İlyas’ı boğduklarında on üç yaşındaydım.İlyas altı. Doğduğunda kocaman bir kafa,dal gibi bir gövde ve çöp gibi kol ve bacaklardan ibaret bir hilkat garibesi olduğu ağızdan ağza gezip durdu etrafta.
Sayfa36 :Gün tamamen doğduğunda çağanoz yağmuru yerini tekrar sise bıraktı.Öfkemi son damlasına kadar tüketmiştim işte ve emin oldum ki gömdüğüm o çocuk bir ahir zaman yalvacıydı .