Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Allah Resûlü oturmuş, Huneyn'de, Hevâzin kabilesinden elde ettikleri ganimetleri taksim ediyordu. O esnada adamın biri Resûl-i Ekrem Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) başı ucunda durdu ve, "Hani senin bana bir sözün vardı" dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem), "Doğru söyledin, dilediğini seç" buyurdu. Adam, "Çobanlarıyla birlikte seksen koyun isterim" dedi. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), "Onlar senin oldu" buyurdu ve şöyle ekledi: "Az bile istedin. Hz. Musa'ya, Hz. Yusuf'un kabrinin bulunduğu yeri gösteren kadın senden daha akıllı ve da ha isabetli davrandı. Hz. Musa, kadının isteyeceği şeyde onu hakem bırakmıştı. O da, 'Benim istediğim bana gençliğimi geri vermen ve seninle beraber cennete girmemdir' demiştir."
Öyle olmasını umuyoruz..
Kadının gerek siyasal hayatta gerekse kamusal hayatta cinsiyeti sebebiyle maruz kaldığı ayrımcılığın giderilmesinde ve toplum bilincindeki uygulama ve pratiklerdeki sorunların aşılmasında hukuki düzenlemeler cinsiyet adaleti sağlayacaktır. Kısacası yasalar önünde eşit bir vatandaş olan kadınla erkeğin eşdeğer bir varlık olduğu ve bu iki varlığın birbirini tamamlayıcı bir rol üstlendiği toplum bilincine yerleştirilecektir.
Reklam
Kadın haklarının savunulduğu ve korunduğu en önemli temel birim hukuk olmalıdır. Hukuk, kadınların sosyal hayatlarında ve yaşamlarında iyileştirme ve özgürleştirme sağlayacaktır.
Aristo, erkeğin kadın üzerindeki üstünlüğünü doğaya bağlarken, kadınların zeka ve ahlak bakımından erkekten daha aşağı bir konumda görür. Rousseau ise, erkeği mutlu etmenin, kadının doğası gereği olduğunu söyler. Bu nedenle de Rousseau’ya göre, kadının doğası gereği aile içinde yani özel alanda kalması ve kamusal alana geçmemesi gerekir. Rousseau bu söylemi ile kadınları kamusal alanda erkeklerden koruduğunu savunmaktadır.
Bir çok toplumun sosyo-kültürel değerlerinde kadının birincil vazifesinin analık olduğu dikkate alındığında, “bir erkeği yetiştiren” kadının eğitimi erkek eğitiminden daha da önemli olduğunu kavramamız gerekmektedir. Bu nedenle kadının nitelikli bir eğitimden geçilmesi bütün aile fertlerinin, eğitimli, kültürlü ve toplumsallaşmış bireyler olmalarına zemin hazırlayacaktır. Bu bağlamda, toplumsal kalkınmanın ve refahın sağlanması daha nitelikli iş gücünü ortaya çıkması sağlanacaktır.
Sorun toplumlarda maalesef..
Günümüzde demokratik ülkelerde dahil olmak üzere, sosyal ve ekonomik alanlardaki eşitsizlik, dil, din, ırk, cins ayrımını reddeden hukuki eşitlik prensibi gereğince kadının toplumun diğer yarısı olduğu gerçeği kabul edilerek çözümlenebilecektir.
Reklam
Uluslararası alanda yapılan kadın kongreleri ile bir adım da olsa ayrımcılıkla mücadelede ilerleme sağlamış olsa da hala bir çok yasa ve uygulamada kadınlar ayrımcılığa maruz kalabilmektedir. Hatta eğitim imkanı bulamamak kadınlar için küresel bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Bu konuda UNESCO’nun 2011 Dünya eğitim raporuna göre, 800 milyon okuma yazma bilmeyen yetişkinin üçte ikisinin kadınların oluşturduğu gerçeği hala devam etmektedir. Dolayısıyla eşitlikten yoksun istihdam stratejilerinin yanı sıra çok büyük bir kesimin kayıt dışı çalışmaya zorlanan kadınların haklarının ekonomik gelişme ve yoksulluğun azaltılması gibi stratejilerin gölgesinde kaldığı görülmektedir.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, pek çok ülkeden savaş karşıtı kadınlar bir araya gelerek Kadınların Barış Partisini kurmuşlar ve Lahey’de Uluslararası Kadın Konferansı’nda erkeklerin yürüttüğü savaşı lanetlemiş ve bütün dünya kadınları adına, savaşan devletleri barışa davet etmişlerdir.
