Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Muhsin Yazıcıoğlu
Muhsin yazıcıoğluna rahmet ve saygı ile Güzel Çocuk Muhsin’e Bu çileli yolda bir ülkü çınarı Sevdam sen şiiri Sevdam Sen  Kahverengi kadife gözlü! Seninle bir ömür paylaştık... Kaç bahar geçti anlamadan Acılar içinde mutluluk yaşadık... Dön de bir bak maziye Ne kaldı giden mevsimden? Acılar toplamışız Kır çiçekleri gibi Hüzün ve keder bahçelerinden.
Kırık Hava
Deniz manzaralı bir masa, daha ne olsunlu bir düşünce içerisinde seyre durmuştu o sırada sahilde olan biteni. Bir silsile halinde fikrine hücum eden düşünceleri kovmak isterken kendini yeni yeni düşüncelere itiyordu. Kimbilir kaç vakittir o masada oturuyordu ya da bu içtiği kaçıncı çaydı kendisi de bilmiyordu. Sanki ruhu bir boşluktan diğer
Reklam
Mayıs 2018 Etkinliği : Hikaye 33
Yazar: https://1000kitap.com/kelebeklerdeaglarr Hikaye Adı : Kırık Hava Link: #29829345 Deniz manzaralı bir masa, daha ne olsunlu bir düşünce içerisinde seyre durmuştu o sırada sahilde olan biteni. Bir silsile halinde fikrine hücum eden düşünceleri kovmak isterken kendini yeni yeni düşüncelere itiyordu. Kimbilir kaç
eski defterlere yazılanlardan
KARANLIK Geziniyor yatağımın başucunda ,ayak sesleri rüyalarımın dipsiz uçurumlarında yankılanıyor.Geleceğimi yutuyor,geçmişimi satın alıyor; bedelsiz ve kahpece.Sigaramın dumanı her saat tik takı ile seviştikçe içimi kaplayıp titretiyor. Yürüdüğümde hep benimle beraber ;sağımda ,solumda.Kimi zaman tanımadığım insan silüetlerinde gizli,kimi zaman en sevdiğim yüzlerden bana yansıyor.Toplum içinde bir ıssızlık serinliği veriyor ve diken diken oldukça tenim,nefesimin buğusu dolduruyor her yanı.Hatıralarımdan siyah beyaz filmler oynuyor odamın duvarında,o bir köşede sinsice gülüyor.Yüreğimde sevgi ile nefreti takas ettiğimden beri,damarlarımdaki kanda usulca , derinden yüzüyor ve zehirliyor ince sızılarla. Ruhumun derinliklerini dinlediğim zaman yumuşak tınılar duyuyorum ninniye benzer ama onlar ninni değil,onlar çığlıklar, içimdeki devasa isyankarlığa ait kadife çığlıklar.O bazen yakıyor içimdeki arzuları ve bir an sevindiriyor,mutlu ediyor.Sonra tüm ümit yollarına ördüğü taş duvarlara çarpıyor gönlüm , paramparça.Kırık kalp mevsimlerinin ilk baharında tam sevgi çiçekleri açarken kış geliyor onun vahşi gölgesinin çöküşüyle ve soluyorlar. Tüm vefasızların adreslerinin yazılı olduğu kirli kağıt parçaları kül gibi yağarken üzerime,yalnızlığım haykırıyor adımı boş odalara.İşte bu benim hikayem.İşte bu beynimdeki kör nokta.İşte bu karanlık,yalnızlıktan doğan karanlık,sürgit bir karanlık.... 14.03.2000
işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni
Reklam
işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı hiç bir yaprak damarından hiçbir su özünden atamayacak beni ortaya benim ölümüm sürülecek pey akçesi olarak tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca ama neler olup bittiğini hiç bir ayetten hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin İSMET ÖZEL 3 FRENK HAVASI
şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin O gün bugün, şehri dünyanın üstüne kapatıp bıraktım kapattım gümüş maşrapayla yaralanmış ağzımı ham elmalar yemekten göveren dudaklarım mırıldanmasın şehrin mutantan ve kibirli ağrısını. Azıcık gece alayım yanıma yalnız serçelerin uykusuna yetecek kadar gece böcekler
Üç Frenk Havası
işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı hiç bir yaprak damarından hiçbir su özünden atamayacak beni ortaya benim ölümüm sürülecek pey akçesi olarak tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca ama neler olup bittiğini hiç bir ayetten hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin...
Oysa gün ağarmadan sen gelmiş olmalıydın. Evimizde merhametli bir ıhlamur kokusu var. Kır çiçeklerinden bir buket unutulmuş yastığımda... Açmışsın pencereleri sonuna kadar... İçeri giren sen dolu bir bahar rüzgarı... Seni beklemek; değermiş her şeye... Tüm gecelerimi doldurdum kadife keselere... Sancılarımla attım kör düğümleri... Yetmedi. Ağladım. Yetmedi. Beklerken öldüm. Sana varılan gün doğumları hep gebe kaldı geceye.... Şimdi tüm karanlıklar bana adansın. Şimdi kır çiçekleri ile tutulsun yasım. Ihlamur ağaçları bağışlansın adıma Lütfen! Hiç bir efsane de bu hasret anlatılmasın. Sonay Karasu
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.