Karıkoca arasında öyle bir sevgi arası girince bir daha iyi bir geçim, mümkün değil kurulamaz. Kadın ölünceye kadar boşa çıkan hayatını ağlar ya da gözyaşları deva olmazsa başka bir yerde eğlence aramak ister. Erkekler hep kendi hareketine karısını sebep göstermeye çalışarak bunu sonuna kadar sürdürecektir. İnsanlar tuhaftır! Kötü bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa mutlaka en önce vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar. Kötü işleri yapanlara sorunuz hepsinde kendi kendilerine yaratılıp özenle pekiştirilmiş sebeplere rastlarsınız. Hiç olmazsa sanki bir çok sırların bulunduğunu farz ettirerek güler, size, “Anlatamam ki, bilseniz beni hoş görürsünüz,” demek ister. Onun için öyle sebepler vardır ki henüz kendisi bile çözümleyemeyip bir sonuca bağlayamamıştır ya da bir takım sebepler bulunduğuna inanmıştır ama incelenmek gerekirse hiçbir şey yoktur. Kim bilir, karısına hıyanet etmek için kendisini ne kadar haklı bulmaktadır.
Sayfa 125Kitabı okudu
MAÇ Bitpazarından geçiyorum. Bir adam radyosunu satıyor. Radyonun çalışıp çalışmadığını anlamak için, fişini, bir eskici dükkanının elektrik prizine soktular. Birkaç cızırtı, hırıltı derken bir ses: -Burası Mithat Paşa Stadyumu!... Radyonun satışı unutuldu ve bütün bitpazarı tipleri, satıcılara, alıcılara, küfecilere kadar maçı dinlemeye koyuldular. Hayretle durup manzarayı seyretmeye başladım. Evindeki çocuk lazımlığını eline alıp bitpazarında satmaya gelen yeldirmeli kadına varıncaya dek tesir halkası içine alınmadık insan bırakmayan bu korkunç cazibe merkezi ne korkunç şey! Meyhaneden dershaneye, sonunda “hane” eki bulunan her yerde o yerin her ferdini unutturup yalnız kendisini hakim kılan, kendisinden başka hiçbir meseleye söz hakkı vermeyen maç... Bizzat şahit olduğum hapishanede, insanın havayı emmekten bezdiği ve güneşi görmekten tiksindiği şartlar altında bile alaka duyulan maç: Müdürü, jandarması, gardiyanı ve mahkumu, hırıltılı hapishane hoparlörünün hunisinde kaynaşırlar. Şu futbol, din çapında öyle bir vecd kaynağı olmuştur ki, konuşmaya başlayan çocuğun ilk kelimesi “Gol!” olsa şaşmamalı... Artık insanda kafa meşin top, beyin meşin top, kalp meşin top, mide meşin top... Bu nefsani ra’şenin yanına ruh ve fikir ürpertisini getirebilecek ve memleket kalesinin önündeki büyük mesele topunu muazzam bir şutla ağlara takacak santrafordan ne haber?
Reklam
Geçenlerde yolumuz Liechtenstein'a düştü. (Biliyorsunuz öyle bir ülke var.) Fırsattan istifade birkaç kitap da okudum, Liechtenstein Tarihi, Anayasa tartışmaları ve yeni anayasa süreci, prens ailesinin şeceresi, vs. Notlarımı sizinle paylaşayım dedim. On bir köy, sağlam banka Ülke nüfusu yirmibeş bin, bizim Selçuk kadar. Ama yüzyıllardan
FHKC, 11 Aralık 1967 yılında ML bir örgüt olarak, Mlliyetçi Arap Hareketi, Filistin Kurtuluş Cephesi ve bazı direniş örgütlerinin birleşmesiyle kuruldu. Genel sekreteri Ortodoks Hristiyan, tüccar bir ailenin çocuğu olan ve Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde tıp eğitimi alan Doktor George Habaş'tı. Hareket çıkışında kendisini Marksist,
kendine ait bir oda/ virginia woolf
“…kısa bir süre içinde yok olacak dünyanın güzelliğinin iki sivri ucu vardır, bu uçlardan biri kahkaha, biri ıstıraptır ve bu ikisi kalbi delik deşik ederler.” “gökyüzünün mavi topraklarında binlerce yıldız yanıp sönüyordu. insan kendini gizemli bir toplumda yalnız hissediyordu. bütün insanlar yatmış uyuyorlardı. -yüzükoyun, yatay,
Teselli ya da şevkat bekleyen, güven bulmaya çalışan bir kadını kollarına almayalı yıllar olmuştu ve bunun iyileştirici yanlarını keşfedene kadar eksikliğini fark etmemişti bile. Belki sadece bir saniyeliğine Alexander, onu ömrünün sonuna kadar koruyabilmeyi ve bunun hakkı olduğunu hayaş etti.
Sayfa 147 - Alexander about JaneKitabı okudu
Reklam
262 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.