Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tam bir münzeviydi; onu avutacak kafa dengi tek bir arkadaşı bile yoktu - burada birisi ile hiçbirisi arasında, İsa ile hiç arasında olduğu kadar bir sonsuzluk vardır. Gerçek bir dosta sahip olanlar, yalnızlığın ne demek olduğunu bilmezler, - çevrelerinde tüm dünya onlara düşman olsa bile. - Ah, çok iyi anlıyorum, bilemezsiniz siz yalnız kalmanın
Sayfa 17
Muammer Kaddafi ve Saddam Hüseyin gibi devlet başkanlarını değerlendirirken, "Onlar gitti, ülkeleri mahvoldu. Onlar varken, problem yoktu" şeklinde bir yorum türü mevcut. Bu bakış açısı, sonrasındaki gelişmelerin fenalığına bakarak, öncesinin "mutlak güzel" olduğunu varsayan basit bir ezber aslında. Tarihteki her gelişmenin, kendi içinde sıkı sıkıya bazı kurallara bağlı, şaşmaz bir sebep-sonuç zinciri içinde gerçekleştiğini hiç unutmadan, şunu söylemek daha makul görünüyor: Kaddafi ve Saddam gibiler, zaman zaman açılıp biriken suyu azaltmakla görevli olduğu halde hiç açılmayan ve damla bile sızdırmayan baraj kapakları gibidirler. Barajın arkasındaki su birikir, birikir... Ve sonunda o kuvvetli basınçla duvar patlar, her yer sele boğulur. Diktatörlerin başına buyruk yönetim tarzları ve halklarına muamelelerindeki acımasızlık (örneğin, baskı ve zulüm öylesine yoğunlaşır ki, ezilen kitleler "Biri bizi kurtarsın, kim olduğu önemli değil!" diyecek hale gelir), onların trajik akıbetlerini kaçınılmaz hale getirir. Dolayısıyla, kendilerinden sonra yaşanan karmaşa ve kaosta, iktidardayken attıkları bazı adımların ve ihmal ettikleri şeylerin direkt sonuçlarını görmek mümkündür. Bu acıklı manzaraya bakınca, Ortadoğu halkları açısından sorulacak soru ise şu: Diktatör yumruğu, işgalci çizmesi veya iç savaş dışında, dördüncü bir yol yok mu? Veya, bu dördüncü yola kafa yoranlar, bunun için dikkatle ve sabırla çalışanlar var mı?
Ketebe
Reklam
Demek ki ‘bulantı’ bu: göz kamaştırıcı bu apaçıklık. Üzerinde kafa patlattım. Yazılar yazdım. Şimdi biliyorum. Varım (dünya da var) ve dünyanın var olduğunu biliyorum. Hepsi bu. Benim için önemli değil. Benim için hiçbir şeyin önemi olmaması çok acayip, korkuyorum bundan. Denizde taş kaydırmak istediğim gün yok mu, işte o günden beri böyle. Çakıl taşını atarken, durup ona bakmıştım; her şey işte o zaman başlamıştı: Onun var olduğunu hissetmiştim. Bundan sonra başka ‘bulantı- lar’ da oldu.
“ Yere serilen yalnız yirmi,yirmi beş yıllık bir ömürle bir ömrün elde ettikleri olsaydı dert bu yakar yakıcı olmazdı.İstanbullu Hoca’nın hakkı olan gelecek yirmi yıllara yürek nasıl kor gibi yanmazdı ? O gelecek yılları,üstelik yalnız Hoca,yalnız karısı,yalnız çocuğu kaybetmiyordu ki… O yılların üzerinde tanıdık,tanımadık daha binlerce ve binlerce insanın hakkı vardı.Hoca belki de gün gelecek gönül aydınlatan,kafa sağlığını getiren,insan kurtaran cümleler bulacaktı,bu çerçevede belki de çok çok çok daha geniş olacaktı.Ve kurşun,yirmi,yirmi beş yıllık ömürle birlikte bunları da yok edecek,ebediyen yok edecekti. “
sodyum kanalı. Paul'ün doğuştan itibaren acıya duyarsız olmasına yol açan Nav 1.7 sodyum kanalı. Paul belli açılardan Alison ve Miriam'ın tersi gibi: Bir tarafta ne kadar uyaran olursa olsun acı hissedememek, diğer tarafta ise ortada hiç sebep yokken hissedilen acı var. Siguatera zehirlenmesi bizim sık duyduğumuz bir şey değil, ama
Sayfa 223 - Metis BilimKitabı okudu
Claude Gueux’ya bir bakın. Şüphe yok ki iyi işleyen bir kafa, iyi niyetli bir yürek. Ama kader onu öyle kötü bir topluma soktu ki sonunda hırsızlık yaptı; toplum onu öyle bir hapishaneye koydu ki sonunda birini öldürdü. Gerçekten kim suçlu? O mu? Biz mi?
Sayfa 36 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Baş eğmez, baş eğdirilemez yapıları ile sayılarına, güç- lerine aldırmadan bütün acuna, bütün uluslara kafa tutarlar. an. Boyunları eğilme kabul etmez. Kolları bağları reddeder. Yok la olmayacaklarını, unutulmayacaklarını, yaptıklarının acun dur- ek. dukça anlatılacağını bildikleri için korkusuzca saldırırlar yaşa- ma. Yaşam onlardan çekinir yaşarken. at- Özgür yürekleri alabildiğine direnir her şeye. Başkaldırı karakterleridir ki bir tek Göke eğilirler. Sağ dizlerini yere vu- rur, baş keserek esenlerler Gök'ü. "Yerde sağlam ve dik duruyorsam, yer beni kabul ettiyse, senin sayendedir!" Destanlar yaratırlar yiğitlik üzerine.
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç.
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç. Bozkurtların
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.