Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

s.yavuz

Başkasına gerek yok;insanların çoğu demir parmaklıkların arkasına kendi isteğiyle giriyor
Reklam
çoğu kez bir aşkı tamir etmeye çalışmak, onu yok etmeye çalışmakla eşanlamlı değil midir ?
Dünyayı ben öldürmedim, diye düşünüyordum. Doğduğumda zaten ölüydü
Sayfa 152Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü o iki ülkede kadınlar, barış zamanında bile bir savaş esiri olarak doğarlardı. Savaşı doğarak kaybeder ve erkeklere esir düşerlerdi. Bu yüzden o topraklarda bir kadının yeni doğmuş bebeğini terk etmesi, hayatı boyunca bir savaş esiri gibi işkence görmesi kadar olağandı. Hatta bir savaş esiri gibi herkesin gözü önünde vahşice infaz edilmesi kadar olağan.
Çünkü insan kendine karşı acı ve öfkeden başka ne hissedebilir, bilmiyordum
Reklam
Hiç var olmaması gereken biri gibi hissediyorum kendimi. Neden hayatta kaldım? Herkesin yerini bulup oturduğu kalabalık bir sofrada, ayakta kalmış gibi hissediyordum. Neden o kampta ölmedim? Bardağı taşıran son damla gibi… Hiçbir zaman bardağa ait olmamış ve gelişiyle her şeyi altüst etmiş o damla gibi hissediyordum kendimi
Ama insan o kadar aptal bir hayvan ki hayata bağımlı olduğunu ancak ömrünün sonunda anlıyor. Hatta son nefesinde.
Paris, bir tutkuya dönüştü bende. Sokakların akıl almaz canlılığı bir yana, bunların zeminini döşeyen malzeme bile hayret ve hayranlık duymama neden oldu: Buna bugün inanması güç ama, o sokaklar taşla, toprakla ya da betonla değil; düpedüz ahşap parkeyle döşenmişti. Yani güzel bir evin salonunda yürürcesine geziniyordunuz o sokaklarda.
o kadar para ve zenginlik içersinde, fotoğraf sergisi yüzünden kendini insanlara beğendirme hırsı yani kısacası bir ego insanların hayatlarını nasıl değiştirdi
hayatta güçlü olacaksın, çünkü gerçek yasa güçtür.
Reklam
Insan kaybetmeden hiçbir şeyin değerini anlamıyor. Insan sahip olduklarının değerini bilmeliydi
Bu hayatta neyin ne kadar değerli olduğu, bizim o şeye verdiğimiz önemle ölçülür. Kimi insanlar için konum her şeyin üzerindeyken, kimileri para için yaşarlar, hatta yaşamakla kalmaz paranın kölesi olurlar. Herkesin bir seçimi vardır ve insanların ayrıştığı nokta tam olarak budur. Herkes kendi seçimlerinin peşinden giderken başkalarına yabancılaşır. Başkaları için değerli olan şeyler onlar için önemsizleşir. Oysa kendileri de aynı durumdadır. Değer verdikleri şeyler başkaları için değersizdir
Bir adama korkmakta yakışır 'derdi dedem. İşte o korku bu. Bir kadının gözlerine baktığında orada kalmaktan korkuyorsan sen gerçek bir adam , gerçek bir aşık olmuşsundur. derdi dedem.
emile zola bende çok sosyalist damarlarımı ortaya cıkarıyor ve benim sosyalist olmamama ragmen, emile zola kitaplarını okurken gercekten bir haz duyuyorum bitmesin istiyorum kitabın kısaca konusu insanların çoğunluğu, kilise tarafından beyni yıkanmış, söylentilere sorgulamadan inanmış öfkeli toplumlar dan oluşturuyordu. Bu kitleleri elinde tutmak için en iyi araç medyaydı. Gazeteler mali ve siyasi güçlerin elindeydi. Gücünü tarikatlar ve kiliseden alan gazeteler yalandan, kışkırtıdan, iftiradan kaçınmıyordu. böyle bir ortamda suçsuz masum bir kişiye iftira atılarak, boş yere mahküm olmasıdır emile zola okumak saglıga zararlıdır :) :) :) :) :) :) :) :) :) :) :) :) :) insanlarda yapılan haksızlıklara isyan duygusu veriyor insanı gercekten üzüyor
kızlar acun gibi bir koca bulun ömrünüz boyunca rahat edin (espiri)
242 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.