Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YALNIZLIK Ve ben yine yalnızlığımla arkadaş... Duyguları ne kadar da ne kadarda değişken. Yusuf adeta bir kuş misali kanatları iyileşip de uçacak hale gelince tepeme pisledi. Oysaki; önceleri bana muhtaç olduğu için, yalnız olduğu için zoruma giden, hoş olmayan davranışlardan uzak duruyordu. Ama şimdi öyle mi? Ne yazık ki öyle değil. Bütün bu
CEMAL SÜREYA VE AMCASI Cemal Süreya amcasını hem çok sever, hem de ona kırgınlık duyardı. Daha okula gitmeden, okumayı yazmayı, aritmetik işlemlerini ondan öğrendiğini çok önce yazmıştım. Kırgınlığının nedeni ciddiydi. "Amcamla babam sürgüne giderken, bütün mal varlığımızı birkaç gün içinde paraya çevirmişler. Daha sonra amcam bu parayı,
Reklam
İnsan
İNSANIN DEĞERİ İnsan ne kadar değerlidir diye sorsam binlerce farklı cevap gelir. Ben de kendi cevabımı söyleyeyim. İnsan, saygısı kadar ve Başkalarının varlığını kabul edip onlarla bir arada kalabildiği kadar değerlidir. Bence insan sevdiği kadar değerlidir. Herkesi sevmek hemde karşılıksız sevebilmek gerekir. Saygı, sevgiden bir adım öndedir elbette. Fakat sevgi gibi fedakarlık gerektirmez. Saygının kendisi bir mecburiyettir. Karşınızdaki kim olursa olsun saygı duymak zorunda olmanıza rağmen onun için hiç bir fedakarlık yapmamız gerekmez. Birini seviyorsak (illa aşk olması gerekmez) onun için bir çok şeyimizden vazgeçebiliriz. İşte kişi sevebildiği kadar değerli, saygı duyduğu kadar yücedir. Uğur UKUT (Mustafa Tuku)
Babalara...Küçük bir çocuğun hatıratından.... Baba - Genellikle otorite ile birlikte anılır. Ben ilk çocukluğumu dede/anneanne yanında yaşadığım için böyle bir tecrübem olmadı. Baba otoritesini hissetmeye başladığımda ilk gençliğe ulaşmıştım, haliyle çocukluktaki sevgi-otorite karışımı bir otorite yerine salt bir dış/yabancı otorite hissettim. Çatışma daha sertti belki bu yüzden. ‘Baba sevgisi’ şeklinde küçüklüğümden kalan öyle yumuşak hatıralarım yok, haftada bir ya da iki gün görebildiğim, ne kızgınlığına ne de öyle yoğun sevgisine dair işaretler bulabildiğim puslu bir hatıratım var. Belki de bu yüzden babamın beni gerçekten de çok sevdiğini evlenip çocuklarım dünyaya geldikten sonra anladım. Şimdilerde babama dair hislerim onu bir babadan ziyade, uzun yılların şekillendirdiği, kadim, her konuda olmasa da haylice sorun için dertleşebileceğim bir dost gibi görüyor. Bir babaya sahip olmak ile evlat sahibi olmak arasında, bu iki kavramın anlam dünyasının çözümü için doğrusal bir ilişki var. Babamı seviyorum; çünkü ben de bir babayım ve çocuklarımı nasıl çok sevdiğimi biliyor, onların gözündeki baba sevgisini, dahası onların baba otoritesine benim de onların masumluğuna olan karşılıklı muhtaçlığı görebiliyorum. Mukabil bir sevgi tırmanması değil bu; tam tersine karşılıksız, beklentisiz sevginin ete kemiğe bürünmüş en müşahhas örneklerinden birisi. Belki çocukluğumda babama uzak kaldığım için bazı şeyleri geç kavrıyorum. Belki de kimbilir; bu yaşadığım, ilk zamanlardaki uzaklığın dolaylı sonucu olan güzel bir nimet.
