Ben Buhara İslam'ın kubbesi... hâlâ uğuldar durur kulağımda akınların rüzgârına karışan nal sesi çekik gözlü cengâver atlarımı batı'ya salalı asırlar oldu yılkıya mı kaldı yoksa yıkıldı mı o atlar dönmedi onlar dönmedi oğullarım dönmediler bir daha... ne oldu kubbelerime konup kalkan hadis kuşlarına nerede çarşılarımı dolduran beyaz sarıklı tüccarlar dünya yüklü ahiret yüklü kervanlar nerede şimdi ilim madenimden hikmetler derleyen tilmizler bilinmezler bilinmezler ruhum kar altında toprak gibi çıkmayı bekler bahara ben ki kadim Buhara
Havada kar sesi var Eli kulağında Bir kadeh çalınacak kaldırıma Bir kahkaha Yani gün boyunca yarın Billur bin yüreğin kırıkları..
Reklam
¶¶ İnce dudaklarının arasından çıkan sözler yine yerinde, hareketleri meyus ve her zamanki gibi vakar, sesi ise ince teller üzerinden gelirken mutedil ve şikesteydi. ¶¶
Sesi, umutların artık kâr etmediği, bunun için de her şeyden umudunu kesmiş insanlarınki gibi donuk, pütürlüydü.
Sesi, umutların artık kâr etmediği, bunun için de her şeyden umudunu kesmiş insanlarınki gibi donuk, pütürlüydü.
Hayal Gücüyle Değişim Yarat! Sınırları Aşmak :)
Yerinden kımıldamadan yeni kıtalar keşfetmenin peşindeydi. Evet, doğru duydunuz. Haritalar, pusulalar ve gemi olmadan, sadece hayal gücünün engin denizlerinde yelken açarak yeni dünyalar keşfetmeye çalışıyordu. Onun için kitaplar, pencerelerden çok, kapılardı. Her sayfayla bambaşka bir diyarda kayboluyor, farklı kültürleri, egzotik manzaraları ve
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.