Seçim hakkının öncelikle vurgulandığı kadın hareketlerine ilişkin ilk örgütlenmeler, Büyük Britanya’da 1830’lu yıllarda ortaya çıkan Chartist hareketi ile başlamış ve akabinde Fransa’da yaşanan 1830 Temmuz devrimi ile dünyaya yayılmıştır. Almanya’da kadının istihdamı ve eğitimi ile ilgili kadın dernekleri kurulmuş, Amerika’da 1869’da Wyoming’de kadınlara oy hakkı tanınması ve 1920’de uygulama hakkının kanunlaşması gerçekleşmiştir. Ayrıca çalışma saatleri ve koşulların iyileştirilmesi istemleri ile feminist kongreler düzenlenmiştir.
Marksist feminizmin üretim ilişkilerine odaklanarak, kapitalizmin yükselişi ve emeğin sömürülmesi ile ilişkilendirdiği kadın sorunlarını çözümlemede yetersiz görülerek eleştirilmiştir. Dolayısıyla Marksist bakış açısı ataerkil yapılanma içerisine toplumsal baskıyla kamusal alandan uzaklaştırılan kadının ezilmişliğini açıklayamamıştır.
Reklam
Sorun doğru ama bence çözüm bu değil ..
Geleneksel Marksist feministler, özellikle Engels’in ailenin kökeni teorisinden hareketle kadınların kamusal alana katılmadaki yetersizlikleri üzerine yoğunlaşmışlardır. Engels’e göre tamamen toplum tarafından dayatılan baskı sonucu kadın kamusal alana ve dolayısıyla üretime katılamamaktadır. Kadınların üretimde geniş ölçekte var olmaları toplumsal baskıyı hem de cinsiyetler arasındaki çatışmayı sona erdirecektir. Bu noktada Engels’e göre özel mülkiyetin kaldırılması kilit bir rol oynamaktadır.
Niye görmezden gelsin ki iki taraf da kadınlar için eşitlik istiyo aslında.
Sosyalist kadınlar, öncelikle ezilen kadın işçi sınıfının sorunlarını ele almışlar liberal feminizmi işçi sınıfı kadınlarını görmezden gelmekle eleştirmişlerdir. Marksist feminizm kadının ezilmesinin temel kaynağının kapitalizm olduğunu ileri sürmüştür.
Marksist/Sosyalist Feminizm
Marksist feministler, liberal feministlerin aksine kadına yapılan baskının kaynaklarını kapitalizmin yapısına yerleştirmişler ve büyük yapısal değişiklikleri gerekli görmüşlerdir. Bireyden ziyade, grupların ihtiyaçlarını, çıkarlarını ve haklarını daha fazla vurgulamışlar ve ırk, sınıf ve toplumsal cinsiyet baskısı arasında içinden çıkılamaz bağlar olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu bağlamda sosyalist feminist gruplar, kadınların çıkarlarını korumak için ayrı ayrı örgütlenmekten ziyade, diğer ezilen gruplarla birlikte mücadelede birleşmeye odaklanmışlardır.
Hımm..
Liberal feministlerin bireye yönelik devlet müdahalelerini kabul etmeyen yaklaşımı, kadın sorunları dikkate alındığında devleti özgürlükleri dağıtma ve sosyal güvenceler verme gibi yükümlülüklerle donatma çelişkisi içermektedir.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.