Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Ms. Marvel okuduğum ilk çizgi roman oldu bu nedenle tam olarak nasıl incelenir çizgi romanlar bilmiyorum fakat ben okumaktan çok keyif aldım. Yanlış bilmiyorsam eğer Marvel aleminin ilk müslüman karakteri Ms Marvel. Çizgi romanda müslümanlıkla ilgili bir çok bilgi ufak ufak verilmiş. Domuz eti ve alkol, dua etmek gibi olayları göstermişler. Hem ergenlik sorunları olan hem de pakistanlı bir müslüman olan Kamala'nın en büyük hayallerinden biri marvel aleminde olmak. Marvel aleminden Ms Marvel'a hayran olan Kamala bir gün sinirliyken aniden Ms Marvel'a dönüşüyor ve buradan sonra kahramanlıkla ilgili değişik yorumlarda bulunuyor. İlk cildi olduğu için bu ciltte hem Kamala'yı tanıdım hem de Kamala'nın yaptığı ilk kahramanlıkları gördüm. Kesinlikle keyifli bir karakterdi bu sebeple seriye devam etmeyi düşünüyorum.
148 syf.
10/10 puan verdi
İnsanoğlu yaşamı boyunca, hep bir arayış içerisindedir. Kimisi aşkı arar, kimisi mutluluğu. Yaşam statüsüne göre, huzuru ve yalnızlığı da arayanlar vardır. Ne zaman ki, ereğine kavuştuğunu zanneder insanoğlu, bu sefer de arayış sürecinde, önem vermediği yitirdiklerine hayıflanır.Böyle sürüp gider bu kısır döngü. Ta ki, yaşam dediğimiz devinimin
Serinin ikinci cildinde artık Kamala nasıl Ms. Marvel olduğunu öğreniyor ve üstelik hayranı olduğu bir karakterle çalışma fırsatı yakalıyor. Yine çok keyifliydi. Herkese tavsiye ederim. :)
<Spoiler içerir>
Ben Siddharta'nın hayatını insan yaşamına benzettim biraz da. Hepimizin aslında deneyimlediği düşüncelerden bahsediliyor kitapta. Ancak günlük hayatın karmaşası içinde bizim bu derin düşüncelerimiz hayatı ve yaşamı anlamaya çalışmamız sönüp gidiyor sanki hiç düşünülmemiş gibi . Kitapta bizim sönen düşüncelerimiz
Kitabı okurken zamanın anlamsızlığını hissettim. Sidhartha'nın Kamala'yı yıllar sonra gördüğündeki o ilk görüş hayalini hüzünle yaşadım. O anı özledim ben de arı,duru halini. Zaman kavramından kurtuldum ve oradaydım. Vasuveda'ya anlattım ben de gülünüp geçilecek çocuksu dertlerimi. Dinledi dinledi ve kalkıp kayığına yürüdü sadece. O yürürken ben de büyüdüm. Yaşamak yürümektir. Her olduğun 'AN'ın önüne bakarak rotasını belirler. Kimi yorulur durur, kimi vardığını sanır, kimi de sonsuzluğa yürür; açlıkla düşünerek,bekleyerek...
Hermann Hesse ile tanışma kitabım. Oldukça da memnun oldum bu tanışmadan. Diğer kitaplarıyla devam edecek bir dostluk kurulmaya başladı diyebilirim.
Siddhartha Ben'ini arayan bir gezgin. Arayışı onu yollara düşürmüş insanlarla karşılaştırmış kimisi Gothama gibi ermiş kimse kimisi Kamala gibi şehveti öğretecek bir öğretmen ya da Kamaswami gibi bir mal mülk düşkünü. Bütün bu kişilerden bir şeyler ögrenen değişen ama huzuru bulamayan önce Brahman sonra Samana daha sonra ise zengin zevk ve sefa düşkünü bir Siddhartha. Ama her zaman yaşadıklarından ders alan ve kendini dinleyen en sonunda aradığını bir nehirde bulan ermiş kayıkçı.
Okurken bir çok yerin altını çizdim ama çok çok azını alıntılara ekledim çünkü alıntıyla olmaz anlaşılamaz okunması gerekiyor bu kitabın. Anlatılanlar Buddha ile alakalı gibi görünsede aslında bütün inanışlarla alakalı zaten yazar buna ulaşmaya çalıştığını yazmış arka kapakta ve gerçekten çok başarılıda olmuş. Bol bol düşüneceginiz bi kitap diyebilirim.
