"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
"Bir zamanlar düşünürdü göğsümde yüreğim..."
(Homeros- İlyada, XIX -330)
Düşünmenin göğüsten bilindiği bir zamandan...
Homeros'un İlyada'sı Akhilleus'un öfkesi "Söyle tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus'un öfkesini söyle" ile başlayan ve Hector'un ölüm töreni ile son bulan epik geleneğin kuşkusuz en ünlü eseridir. Troya
"مِنَ القَلْبِ إلى القَلْبِ سَبِيلٌ. "
...
Dünyanın çeşitli kargaşası içinde kendi kabuğumuza çekilip, yalnızlığı sevmek bizi konfor alanımızda tutuyor çoğu zaman etrafımızdaki insanlara aldırmadan tenha bir yaşamın peşinde koşuyoruz...
Fakat bazen unutuyoruz insan kelimesinin "nisyan" olduğu kadar "ünsiyet" kelimesinden türediğini...
Unuttuklarımizi hatırlamaya ihtiyacımız var...ve dahi severek hatırlamaya ihtiyacımız var.
Bı eli tutmak, manevi olarak bır kalbe tutunmak insanın tek başına kendi karanlığında çırpınmasından çok daha kolay ışığı görmesine vesile olabilir.
Belki de bu sebeple korkmadan, incitmeden, incinmeden,dünyevî çıkarlardan uzak bi sevgiden beslenmek hepimize şifa olacak..
Bu demek değildir ki etrafımızda kalabalıklar çok olsun...
Bilakis kalbimize baharı getirecek sessiz sakin hayırda kurulmuş bağlarımız çok olsun..
De ki;
"Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma!"
t.me/ihyakampi
Yazarımız Nurhan Hanım ile gerçek hayatta hiç karşılaşmadığımız halde, düşünce yapısını o kadar iyi anlıyorum ki...
Çünkü kalpten kalbe giden bir yolun, her daim var olduğuna inanmışımdır. Bu yol da ister edebiyat olsun, isterse de başka bir yol! Ama bir yol mutlaka vardır. Tıpkı Mehmet Uzun adlı yazarımızın " Nar Çiçekleri " adlı