Bir gönül bir adamda bir kemal vasfı bulunduğuna inandığı takdirde, ona ister istemez bağlanır. Bu itikad, bu kemâl nisbetinde merbûtiyet kuvvet kesbeder. Bu kemâlin, bizatihi bir kemâl ve olgunluk olması şart değildir. O adamın inancına göre kemâl sayılması kâfidir. Hatta, bazen aslında kemâl olmayan, adamın kendi inancına göre kemâl sayılabilir
Kalbin emirleri bir zorbadan, bir zenginden, bir hırstan, bir hasetten alınır mı sanırsın? Onun emirleri nazenin bir ağaçtan, hıçkıran bir kuştan, ağlayan bir dereden alınır.
Bir Müslümanın en öncelikli görevi, ilmihalini öğrenmesidir. İmkanı olduğu halde, her insanın üzerine farz olan emirleri öğrenmeyen kişi, hiçbir şey olamaz. Bu ilmihal bilgisi olmadan Allah katında herhangi bir derece de edinemez.
Kalp ile yapılmayan ibadet, faydasız bir yorgunluktur; belki bir alışkanlık ve kör bir itaattir. Allah'a açılan kapı, kalbin kapısıdır. Kalpler, Allah'ın göründüğü yerdir.
Vay güllerle, ağaçlarla, kurtlarla, kuşlarla konuşamayanların haline! Rüzgarların, derelerin ve dağların dilinden anlamayan, cehennemi uzak bir akıbette aramasın sakın. Kalbin emirleri bir zorbadan, bir zenginden, bir hasetten alınır mı sanırsın? Onun emirleri nazenin bir ağaçlan, hıçkıran bir kuştan, ağlayan bir dereden alınır.
ADALET FARKINDA olalım veya olmayalım , kalbin en ziyade istediği ve hoşlandığı şey adaletli olmak ve adaleti sağlamaktır . Adalet hissi kalbe haz verir . Şair ,
Bulunmazsa adalet milletin efrådı beyninde
Geçer bir gün zemine , arşa çıksa pâye - i devlet diyor .
İşte anlamı : " Vatandaşlar arasında adalet ve eşitlik kaybolunca , itibarı
Nurettin Topçu, Kalbin Emirleri
Bizde gizlenmiş bir Allah sesi var; ona kalp diyoruz.
Onun yapısı arzu ve haset olan etle, zulüm ve kuvvet olan kemikten başkadır.
Onlara büsbütün yabancı olan kalp, çok kere aşk ve hayranlıktır. Her adımda acılara ulaştırdığı için hayata dost olur. Bunca acının da yetmediğini, elemin elem doğurmasından sarhoş
Kalbin temiz olmasının ve kulun iyi bir insan olmasının delili: Allah korkusudur. Eğer bir kalpte Allah korkusu varsa yani bir insan yaptığı günahlardan pişman ise ve iyilik yapmadığı ya da farzları, emirleri yerine getirmediği için üzülüyor ise; bu kalpte iman vardır. Allah ise kulun imanını asla karşılıksız bırakmaz.
Zira kalbinde iman olan kimse; zaten eninde sonunda cennete gidecektir. Şu halde cezasını çekmesi de Allah'ın takdiridir. Allah Teala dilerse kulun azabını azaltabilir veya hepten kaldırabilir. Zira daha önce de dediğimiz gibi; eğer kafirin iyiliklerine karşılık olarak, ölümü kolaylaştırabilir. Ya da cehennemdeki azabından biraz hafifletebilir. Şu halde kafire bile böyle bir muamele olursa mümin için neden olmasın?
Kalbin, insanlardan çektiği bunca çilelere rağmen insanoğluna hizmetten usanmayışının hikmetine şaşacaksın belki. Bu insan sürüsünün sefaleti içinde hiçe eşit değersizliğini bildiği halde onun, başı yere eğik, küçülmüş halini alçalış sanma sen. O bilir ki haya hikmetle beraberdir; hizmetse en büyük kalbin emridir. Kalbin akıl almaz fedakarlığına ne isim vere·ceksin? Nefsine ait korkularınla başkalarına çevrilen zaafların seni şaşırtmaya yeter. Açlarla sefillerin yanında olmanın sevincini sen ne bilirsin? Kalbin dilinden anlarsan onu m urada ermiş bir kalbe sor. Kalb dilinden anlamayanlada bütün bir ömür boşuna konuştum. Bu insanlar arasında beni bunalmış görürsen, onda kalb sözü duymadığımdandır.
İnsanın Kur'ân-ı Kerim'de Geçen 7 Zayıf Noktası..
Cenâb-ı Hak, insan fıtratına fücûr ve takvâ tohumlarını ekmiş ve ona her iki alanda da terakkî ve tedennî imkânı sunmuştur. Bu bakımdan insan hâlet-i rûhiyesinin müsbet ve menfî olmak üzere iki vechesi bulunmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de insanı nefsin vartalarına düşmekten korumak, onu