Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
2008 yılında vizyona giren film uyarlaması nedeniyle ve okuyan insanların düşünceleri nedeniyle Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi zihnimde yumuşak bir umut hikayesi olarak yer edinmişti. Ancak bu klasiği okuyunca fark ettim ki bana ölümü hatırlattı. Öyle ki kitabın da ana çekirdeklerinden biri olan biyolojik yaşımız katlandıkça hayatta en son
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,6bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
İlk kitap gibi eğlenceli, insanı geçmişe götüren türden bir kitap Liseden Arkadaşlar.
Kitaba o kadar çok güldüm ki bittiği zaman hıçkıra hıçkıra ağlayasım geldi...
Selçuk Aydemir bir aile klasiği olarak yerinde tespitler ve göndermelerle donatmış yine kitabını. Özellikle ülkemizdeki eğitim hakkında yazdıklarına şiddetle katılmamak elde değil.
Lise hayatını özleyenler için ilaç gibi bir kitap. Cep telefonu yokken ne kadar samimi güzel hayatımız varmış onu anladım bu kitapta. Bence Fransa'yı örnek alıp yasaklasak okullarda cep telefonunu o eski samimiyeti tekrar yakalasak çok güzel olur.
Bu kitapta anladım ki benim favori karakterim Mete. Bir insan bu kadar mı saf, bu kadar mı hınzır, bu kadar mı kaypak olur ve bütün bunlara rağmen bu kadar mı güldürüp sempatik gelir insana aklım almıyor.
Selçuk Aydemir sen yaz yaa, hiç durma yazmaya devam et. Kalemine sağlık. Sektörden Arkadaşlar'ı bekliyoruz efem.
HAYDUT
Herkese Merhabalar...
Sizlere şansımın döndüğü bir kitap ile geldim.
Şimdi neden öyle dedin derseniz de çekiliş ile kazandığım için diyeyim siz anlayın.
Ehh arada şans bize de gülsün değil mi ?
Bir oturuşta okunacak akıcı üslubu ve merak uyandıran içeriği ile güzel bir okuma oldu.
Açıkçası isim ve kapak bana polisiye okuyacağım hissini vermişti ama beklemediğim ama okurken de beni içinde tutan bir kitap oldu.
Zaten bir başlıyorsunuz merak etmemek de elde olmuyor.
Genç Adam (yazar isim kullanmayı tercih etmemiş) bir gün uyandığında başının acayip ağrıdığını fark eder. Masanın üzerinde bor zarf bulur.
Bu zarf da "Ölümümden sonra aç " yazmaktadır.
İşin garibi de o notu da yazan kendisidir ?
Ama nasıl? Çünkü hiçbir şey hatırlamamaktadır.
Hafızasını biraz zorlayıp en son ne yaptığını hatırlayıp onun üzerine gitmeye karar verir?
Aynaya baktığında ise o baktığı kişi kendisi değildir?
Bu nasıl olabilir?
Genç Adam en son gittiğini düşündüğü bara gider ve orda cevapları aramaya başlar.
Eline bir adres verilir.
Evine döndüğünde ise kapısı çalınır Liz adında biri gelmiştir.
Soruların cevaplarını olduğu bu kadın ile dağ evinde arkadaşı Kızıl Sakal ve istihbaratçı ile birlikte uzun uzadıya bir sohbet onları bekler...
Bu sohbetler ise sizi felsefi konulara davet edecek.
(Aşk,mutluluk,ölüm ve para üzerine yapılan sohbetlere ise katılmamak elde değil)
Eee ne oldu ne olacak derseniz ? Onu tabi ki okumadan bilemezsiniz?
Neden istihbarat işin içine girdi Adam neden hafızasını kaybetti? Kimdi ? sonunda ne oldu? aaahhh hadi ama anlatamam kitapta sizi bekliyor...
#garnetovası
#edensserisi
-DEVMEY PERRY
Küçük kasaba hikayelerinin en güzellerinden Edens ailesine yeniden misafir oluyoruz. Bu sefer bir ikinci şans hikayesiyle. Bu aileye her kitapta bir kez daha bayılıyorum. Öyle sıcak, öyle samimi ve öyle içtenki tüm bireyler, bayılmamak elde değil. Bilenler bilir Edens serisinde her kitapta bir Edens
Yıllar yıllar sonra bir Elif Şafak kitabı okumak da varmış. Keşke çok özledim diyebilsem ama ah nerde Mahrem nerde Bit Palas. (Ya da nerde o kitapları okuyan ben mi demeliyim.) Yine de okunmaya değer.
Elif Şafak sanki bür günah keçisi sanki bir linç tahtası sanki bir nasıl desem mahalledeki kimsesiz yaramaz haylaz hayta çocuk. Ne yapsa iyi de olsa kötü de çok konuşulan.
Bu kitabının hedef kitlesinin yurdum okuru olmadığına bahse girebilirim. O kadar bir başka dünyayı anlatıyor gibi ama bir bakımdan da baya bizi anlatıyor. Bir boşluk bir yokluk tüm kurgu içinde sürekli köşe başından el sallıyor ama okutuyor da kendini.
Leyla ve 5 kadim dostu ekseninde ensestten, homofobiye, laiklikten, komünizme aşırı geniş bir yelpazede zülfiyare dokunma çabası bi yerde okuru yoruyor. Karakterlerin hatırına sabredip okuyorsunuz.
Kitabın vermeye çalıştığı açık nasihate katılmamak elde değil, insana insan gerek evet.
Keyifli okumalar.
494 syf.
10/10 puan verdi
MUHTEŞEM tek kelime ile muhteşem bir kitap 2005 de ilk yayımlandığı sırada neden bukadar ses uynadırdığını çok iyi anlıyorum içinde biraz felsefe, olasılık fizik, kimya barındıran benzersiz bir bilim kurgu kitabı. Kitabın ana teması epilepsi hastası bir adamın kriz anında aslında "her-an 'a" yaptığı yolculuğu baz alıyor. Nasıl mı? Bir
