Tatar Çölü, yalnızlığın, yanlış tercihlerin, alışmanın, vazgeçememenin, beklemenin, umut etmenin, acı çekmenin, özlemenin, yaşamın, ölümün kitabı... Kısacası insan hayatı içerisinde yer alan en gerçek duyguların kitabı.
Yalnızlık ömür boyudur. İnsan ne kadar büyük kalabalıklar içerisinde bulunursa bulunsun yalnızdır. Ne yaparsa yapsın bu uçsuz
Bilimin, aşkın,maceranın çok iyi bir kurgu ile bir araya getirildiği; sürekleyici, etkiliyici bir kitap ile tanıştım Serkan KARAİSMAİLOĞLU ile..Ve iyi ki tanıştım...
Okudukça duygulandırdı, meraklandırdı, düşündürdü. Satır aralarına serptiği bilimsel açıklamalar ile öğretti..
"Eğer yumurta içeriden kırılırsa hayat başlar. Yok, eğer yumurta dışarıdan kırılırsa işte ozaman hayat son bulur.Karar senin." dedi yazar. Ve kabuğumuzu içten kırarak kendi hikâyemizi kendimiz başlatmalı kendi kararlarımız ile devamettirmeliyizi vurguladı...
Beynin zamanla imtihanından bahsetti..
" Zamanın çok hızlı geçtiğini düşünüyorsan, bir su ısıtıcıya su koy ve başında kaynamasını bekle." dedi. Zamanın beklentimizle değişen algısını ne güzel izah etti.
Ama beni en çok bu satırlarda yakaladı;
"Meselâ zigomatik kaslar sayesinde dudaklarınızda bir gülümseme oluşturabiliyorsunuz. Ama gözünüzün de gülmesi için gözün etrafındaki orbicularis oculi kaslarınında kasılması gerekir."
Benim en çok kullandığım kaslar..✌✌✌
Deneyimlemenizi ben çok isterim...
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,5bin okunma
Size bir film önerisi ile gelmek istedim.Filmi ama Drama sevenler izlesin.Öyle bir film çünkü.Adı Kefernahum.Yeni bir film değil.2018 yapımı.İzleyenler kesinlikle vardır.En iyi film dalında Oscar a adayda gösterilmiş film.Duyulmamış, bilinmeyen bir film değil yani.Herşey çok mutlu gidiyor sanki gelmiş birde drama öneriyorsun da
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.Bundan hiç şüphe yok.Kim eskiden herşeyin yolunda gittiğini iddia edebilir ki!?Eskiden de bazı şeyler yolunda gitmiyordu.Eğer her şey yolunda gitseydi, şimdi yaşadıklarımız karşısında bu derece çaresiz kalabilir miydik? Aslında herşey eskisinden de daha iyi olabilir, eğer hayatında bazı şeyleri değiştirmeye
Gavan
Pastoral bir yazı türü olmasından dolayı bu eserde 164 sayfalık bir köy gezintisi yapacaksınız.
O hayatın içine gireceğinizden hiç kuşkunuz olmasın. Okurken hayvanlara yem verdim, tarlalarda yürüdüm, çeşmeden su içtim, derslerden kaytardım, Van gölünü gezdim ve bazen de kaşık tepesinden köyü izledim.
Bütün bu duyguları yaşatan, biraz da Sabahattin Ali’nin tarzındaki o sadeliği, naifliği tattıran çok akıcı bir eser.
Bazı kararlarımız mutlulukla sonuçlanabilirdi belki de “hayır” demeyi bilseydik.
Ebeveynler kendilerini “elalem ne der” zihniyetinden soyutlayıp çocuklarına “hayır” demeyi öğretemedikleri sürece mutsuzluk miras kalacak bir sonraki nesillerine...
Sizin de keşkeleriniz varsa eminim kendinizi okuyacaksınızdır her satırda.
GavanHakan Çelebi · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 2020145 okunma
__
Velhasıl kararlarımız karakterimiz kadar o anki ruh halimizle de ilgilidir. Ama işin kötü tarafı nedir biliyor musunuz? Bazen bir anlık öyle kararlar alıyoruz ki kafamızı bin kere duvara vursak yeridir.
__
Bizler insanız, koyun değil. Kendi fikirlerimiz, kendi düşüncelerimiz, kendi kararlarımız olmali. Rezil olacağım, başaramam susmalıyım, dışlanırım gibi söylemlerinizi bir kenara bırakın. Eğer farklı düşünüyorsanız haykırın! Arkanızda biri ya da birilerinin olması gerekmiyor aynı zamanda karşınızda bir ordu olması umurunuzda olmamalı, haykırın! Unutmayın sürü psikolojisine kapılırsak hayatımız otlamakla geçer. Ne diyordu
Michel Foucault, "Bir yerde herkes birbirine benziyorsa, orada kimse yok demektir." Benzer olarak
Walter Lippmann da şöyle söyler; "Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse bir şey düşünmüyor demektir."
Buyurun bu koyun psikolojisine neden ve nasıl kapıldığımızı izleyelim.
youtu.be/7ZT8Sgi335Q