Dirmit omuz silkti. Başını önüne eğdi, ağlamaya başladı. O ağlarken herkes elini yüzüne alıp bir köşeye çekildi. Sonra sırasıyla herkes düşündüğünü söyledi. Ortak bir karar verildi. Dirmit’e dama çıkmak, şiir yazmak yasak edildi. Allah’ın gökte duran yıldızıyla, yerden kaynayan suyuyla uğraşıp durduğu için yedi gün, evin içinde kimseyle konuşmama
... henüz yeterince olgunlaşmamış, olmamış, pişmemiş, ha bire düşüp dizlerini kanatan yan kız çocuğu yan kadın bir mahluk görüyorum kendime bakınca. Ama bunu itiraf etmeye dilim varmıyor.
Tek bir soru. Sadece bir tane. Kayra sordu:
“Nasılsın?”
Bacaklarını iki kişilik salıncağa uzatıp sağ kolunu sırtını dayadığı demire yaslayıp sol kolunu da salıncağın kenarına koydu. Birkaç saniye çevreyi seyretti. Ve başladı konuşmaya.
“Seni Kinyas en son Fransa’da görmüştüm. Paris’te. Ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü