Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
13 yaşından beri kağıt topluyorum Ankara'da. Niğdeliyim. İlk okula başladığım yıl geldik Ankara'ya. Orta okulu bitirebildim yalnızca; hep taktir alarak geçtim sınıfları. Liseye yazdırmadı babam; sokağa saldı beni çalışıp da işe yaramam için. O gün bugündür sokaklardayım; çizgili, çizgisiz, kareli, beyaz ve rengarenk kağıtlar, kartonlar topluyorum.
Daha çok sevmek, daha çok gülmek, daha çok düşünmek isterdik. Daha çok görmek, daha çok anlamak, daha çok güvenmek isterdik. Şimdi bizden kalanlar bu istekler ve bu kelimeler. Huzur, rüyalar, uyku ve öpüşler vardı. İnsanlar, meyvalar, kağıtlar ve kalemler de vardı. Çünkü hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Yazı hariç. Evet, tabii, tek teselli yazı hariç.
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
Reklam
ÇİZME HİKAYESİ 🙂🕊️ Bir okulda, bir öğretmen öğrencilerine, kendileri seçtikleri bir konuda hikaye yazmalarını ister. En güzel hikaye yazan öğrenciye bir çift çizme hediye edecektir. Bütün öğrenciler hikayeleri yazar ve kağıtlar öğretmenlerine verirler. Öğretmen tek tek hikayeleri okur, hepsi birbirinden güzeldir. Bir türlü en iyi olanı seçemez. Bu olayı kura ile çözmeye karar verir. Her öğrenci bir kağıda kendi adını yazıp çizmenin içine atar. Atılan isimler karıştırıldıktan sonra bir tanesi çekilir. Öğretmen yüksek sesle, AYŞE diye okur okumaz, sınıfta büyük alkış kopar. Kurayı Ayse adında bir öğrenci kazanır. Ayse çizmelerine sarilarak mutluluk gözyaşı döker. Eve gittiğinde öğretmen bu olayı ağlayarak eşine anlatmaya başlar. Eşi de: Tamam der, bak ne güzel çözüm bulmuşsun, niye ağlyorsun ki?" Öğretmen anlatmaya devam eder. Hiçbir öğrenci kendi adını yazmamış. Sınıftaki en yoksul arkadaşlar Ayse'nin adını yazmışlar. Çizmeleri onun kazanmasını istemişler. Dünyada böyle güzel kalpli, merhametli, yardımsever çocukların çoğalması umuduyla.. 💛🙂 #Alıntı
Benim Hikayelerim IV FİNAL
Böyle bizimkisi de ondan sebep; Her hikayenin bir sonu var yani, geldik bizim hikayenin de sonuna. Bazen gerçeklerden ne kadar korksanda onlardan ne kadar kaçmak istesen de zamanı belirsiz bir anı yüzüne tokat gibi çarpıyor bildiğin bütün gerçekleri.Umursamamak olan biteni; memleketi, dostları, öleni, düşeni yani hiç hiç umursamamak. Bakınca
"Kimse bir şey bulamazdı bizde Kâğıtlar, kitaplar doldururdu bizi" Edip Cansever
Hayat hepimize farklı kağıtlar dağıtıyor...
Reklam
"Büyük gemiler de yok artık bayım Büyük yelkenler de Büyük kâğıtlar yakmak istiyor şimdi canım"
Didem Madak
Didem Madak
Bu bir itiraf;
Kül olmuş kağıtları yeniden yakamazsın değil mi? Ben kül oldum çoktan. Kağıtlar mı? Onlar benimle kalacak bayım...
Deprem bölgesinden AKP çıktı.!!! Ya Sonrası....??
Bu çok normal...!!! İnsanların hangi refleksle oy kullandığı meselesine dair pekte ince olmayan bir araştırma yapmak kafi... ve fakat anormal olan ise buna bir güruhun; -Deprem size az bile demesidir... -Daha beter olunuzdur söylemleridir... -Gayet insanı bir fefleksle yaptığı yardımı haram zıkkım etmesidir.... Bir diğer anormallik ise bunu
Yaşam üzerine bir irdeleme.
" Akvaryuma iki balık koyarsanız onlar zaten sevgili olur. Önemli olan okyanusta karşılaşabilmek. " Sahiden de günümüzdeki insanların neredeyse tamamının, büyük kitlelerin yaşantısını özetleyen bu söz aslında birçok şeyi açıklıyor ve insan denilen canlının düşünce algoritmasını ortaya çıkarıyor genel olarak. Sizin de dikkatinizi çekti
Reklam
Elimde iletilecek bir mesaj vardı, onlara kâğıdın bomboş olduğunu söylediğimde benimle alay ettiler. Hâlâ bilmem niye alay ettiklerini, bütün kâğıtlar zaten beyaz olduğu için mi, yoksa mesajları sezgi yoluyla okumak gerektiğinden mi. Fernando Pessoa
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.