Harika bir eser ile geldim....
@derya_ve_kitaplari moderatorlugunde @suleyayinlari tarafından basılan
Şükran Binark in kaleme aldığı masal tadında harika bir eser.
Anladığım kadarıyla aile ile birlikte yapılan bir eser olmuş. Içeriği yazan
Şükran Binark iken,resimleyen ve kapak fotoğrafını ortaya çıkaran ise @zehrabinark imiş (güncel bilgi ressamimiz evin geliniymiş. Büyük bir pot kırdık a dostlar) Laf aramızda harika görseller var Kitabı hangi kelimelerle anlatacağımı bilemedim. Hani kelimeler kıyafetsiz kaldı dediğimiz anlar var ya işte bu da onlardan biri.
Kitaptan bahsedecek olursam eğer okuyan herkesi tamamen çocukluğuna götüren bir eser. Eserde tamamen masumluk,saflık, çıkarsız komşuluk, destek veren esnaflar , kocakarı masalları, zıpır çocuklar, kapı önünde sohbet eden anneler, birbirlerinin derdini dert edinen çocuklar, güzel lakablar... Daha neler neler...
Mahallemiz de kahraman bir abimiz var ... Ilk zamanlar ondan korkan çocuklar sonradan dininden ayrılmaz olurlar ve harika bir hikaye ortaya çıkar...
Çocuğu büyütmek için karşına alıp muhabbet etmen gerekir...
Çocuğa büyük gibi davrandigin zaman gerçekten sana destek olmaya başlar ve bunu her şekilde hissedersin.
Her cocuk anlayışlıdır. Yeter ki onunla aynı camdan bakmasını bil.
Mutlaka okunmalı ve çocuklara okutulmalı.
Öncelikle bu kitap eleştirilebilecek son kitaplardan biridir bence.Anlatım şekli çok güzel ve anlaşılır bir şekilde yazılmış ve büyük bir başarı ile Celâl Üster tarafından Türkçe’ye çevirisi yapılmış.Yayın evinden başlarsak benim okuduğum ‘Can yayınevi’ oldu.Kapak tasarımına ve sayfaların düzenine hayran kaldım.Kitabın sonunda çevirmenin kendi
Firarperest kitabi ile ayni cizgide bir kitap. Kitap Elif Şafak'in kadinlar, yazarlik, esitlik, insan hakları üzerine yazilmıs yazilardan olusuyor.
Türkiye’de Yazar Olmak yazısı Elif Şafak'ı anlamak adına önemli gördüğüm bir yazi.
Türkiye’de Yazar Olmak...
Edebiyata heves duyan gencecik
Geçen Cuma günü (7 Aralık 2001) iftarı Çamlıbel Matbaası’nda Osman Kâhya ağabeyin mütevazı fakat güzel sofrasında yaptık. İftarın sonlarına doğru ağır bir rahatsızlığa yakalandığını duyduğum ciltçi Ahmet Başoğlu’nun yani bir kitabıma ad olan “Şeyh Efendi’nin rüyası”nın son ravisinin sıhhatini sordum. Hastalığının seyri hakkında biraz bilgi verdi:
Okuduğumuz bazı kitaplar bizleri etkiler kuşkusuz. Ancak Kafka’nın dediği gibi kafamıza bir balyozla vurulmuş gibi sarsar mı, hiç sanmıyorum. Öyle olsaydı bu kitabı okuduktan sonra birçok kişi sırf geliri iyi diye yaptığı ve yaparken de mutlu olduğu işinden bir solukta istifa eder, otoriter ailelerde yetişmiş insanlar ailelerine baş kaldırır,
(Okuyucudan özür dileyerek..)
"Kötü kitap yoktur, kötü okuyucu vardır.." klişe iddiaya da itirazla...
Kitap(!) inceleme için değmezdi gerçi, zaten 1K listesinde de yoktu..
Ama nasıl olduysa, site yönetimince kitap kabul edildiğinden olsa gerek artık var ve bu şeyi bu mecraya da sokmaya başaran yazar(!)'ın (laf aramızda) hayli