Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Kitabı an itibari ile bitirdim. Eleştirileri de okudum ancak eleştirilerde katıldığım tek nokta, sadece üç hikayenin de kurgusunun çok benzer oluşu. Onun dışında "Yeşilçam filmi gibiymiş, fazla dramatikmiş" hiçbirine katılmıyorum. Sade, olayları olabilecek en uç noktada kurgulaması gerekiyordu ve bunu da hakkıyla yerine getirmiş.
Ben kitabı çok beğendim. Hatta son zamanlarda okuduğum en iyi kurgu kitaplarından biriydi diyebilirim. Çekinmeden okuyunuz, üstelik Cemal Süreya çevirisi ile de çok şık bir üslup sizi bekliyor!
Schpenhauer'un kendinden yola çıkarak yazdığını düşündüğüm kısmen yararlı kitap. Dili belki çevirisinden belki de konularından dolayı beni yordu. Karamsar olduğu zaten aşikar yine de iyi konulara değiniyor. (Montaigne'nin denemelerini hemen ardından okuyarak karamsar etkisini üzerimden attim.)
İçerisinde bahsedilen konular güzel ve yararlı olsa da bir kısmına kesinlikle katılmıyorum. Bunu başucu kitabı olarak sunan kişilerin, neden bunu yaptıklarını da anlamış değilim.
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197bin okunma
İnsanın kendisini ve kimliğini arayış romanı: Varoluşsal
Temelinde bir arayış, aşk hatta İstanbul romanı. Avukat Galip'in amcasının kızı kayıp karısı Rüya'yı, üvey kardeşi ünlü köşe yazarı Celal'in yazıları izinde İstanbul sokaklarında arayışı.
Celal'in köşe yazılarıyla Galip'in arayışı içinde geçen kurgu; sizi Decameron, Mevlana'nın Mesnevi'si, Binbir Gece Masalları'ndaki hikayeler ile kendisi olamayan, sırlar ve kokular şehri Istanbul sokaklarına götürüyor. Tarihten Hazar Türkleri, Fevzi Çakmak, Babil'e de uğrayacağınız bu sapaklarda, Mehdi'nin geleceğine köşe yazılarından inanabilen insanları, şehrin çöküşüyle sinemaların yükselişe geçtiği sorgularını, yine kendini arayan Cellat, Şehzade gibi hikayeleri de göreceksiniz. Eski vitrin mankenleri dahil her insan suretlerinin işaret edebildiği Hurufilik inancı altında bir Varoluş sorgusu okuyacaksınız. Değişik konularda bahsi geçen Yeşil (kalem, mürekkep) ile kara (kitap, talih) renk metaforlarıdır. Yazarın romanın sonunu bağlarken anlatıcı olarak araya girişleri de güzeldi.
#blanchot #beckett gibi varoluşu sorgulayan metindeki kahramanların ve şehrin bir kimlik krizi yaşadıkları gerçeği özelinde bu kitap, yazarın Nobel alabilmesinin önemli sebebini göstermesi bir yana, yazarın sonradan pek çok taklidini yaptığı ve yapıldığı gibi, tarihi metinler üzerine kurgular serisinin başyapıtını oluşturuyor #beyazkale eseri ile birlikte. Dolayısıyla, kitaplarının arka kapağındaki bir yorumda yazdığı üzere, en iyi eserlerini Nobel'den sonra verdiği bilgisine katılmıyorum. İnsanın kendisini bulması için kendisi olması gerçeğini anımsatan bir kaybolmuş kimlikleri arayış romanı belki de: Okuyun...
İnceleme yazmadan önce yazılmış incelemeleri okuyorum hep. Gözüme bir çok incelemede ergenlerin saçma hayatlarının, maceralarının anlatıldığı fazlaca abartılmış bir kitap gibi cümleler çarptı. Ben buna katılmıyorum. Holden’ın Yaşadığı içsel bunalım, çok gerçekçi ve güzel kaleme alınmış. Fazlaca doğruluk payı da var. Kurgusal olmaktan çok yaşanmış bir hayat gibi. Daha erken yaşta hayatın sert gerçekliğiyle karşılaşıyor. Gitgeller yaşaması, hayatı felsefi olarak sorgulaması, ölmeyi defalarca düşünmesi, amaçsızca hiçbir hedefi olmadan yaşarken ölü olması... Kesinlikle güzeldi !! ️
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
Kitabı yıllar önce edinmiştim ancak okumak bugünlere nasip oldu. İçinde aklıma yatan, mantıklı ve mâkul bulduğum öneri ve tespitler de vardı, anlam kapalılığından dolayı tam olarak benimseyemediğim görüşler de. Zaten Fazlur Rahman hakkındaki eleştirileri okursanız az çok demek istediklerimi anlayacaksınız dostlar. Tefsir bakımından koyu bir tarihselci yaklaşım içinde kendisi. Ben de bazen kavramları ve nazil olan ayetleri nüzul sebepleri ile ve kendi "bağlam"larında değerlendirdiğimde aydınlanıyorum sanki. "Aaaa demek bu olay olmuş ve sonrasında şu ayet gelmiş" demek bir yerde insanın aklında parça parça olan konuları toparlamasına yardımcı oluyor ancak bu tek başına yeterli bir yaklaşım değil tabi ki. Üstelik yazarın diğer kitapları bu konuda ne söyler bilemiyorum. Yalnızca bu eserini okudum neticede. Kitapta Müslüman devletlerin eğitim, hukuk ve felsefe yaklaşımları süreçlerini anlatmasını, özellikle de 1980 baskılı bir kitaptan o dönemin Türkiye'sini okumayı çok sevdim. Yani yorum odaklı değil, somut bilgiler de veren bir eserdi.