Siddhartha isimli kahramanımızla başlayan bir uzak doğu inancı ve öğretileri serüvenidir kitabımızın konusu , önce evden ayrılmasıyla başlar yolculuğu Siddhartha'nın ,yanında yakın arkadaşı Govinda ile Samana olarak yaşar bir müddet , ormanlarda mülksüz olarak barınırlar , geçimlerini dilenerek sağlarlar , sonra sıkılır ya da eksik bir şeyler vardır kafasında , devam eder yolculuğuna , bu arada Govinda ile yolları ayrılmıştır , Kamala ile karşılaşır , burada da sevişme sanatını , zevki sefayı dünya malını , ticareti ve parayı , kumarı , eğlence gecelerini , ziyafet sofralarını deneyimler , hatta bu yaşantısından vazgeçerken Kamala isimli kadından bir çocuk sahibi olacağından habersizdir , en sonunda bir kayıkçının yanında bulur kendini yaşlanmış olarak , kayıkçılık yapmak istediğini ve onunla yaşayabileceğini söyler , kitabın sonunu anlatmayayım , işte böyle hayat felsefesi ve öğretileri ile ilgili bir kitapla baş başayız.
Hermann Hesse'nin en ünlü kitaplarından biri olan Siddhart'da budizm felsefesi ele alınarak, Siddhartha isimli kahramanın arayış içinde geçen yılları anlatılıyor. Zaten siddhartha kelimesinin anlamı da bize kitap hakkında daha okumadan ipucu veriyor. Sanskrit dilinde "siddha" elde etmek, "artha" ise aranan anlamına gelmekteymiş.
(Bu bölümden sonrası birazcık spoiler içerebilir.)
Siddhartha, çocukluk arkadaşı Govinda'yı da yanına alarak yolculuğa başlar. Kendi benliğini aşmayı, nirvanaya ulaşmayı arzulayan Siddhartha ne brahmanlıkta ne samanalıkta ne de bilge kişi Gotama'nın öğretisinde ne yazık ki aradığını bulamaz ve aramaya devam eder.
Karşısına çıkan her kişinin, hayatına, düşünce dünyasına mutlaka bir etkisi olmaktadır. Tıpkı bizim yaşamlarımızda da olduğu gibi. Kamala isimli bir kadın yüzünden tüccarlığa başlayan Siddhartha gittikçe zenginleşir ve o yaşına kadar eriştiği bilgeliği kaybetmeye başlar, parası arttıkça iç huzuru bozulur ve amacından sapmaya başlar. Ama Siddhartha bunların üstesinden elbette gelecektir.
Kitabın her bölümünü ilgiyle okudum. Zaman zaman okunması gereken bir kitap bana göre. Zira her farklı yaşta ve okuyuşta okur yeni bir bakış açısı kazanabilir bu kitapla. Hermann Hesse hiç okumamış olanlar içinde güzel bir başlangıç olacağını düşünüyorum bu kitabın. Ve en sevdiğim alıntılardan birini de buraya bırakayım.
" Yumuşak sertten güçlüdür, su kayadan güçlüdür, sevgi zorbalıktan güçlüdür. "
Kitapta, kitaba adını veren genç bir adamın kendi Ben'ine yönelik arayışları ve bu arayış uğruna başından geçen olaylar anlatılıyor. Arayış merakını gidermek için dostu Govinda ile bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk sürecinde karşısına çıkan hiçbir öğretiden, öğreticiden, meditasyondan tam anlamıyla tatmin olmaz ve yolculuğuna devam eder. Önce Brahman, sonra Samana, daha sonra da Buda'yı görmeye giderken görürüz bu genci. Ama Govinda, bilge kişi Buda'nın yanında kalarak, öğretisini kabul eder ve O'nun öğrencisi olma yolunda ilerler. Bundan sonra Siddhartha yoluna tek başına devam eder. Kamala'yla cinselliğin, Kamaswami'yle ticaretin tadına varır. Zenginlik, şehvet, kumar gibi çocuk insana özgü davranışları benimser. Zamanla bunlarda merakını gideremez. Ne zaman acı bir düş görür, her şeyi ardında bırakarak yolculuğuna devam eder. En sonunda hayatından, zenginlikten bıktığı anda bir kayıkçı ile dost olur. Dostu Vasudeva ile ırmağı dinlemeye başlar. Çünkü anlamıştır ki, doğa insanlardan daha önyargısız, daha içten ve olduğu gibi konuşur. Merakını giderecek tüm cevapları onda bulabilir tabi dinlemeyi öğrendiğinde...
İşte Siddhartha ırmaktan kendi iç sesini dinlemeyi öğrenir. Kalbinin sesini dinlemeye başlar. Peki Siddhartha, kalbinin sesini dinleyerek hakikatin farkına varabilecek midir? Uğruna hayatını yolculuk yaparak heba ettiği, öz Ben'ine ulaşabilecek midir?