Devlet’i Kim, Nerede, Ne Zaman, Nasıl Yazdı? -2
Bir hayli kalmıştı yandaki odada; güneş de batmak üzereydi. Gelir gelmez oturdu, fazla bir şey konuşulmadı artık. On birlerin adamı içeri girdi. Sokrates’in önüne gelerek: “Sokrates,” dedi, “sen başkaları gibi değilsin; onlara hâkimlerin adına zehri içmelerini söylediğim zaman kızıyorlar bana, küfrediyorlar. Sen buraya gelmiş insanların en
Demek bizim bir isyanımız olmuş ki, Cenabı Mevlâm da bu belâyı başımıza musallat edip, bize ibret dersi vermiş. Ama yok, bizde gene de anlıyacak kafa yok. Şöyle bir hırtı milletvekili yaparsak gerisini sen düşün Bey, bizden ne hayır gelir... Biz böyleyiz, bizden ne köy olur, ne kasaba... Böyle gelmiş, böylece gideriz. Lanetlendik mi, beddua mı aldık nedir? Çilemizdir, çekeceğiz...
Sayfa 300 - Tekin Yayınevi 1975 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Bir kafa ki sağlam vücutta bulunur güya, devrin maşallahı var, adonis gibi oldu kasları, her sabah sporunu yapıyor, sağlıklı yiyor, zindelik için varını yoğunu harcıyor, gel gör ki bir tek fikir yok kafasında. Öyle nebat gibi gürbüz, ne kendine ne başkasına faydası var, duruyor.
Öyle bir zaman gelmişti ki kimileri tarlalarını bile sürme­yi bırakmıştı. Devrim gelecek ve mallar eşit dağıtılacaktı. Bu tarla tekrar ona düşecek miydi ki sürsün? Bu bağ, bu el­ma ağaçlan kimin olacaktı? Peki ya kendisine ne düşecekti? Devrim, her şeyi değiştirecek, kötülükleri yok edecek, yoksulluğa fukaralığa son verecek bir ilahi ışık gibi bekleni­yordu. Maocu gençler üç dünya teorisini tartışırken bir ka­fa uzanıp "Üçüncü dünya hangisidir?" diye soruyor, kimile­ri ise "Fabrikaları anladık da tarlalar nasıl emeğin olacak?" sloganını kurcalıyordu. Zaten tarlayı tarla yapan emekti. Yaz sıcağında, kış soğuğunda uğraşmazsan tarla hiç tarla olur muydu? Bir parça hıyar bile dünyanın emeğini istemiyor muydu? Her ne ise, devrim iyi bir şeydi. Bu kadar insanı pe­şine takan şey hiç kötü olur muydu?
'Nutkun ruhu vardır, tutmayana zararı vardır.' demişler. Bunu eşhedü billâh bizler gördük. Evlilik mühim. Ama evlenmek eğlenmek değildir. Ailede ben sen olmaz. Biz diyeceksin ve öyle yaşayacaksın. Evde yedirmediğini dışarıda kendin yemeyeceksin. Öyle kızdığın zaman hanıma kafa tutmak da yok. Günahtır ve kişi sadece bu yüzden azaba dûçâr olabilir. Hangi evde zulüm varsa o hâne çöker. Çünkü 'Zulm evi viran olur.' demişler. Evinde içki içen kişi unutmasın ki içki hangi ocağa döküldüyse onu söndürmüştür. Harama harcanan paranın bereketini de göremezsiniz. Evinde güleryüz göstermeyen kişinin işleri sarpa sarar. Bazısı da var, dışarıya avuçla saçar; ev halkına gelince avucunu yumar. Bu da iş değildir. Sen el iyisi olma. İlk önce yuvana, çoluk çocuğuna infak et. Ailene sarf ettiğin de sadaka hükmündedir. Neyse. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
Sayfa 116
Batı çöküyorsa kim yükseliyor? s 98
Daha genel anlamda Çin''in Batı karşısında ele geçirdiği ekonomik mevziiye bakarak bu durumu Batının alternatifi oluşuyor şeklinde yorumlamak naiflik içeren bir “yükseliş ve düşüş” öyküsü… Ekonomik veriler, gelişmişlik, üretim gibi göstergelere bakıldığında Çin''in önlenemez bir yükseliş çizgisini yakaladığına ikna olabiliriz.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.