Ayrıca ben bu tip insanların kitaplarını lise çağlarında, daha dimağlarımız tazecikken okumak yerine böyle üniversitenin sonlarında veya benim gibi mezuniyetten sonra okunmasını daha doğru buluyorum naçizane. Çünkü insanın islami bilgiyi önce temelden doğru şekilde alması lazım ki sonrasında böyle fikir adamlarının görüşleri konusunda "katılıyorum" veya "katılmıyorum" gibi bir analize gidebilsin. Sizlere de alıntılar ile birkaç fikrini sunmaya çalıştım efendim, cümlemize hayırlı okumalar olsun:)
Meşhur Infinity serisinin ilk ve bence en iyi kitabı. Hikayesi ve çizimleri harika ancak hikayede beğenemediğim bazı kısımlar oldu. İlk olarak çizgi romanda uzun aksiyon sahneleri görmeyi sevmeyen biri olarak o büyük savaş sahnesi bana gereksiz uzun geldi ancak bu durum çok aşırı değildi. İkinci şey ise Thanos'un bütün bu yaptıklarını Ölüm Hanım'a aşkı sebebiyle yapması idi. Bu çizgi romanın incelemeleri arasında birisi film daha güzeldi gibi bir şey demişti, ben buna kısmen kaıtılıyorum. Thanos'un bu yaptıklarının sebebi Ölüm Hanım'a olan aşkı değil de filmdeki gibi evrendeki aşırı nufüs artışı(biz bu artışın dünya kısmını görebiliyoruz ) ve bunun sonuçları olsaydı(başta sefalet olmak üzere sınıflar arasındaki büyük dengesizlikler) daha iyi olabilirdi (bu durum dışında filmin çizgi romandan daha iyi olduğuna katılmıyorum). Bu iki durum dışında hikayede beğenmediğim kısım olmadı, çizimler zaten harika ve renklendirme şahane. Son olarak baskı kalitesi harika, Gerekli şeyler bu güzel çizimlerin ve renklendirmenin en iyi duracağı kağıdı(Ivory 90 gram idi sanırım) seçmiş. Ne yazık ki serinin devamında bu kağıttan vazgeçip ya da vazgeçmek zorunda kalıp(ekonomik sebeplerden dolayı) daha ince bir kağıda geçiş yapmışlar. Sonuçta bu seriyi kesinlikle okumanızı öneririm, Türkçe'ye çevrilmiş en iyi Marvel serilerinden biri kesinlikle.
Puan: 93/100
Dublörün Dilemması’na taptıktan sonra sevgili Bookstagram dostum dedi ki: “Madem Murat Menteş okumayı sevdin o zaman al Ruhi Mücerret’i de oku”
Tabi ben kendimi kaptırıp kitabını hunharca o kadar çok çizdim ki kendisine yeni bir kitap alacağım itiraz istemiyorum.
Teşekkür ederim
•
Murat Menteş’i tek kelime ile ifade edersem:“Çılgın”
İki kelime ile
Dördüncü bölümü de içeren baskıyı okudum. Yazar da son söz kısmında dördüncü bölümün anlamını çok güzel açıklamış. Bence kesinlikle bu bölüm olmadan kitap eksik kalıyor.
Popülerliğinin boş bir popülerlik olduğunu ve kitabın edebi bir yönü olmadığını söyleyen çok okur var ama bu eleştirilere katılmıyorum. İnsan yerine bir kuşu seçmek ve onun üzerinden insanı, insanlığı anlatmak hem seçim olarak çok doğru hem de anlatış yöntemi ile de edebi bir yön taşıyor. Dili akıcı, kolay okunan, sayfalarının çoğu fotoğraf da içerdiği için kısa sürede okunup bitirilebilecek bir öykü.
Yalnızca, okuduğum baskıdaki, sayfalarda yer alan fotoğraflar için olumsuz bir eleştirim var. Özgürlük üzerine vurgu yapılan bir kitapta, siyah renkli fotoğraflar kullanılması yerine mavi ve beyaz renkler tercih edilse daha özgürlük çağrıştırıcı ve iç açıcı olurdu diye düşünüyorum.
Zaman Bisikleti okuduğum ilk kitaplar arasındadır. Üzülerek, çok okunmayan bir kitap olduğunu fark ettim. Sebebi de sanırım bir yerde evrime gönderme yapması. Bilemiyorum. Evrim asla kafamda yer etmemiş bir konu. Bir çok kişinin düşüneceğinin aksine çok da ilgilendim aslında. Hem de tam yaşında fırsatım oldu. Bütün evrim teorilerini okumadım belki
