Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup
Selim'in Ayağı
Çocuğun ayağı çıplak
Çocuğun ayağı hınzırca güzel
Suyun dibi gibi ışıltılı
Çocuğun ayağı suda en güzel
Çocuğun ayağı çıplak
Çocuğun ayağı acınacak
Toprak dikenli kuru sıcak
Ayak bu
Ama ne ayak ne ayak
Sayfa 42 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kendileri, gençliğinde böyle kara kuru, suratsız, her şeye parmak sallayan biri değilmiş elbette. Kimse anasından kederli doğmuyor, böyle şeyler zamanla oluyor. Sadece genç kızların gözünde görebileceğiniz o gece yıldızı, güneş ışığı, kor alevi parlaklığını söndürecek bir şeyler zamanla çıkıyor. Ve bu memlekette genç kızların ekserisi, sönerek kadın oluyor.
Sayfa 84
Avrupa yalan dünya Avrupa Mengele ve kuru kafalı kara tarikatın hizmetkarları tarafından yıkılmış bir uygarlığın kabristanı 1914 te atılan bir okun zehirli ucu
Insan, "Herkes iyi ben yaman, Herkes buğday ben saman." diyebilmeli. Karşısındakinin günahıyla ilgilenmek, geçmişindeki günahları deşmek yerine günahı kerih görmeli ve günahın affı için müslüman kardeşine duacı olmalı. Kendi düşmediği günahı karşısındakini hakir görerek hamal gibi taşımamalı. Allah-u Teala Musa (as)'a dedi ki; "Yeryüzündeki en alçak ve hakir varlığı bul bana getir" Musa (as) kara, kuru, kuduz bir köpeği buldu. Tasmayı tam ona geçirecekti ki köpek dile geldi: "Ey Musa, ben miyim gerçekten yeryüzündeki en alçak yaratık!" Musa (as) doğruyu anladı ve tasmayı kendi boynuna geçirdi. Allah-u Teala ise şöyle bildirdi: "Ey Musa! Eğer o tasmayı kendine değil de köpeğin boynuna taksaydın Peygamberlik divanından kovulacaktın..."
İnsanda tasma vurulması gereken tek varlık kendi nefsidir. Bize ne oluyor ki başkalarının amel defteri kâtibi vazifesini yüklenip, karşımızdakini bizden aşağı yada hakir görüyoruz.
Ve ince bir çizgi ama; eşyayı dahi incitmemeli. Buzdolabını ayağınla kapatsan dahi onu hakir görmüş olursun dedi hocamız. Rabbim bu kötü hallerimizi düzeltebilmeyi bizlere nasip etsin.
kaç kişi okuyabilir?
Diksiyon gelişimi adına bu cümleyi en az üç kez hızlıca söylemeye çalışın.
“Kara kazın kısa kayışını kasışına kızmayışına şaşmışsın da, kuru kazın kazışıp kayışı kazısına şaşmış kalmışsın.”
–...bu ufak tefek,kara kuru kız mı?...
–Haşin,bir insan olmak için mutlak iri yarı mı olmak lazım?
Sayfa 17Kitabı okudu
Susmaktan yontulmuş kara kuru birer heykeldi herkes.
Kainatın küçültülmüş şekli olan insan, gönlünde kendisi için yaratılan alemleri saklar. Ancak ne var ki işlenen her günaha bir süveyda daha eklenir kalbe. Bu küçük kara lekeler birleşe birleşe âlemlerin haritalarını görünmez kılar. Hayata, kendine ve bir başkasına sadece zahir gözlerle bakan insan, varoluş gayesini de yitirir böylelikle. Amaçlar; doğruların, hakkın, hukukun üstüne çıkar. İrade, tanrılaştırır nefsi. Ufuk daralır, feraset sözcüklerde içi boşaltılan kuru bir lafa dönüşür. Çevresine, kendine yabancılaşır insan. Güçlü olan, mazlumun elinden gasp eder hukuku. “Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” deyip seyirci kalınır olan bitene. Yaşamasına izin verilen o yılanın bir gün kendisine de dokunabileceği aklının ucuna dahi gelmez. “Allah bize yeter o ne güzel vekildir” (Âli İmran 173) yazılı kalkan ellerden düşer sabırsızlık yüzünden. Peşin ama geçici menfaatler ötelenmiş ama ebedi olanı tercih edilir. Cehenneme yuvarlanarak cehennemin ateşini hararetlendirebileceği unutulur ona. Gönlüne nakşedilen haritalar silinince yol kaybedilir, menzile varılamaz.
