herhalde – ya da yazmaya çalışırken bataklığa saplanmak, bilemiyorum. Neyse bomboş bir kağıt var karşımda. Önce bir yol çizelim, her şey yollarla var çünkü, hayat da bir yol değil
Kimden kaçıyoruz? Kendimizden mi?...
Hz. Süleyman devriydi. Saf bir adam, bir kuşluk vakti, kudretli peygamberin sarayına telâşla girdi. Nöbetçilere, hayatî bir mesele için Hazret-i Süleyman’la görüşeceğini söyledi ve hemen huzûra alındı. Süleyman –aleyhisselâm-; benzi sararmış, korkudan titreyen adama sordu: “–Hayrola neyin var? Neden böyle korku içindesin? Derdin nedir? Söyle
Reklam
.............Kendimizi Tanımaya Çalışalım........... 1 / Kalp Diriliği Kalp devamlı kendi vazifesini görmek, Rabb’ini zikretmek ister. Nefis de hep uyanıktır, hiç uyumaz ve sahibine kötülükleri emretmekten geri durmaz. Kul, Allah Teâlâ’nın emirlerine kulak verdi ise ne âlâ, aksi durumda o nefis ve şeytanı dinler. Hakk’ı işitme yolunu kapatan her
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Hastalıktan perişan olmuş bir adam doktora gitti. Hasta doktora, ''Nabzıma bak da derdimi anla'' dedi. Doktor hastanın nabzına baktı, kalbini dinledi, iyice muayene etti. Hastanın ölümünün yakın olduğuna karar verdi. Hiç ümit yoktu. Hastaya, ''Sana ne ilâç gerekir ne de perhiz. Gönlün ne istiyorsa onu yaparsan, hastalığın iyileşir'' dedi. Hasta,
"30 YILLIK İDDET!.."
Ahh benim Naz'lım.. 16 yaşında yüzü kapatılıp, gelin ettiklerinde onu; bindiği atın dizginlerini kim tutarsa "acaba benim kocam bu mu?" Diye sorarmış kendi kendine. Çünkü hayatında bir defa gördüğü bir delikanlı çoktan düşmüş yüreğine. Eskiden bir kızın sevdalanması susmasından belli olurmuş misali gizlemiş bunu yüreğinin en içinde.
Reklam
Bugün günlerden eskiler, yine. Unutmayı çok deniyorum. Hayatım boyunca hep denedim. Fakat unutmak diye bir şey sahiden var mı? Bilmiyorum. Nasıl unutulur iyilikler, kötülükler, anılar, acılar... Böyle bir güce kim sahip ki. Öyle kolay değil işte. İnsan yaşadıklarını unutamıyor. Mesele kişiler değil, mesele; o kişilerden arta kalanlar. Mesele;
Mustalem Aktı kan, kan aktı meşhur meydana, Bir sır damla damla döküldü elhak. Kol düştü, baş uçtu, gövde bir yana, Bir nida hatiften: Sana müstahak. Bir kadeh sunarız, ezeli serin,
"KADERİN ÜSTÜNDEKİ KADER..."
- "... Sanat, ölümden sonraki hayattır! Her sanat adamı, devrinin kalabalığı içinden kendisini seçecek, dehâsını anlayacak zamanı düşünür. “Tâ haşre kadar” sözü, açıktan açığa o gün için yazılmış görünen eski kasidelerde bile en çok geçen tâbirlerdendir. Haşre kadar, yani ebedîlik boyunca! Ebedîlik boyunca yaşayacak olan fertler, hattâ nesiller değil, cemiyettir... Kaderin ve zamanın karşısında ancak cemiyet ve onun tarihî varlığı olan milliyet durur! Fırtınaya karşı yaprak değil, kökünü toprağın derinliklerine salmış olan çınar dayanır... Bu inanış, her kaderin üstündedir..." (A. Hamdi Tanpınar, İnsan ve Cemiyet, İzdiham.com)
SİS / Tevfik Fikret
Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman, beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan ağırlığının altında herşey silinmiş gibi, bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü; tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar! Ama bu derin karanlık örtü sana çok lâyık; lâyık bu örtünüş sana, ey zulümlér sâhası!
Tanpınar’ın Huzur’undan alıntılar 1. “Mademki o artık benim için her şeydir, o halde bütün kâinatımla ona taşınacağım!” 2. “Fakat bütün bunların üstünde asıl Mümtaz’ı çıldırtan şey, o garip utangaçlığı, hiçbir günahın ve hazzın gideremediği ruh bekâretiydi.” 3. “Kendi kendisini aşka veriş şekli, hazza sakin bir limanda bekleyen gemi gibi
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.