Yazar Evrimsel düşünce ve diyalektik-materyalist felsefenin karışımıyla insanlık tarihini incelemiş. Afrika’da insanlığın doğuşundan başlıyor, insanın evrim süreci, insan topluluklarının, devletlerin kuruluşları,.... üzerinden kapitalizme varıyor. Dünya tarihinin avcı - toplayıcılık, tarım toplumu, sanayi toplumu, kapitalist toplumun birbirini doğuran evrimsel süreçler üzerinden işlediğini vurguluyor. Kapitalizmin çelişkilerini, çıkmazlarını inceleyerek en son Avrupa birliği ile’de küreselleşmenin vardığı noktayı, 2.-3. Dünya ülkelerinin bu düzendeki durumlarını inceliyor. Bu düzenin içinde krizler ve çelişkiler taşıdığını, böyle devam etmeyip, başka bir noktaya evrileceğini söylerken genel sol- sosyalist yazının tersine olarak varacağı noktada komunist bir dünya düzeninin kurulacağı gibi bir kesin gelecek vadetmemiş.
İnsanlık ve uygarlık tarihine ilgi duyanlar için faydalı ve anlaşılır bir okuma olacağını düşünüyorum. Tavsiye ederim.