Annenin evladına olan sevgisine dair....Canım Anneme ve tüm Annelere.. Seni.bir hücreden yaşamaya layık bir canlı haline getiren benim. Seni ıstırapların en büyüğüyle doğurdum; sevinçlerin en büyüğüyle kollarıma aldım. Sana ilk davranışı, ilk gülüşü, ilk bakışı, ilk heceyi ben öğrettim. Seni karşılıksız, menfaatsiz, tertemiz ilk ben sevdim. Sana
Burcu Kırmızıgül
Bugün karşınızdaki insanlara vermekten çekindiğiniz,lütuf olarak gördüğünüz,olsa da göstermediğiniz sevginizin içinizde kalması hiç bir şey ifade etmez..Size de bir şey kazandırmaz.Gösterilmeyen ve hissettirilmeyen sevgi aslında yokmuş gibi düşünülür,sevgisizlik bir çok kötü şeyin de başlangıcıdır,zamanla,kişilere gösterilen hoşgörülerin yerini,sabırsızlık,tahammülsüzlük,sinirlilik,kıskançlık ve bunun gibi daha bir çok kötü duygu alır. Psikolojik sorunlara sebebiyet verecek durumlar yaşanır. Siz en iyisi birini seviyorsanız söylemekten çekinmeyin. Hissettirmekten çekinmeyin. Duygular konusundaki bonkörlüğünüz mutlaka size geri dönecektir. Belki karşılığını aynı kişiden göremeyebilirsiniz ama mutlaka geri dönüşü başka bir şekilde olacaktır. Dünya da hiç bir şey sebepsiz değildir ve karşılıksız da değildir. SEVGiYLE kalın..
Reklam
Kadın Vazgeçerse.... Peki bir kadın sevdiği kişiden ne zaman ve nasıl vazgeçer sizce? Bir kadının her şeyi ve tüm duygularını ardında bırakıp gitmesi hiç kolay değildir aslında! Kadınlar ilişkilerine ve sevdiklerine çok daha fazla bağlıdır. Sonuna kadar savaşır bir kadın aşkı ve erkeği için, her türlü fedakârlığı yapar. Çoğu zaman karşılık
Kadın Vazgeçerse.... Peki bir kadın sevdiği kişiden ne zaman ve nasıl vazgeçer sizce? Bir kadının her şeyi ve tüm duygularını ardında bırakıp gitmesi hiç kolay değildir aslında! Kadınlar ilişkilerine ve sevdiklerine çok daha fazla bağlıdır. Sonuna kadar savaşır bir kadın aşkı ve erkeği için, her türlü fedakârlığı yapar. Çoğu zaman karşılık
Insanin degeri
İnsan ne kadar değerlidir diye sorsam binlerce farklı cevap gelir. Ben de kendi cevabımı söyleyeyim. İnsan bence saygısı kadar değerlidir. Başkalarının varlığını kabul edip onlarla bir arada kalabildiği kadar değerlidir. Bence insan sevdiği kadar değerlidir. Herkesi sevmek hemde karşılıksız sevebilmek gerekir. Saygı sevgiden bir adım öndedir elbette. Fakat sevgi gibi fedakarlık gerektirmez. Saygının kendisi bir mecburiyettir. Karşınızdaki kim olursa olsun saygı duymak zorunda olmanıza rağmen onun için hiç bir fedakarlık yapmamız gerekmez. Birini seviyorsak (illa ask olması gerekmez) onun için bir çok şeyimizden vazgeçebiliriz. İşte kişi sevebildiği kadar değerli, saygı duyduğu kadar yücedir. Uğur UKUT
Bana dünyanın en büyük yalanı nedir? deseler. . Hiç düşünmeden şu cevabı verirdim. Birşeyi, birini şartsız koşulsuz sevmek! Dünya da bundan daha iyi bir yalan var mı? Hayır yok! Çünkü zaten böyle birşey de yok! Hiç kimse, hiç birşeyi koşulsuz şartsız sevemez..! Karşılanmayan talepler her daim yeni bir açlığı doğurur! Hep daha fazlasını..
Reklam
“Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm, ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar. “ Balzac İnsanların hayattan bitmek tükenmek bilmeyen beklentileri vardır. Ve karşılanan her beklenti yerini başka bir isteğe bırakır. Sonu gelmeyen isteklerimiz bizi tatminkâr olmayan ve yetinmeyi bilmeyen bireyler haline getirir. Bu da zorluklarla dolu
356 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.