Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İslam, dünya olayları karşısında edilgen kalmayı, iyilik ve kötülüğe karşı müdahaleci bir tutum takınmaktan geri durmayı kabul etmiyor. Kulluk yalnızca hukuki tasarrufların bütününden doğmuyor, aynı zamanda kul olmanın bilinci, yani kalbin insan davranışlarını anlamlı kılması gerekiyor. İyiliğe yönelmek, kötülükten kaçınmak yalnızca somut, gözlenebilir davranışların ortaya çıkması ile olup bitmiyor, iyiliğe yönelmenin ve kötülükten kaçınmanın niyeti de aranıyor. Yani kör bir eylem değerli değil; İslam açısından inançtan soyutlanmış eylemi tamamlanmış sayamıyoruz. Müslüman gibi davranmayı değil, Müslüman olmayı (ruhuyla eyleme katılmayı) sonuç veren bir başlangıç kabul ediyor İslam.
Reklam
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Ameller niyetlere göredir." Niyet edilen ne ise karşılık ona göre verilir. Sevaba niyeti olmayanın kazara işleyeceği amel sevap getirmez. Günaha niyeti olmayanın kazara işleyeceği amel de günah kazandırmaz. Niyet kalbin yapmaya karar verdiği şeydir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Hak yolu ve manevi terbiye kalple başlar; çünkü kalp, içinde insanî sıfat ve marifetlerin toplandığı manevi bir cevher olup vücudun karar merkezidir. Kalbin kesin azim ve kararına niyet denir. Niyet işin evvelidir. Niyet, amelden hayırlıdır. Niyetle istenen, samimiyettir. Samimiyet, bütün hayırların anahtarıdır. Yüce Allah her işimizde kalbe ve kalpteki niyete bakar. Niyeti güzel olan güzel sonuç alır; kötü olan, yolda kalır.
Kalbin niyeti ile dilin niyeti arasındaki köprü KISMET idi elbette: İnsan bir şeye niyet edebilir, başka bir şeyi dile getirebilir, kısmeti bu ikisini birleştirebilir.
Sayfa 391Kitabı okudu
Sahte Benlik Yetişkinlikte Nasıl Bir Karaktere Sebep Olur?
Niyeti Beğeni Toplamaktır: Hedeflerini belirlerken kulluk vazifesini öncelemek ve ruhunun neye ihtiyacı varsa ona yönelmek yerine çevrenin beğenisini esas alır. Eğer maddiyata ya da kariyere değer veren bir çevresi varsa yaşamının anlamını bunlara ulaşmak üzerine bina eder. Şayet ilme, ibadete, ahlaka değer veren bir çevresi varsa bu defa yapacakları bu çerçevede gelişir. En ahlaklı, en ilim sahibi, en çok ibadet eden olmaya gayret eder. Aslında bunlara ulaşmak değildir hedefi, yaptıklarıyla elde edebileceği kabul ve sevgidir. İçine düştüğü niyet bozukluğu onu bütün bu değerli işlerin ruhundan uzaklaştırdığı için asla bunlardan istifade edemez. Hayalindeki başarı imajını din ve dindarlık üzerinden sağlayanlar, kaçınılmaz olarak dinden soğuyacak ve dışarıdan dine yöneliyor gibi görünse de iç dünyasında süratle kaçmaya başlayacaktır. Artık kisvesi riyakârlık ve nifaktır onun. İçindeki bu kokuşmuş arzuları söküp atmadan, ruhundaki sahte benliği soyunmadan hiçbir zaman ihlasa ulaşamayacaktır.
Sayfa 214 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Salih kişi, bütün azaları dünyaya bağlansa da salih niyeti sayesinde bir gün niyetindeki güzelliğe döner. Bütün derdi dünyalık ve hevasına uymak olan cahil kişi ise azalarının tamamı salih amellere bağlansa da bir gün mutlaka niyetine uygun olan duruma, yani dünyalık arzusuna ve hevaya uymaya döner. Çünkü onun içinde gizlediği asıl arzu dünyanın peşin menfaatleridir."
Sayfa 186 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Bana doğruluktan (sıdktan) bahsetseniz, nedir o?
Cevapladı: Doğruluk (sıdk), kalpte içselleştirilmiş bir dille dillendirilen sözdür. Her iki organın da, yani dilin de kalbin de, birbiriyle tutarlı olduğu bir hâldir. Sıdk; niyetin doğruluğu, dilin doğruluğu ve amelin (yapılan ibadet ve işin) doğruluğudur. Niyetin doğruluğu: Kalp bu niyeti, sırf Allah rızasını gözeterek, ceza korkusu ve sevap kazanma umuduyla ortaya koyar. Dilin doğruluğu: Ortada Allah tarafından belirlenmiş bir delil olduğunda, onu dile getirmek ve yine doğruluk gereği bu konuda dilini tutmaktır. Ameldeki (hâl, hareket ve dinî davranıştaki) doğruluk: Girişilen iş gerçekleşinceye kadar, nefsin rahatını bir yana bırakarak yapılması gerekeni canla başla yapmaktır. Böylece iş, azim ve kararlılıkla, fırsatı kaçırma korkusu ve maksada erişme arzusu sayesinde güçlü bir hırsla tamamlanır. Bu öyle bir iştir ki müminin onu yapmasına hiçbir şey engel olamaz ve onu hiçbir şey bundan mahrum edemez.
kısmet
Kalbin niyetiyle dilin niyeti arasındaki köprü KISMET idi elbette. İnsan bir şeye niyet edebilir, başka bir şeyi dile getirebilir, kısmeti bu ikisini birleştirebilirdi. Rayiha ile mutluluğu Mevlut'un hayattaki en büyük KISMET'iydi.
Sayfa 391Kitabı okudu
Resmi görüş de doğruydu, şahsi görüş de; kalbin niyeti de haklıydı, dilin niyeti de.
Sayfa 464
393 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.