Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"işte öldüm, işte son kadife çiçekleri..."
İsmet Özel
İsmet Özel
Kırık Hava
Deniz manzaralı bir masa, daha ne olsunlu bir düşünce içerisinde seyre durmuştu o sırada sahilde olan biteni. Bir silsile halinde fikrine hücum eden düşünceleri kovmak isterken kendini yeni yeni düşüncelere itiyordu. Kimbilir kaç vakittir o masada oturuyordu ya da bu içtiği kaçıncı çaydı kendisi de bilmiyordu. Sanki ruhu bir boşluktan diğer
Reklam
Kendimden
Kadife çiçekleri düşüyor başımdan, sevdan gözlerime gözükünce
Üç Frenk Havası.
1. Capriccio Alum Gülünç bir ölümle öldü deniyor Max Stirner için çünkü mahvına sebep nihayet bir sinektir ama Fanya Kaplan nasıl öldü diye sorarsak sanırım işimiz fazlasıyla ciddileşir.
işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni
işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı hiç bir yaprak damarından hiçbir su özünden atamayacak beni ortaya benim ölümüm sürülecek pey akçesi olarak tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca ama neler olup bittiğini hiç bir ayetten hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin
Reklam
işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı hiç bir yaprak damarından hiçbir su özünden atamayacak beni ortaya benim ölümüm sürülecek pey akçesi olarak tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca ama neler olup bittiğini hiç bir ayetten hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı
İsmet Özel
İsmet Özel
Ama sadece bir çiçeği kendime benzetirdim. Gelincik çiçeği çünkü hüzün demekti. Bana göre gelinciğin diğer çiçekler gibi bir albenisi yoktu ya da güller gibi gösterişli değildi. Papatyalar gibi güzel kokmuyordu çünkü belirgin bir kokusu da yoktu. Karanfiller gibi birçok rengi yoktu çünkü gelincikler çoğu zaman kustuğum kanın rengindeydi. Yıldız çiçekleri gibi gösterişli ve kaktüsler gibi güçlü değildi. Gelincik fazla hassas bir çiçekti. Kadife yapraklarına dokunduğunuz an yaprakları yere düşerdi. Toprağından kopardığınızda saniyeler içinde solardı. Gelincik çiçeği hüzün demekti, gözyaşlarını akıtan bir hüzün. Hassastı ve kırılmaya müsait ince bir dalın üstünde saklıydı taç yaprakları. En küçük bir rüzgârda bükerdi boynunu, yas tutar ve matemi anlatırdı Beni en iyi gelincik çiçeği anlatırdı çünkü çiçek dilinde gelincik, "Beni sevme yarınım belli değil," demekti.
Ötanazi Okulu
Ötanazi Okulu
işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı hiç bir yaprak damarından hiçbir su özünden atamayacak beni ortaya benim ölümüm sürülecek pey akçesi olarak tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca ama neler olup bittiğini hiç bir ayetten hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin.
İsmet Özel
İsmet Özel
Başlangıçta söz vardı. Toprak bakirdi, gökyüzünü görünmez ağaçlar tutardı ve sular henüz lekelenmemişti. Yahuda Kralı hiç birşeyini kaybetmemişken anlam benim düşündüğüm gibi değildi. Sonra zaman bitti. Küçücüktü zaman, sizin düşündüğünüz zaman hiç değildi. Gün altı saat ederdi, sadece dört kadife günden oluşurdu
Reklam
1000Kitap Eskişehir Okuma Grubu 63. Buluşması
Eskişehir 1k grubu olarak 63. buluşmamızı gerçekleştirdik. Aramıza yeni katılan arkadaşlara hoşgeldiniz diyorum ve kalıcı olmaların diliyorum. Hermann Hesse'den Demian kitabı hakkında konuştuk.Emil Sinclair karakterin gençlik hayatındaki sorunlar ve kurduğu dostluklar hakkında konuştuk.Diğer kitabımız Toni Morrison'dan En Mavi Göz kitabıydı. En mavi göz tıpkı hayat gibi, dünya gibi.Küçük siyah bir çocuğun gözünden tacizi, tecavüzü,ırkçılığı, şiddeti, fakirliği, cinsiyet eşitsizliğini anlatıyor. Cebindeki üç kuruş parasını feda edip arkadaşını mutlu etmek isteyen, ektiği kadife çiçekleri çıkarsa dileklerinin gerçekleşeceğine inanan bir çocuğun gözünden anlatıyor. Anlattıkları öyle şeyler ki insan kendi türünden tiksiniyor. Bu kadar kötülük nasıl olur diye düşünüyor. Halbuki anlatılanlar tıpkıhayat gibi, dünya gibi. Diğer buluşmamız 5 Ocak 2024 Cuma Mekan Hanımeli Kafe olarak belirledik. Kitaplarımız
Nihan Kaya
Nihan Kaya
'dan
Çatı Katı
Çatı Katı
ve
Marian Engel
Marian Engel
’den
Ayı
Ayı
Kitapla kalın.
Yaşın getirdiği vicdan azabı çokluğu da getiriyor yanında Ne kadar çok kelimelerin var oysa ki azlığın olduğu şu garip dünyada Her gün yeniden yakılan sigaralar Geçip gidilen taş kaldırımlar, yükü bedenimden ağır hayatlar Erkekliğin günahından uzak kadınların yaşadığı Dar, ince sokaklar arasında yükselen çığlıklar Hangi yöne baksam, gölgem
şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin O gün bugün, şehri dünyanın üstüne kapatıp bıraktım kapattım gümüş maşrapayla yaralanmış ağzımı ham elmalar yemekten göveren dudaklarım mırıldanmasın şehrin mutantan ve kibirli ağrısını. Azıcık gece alayım yanıma yalnız serçelerin uykusuna yetecek kadar gece böcekler
Üç Frenk Havası
II. ölüm cantabile___ ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını yerimi yadırgadım yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka çılgının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı durmadan beyaz bir aygırla taşardım derin göllerden bir gebe kısrakla kaçardım derin
üç frenk havası ( II. alum cantabile )
Ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını yerime yadırgadım yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka çılgının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı durmadan beyaz bir aygırla taşardım derin göllerden bir gebe kısrakla kaçardım derin ormanlara güneşin zekasıyla doymak
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.