''Onu ve kardeşlerini sadece dürüstlük değil, en mutlak doğruluk içinde yetiştirdi­ği için babasını affetmiyordu. Babasını sadece yolsuzluğa bu­laşmadan tertemiz kaldığı için değil, ayrıca dürüstlüğün pa­ra getirmediğini öğretmediği için de kınıyordu. Prensler ve onların memurları çalıyordu; bakanlar ve vergi tahsildarla­rı çalıyordu; katipler ve danışmanlar çalıyordu; sersem baba­sı hariç herkes çalıyordu.''
Yaptığımız değerlendirmelere göre birbirinden çok uzak coğrafyalarda ve birbirini görmemiş kâtipler tarafından istinsah edilmiş bu nüshalar bize göstermektedir ki yaprakları, ciltleri, boyutları, fiziki varlıkları, sayfalarındaki satır sayıları ayrı da olsa muhtevaları aynıdır. Yani nereye gitsek aynı mushafla karşılaşılmaktadır. Tabiatıyla bu sonuç, hepimize heyecan veren bir gerçeği, on dört asırdır satırlarda ve sadırlarda korunan tek mushaf gerçeğini somut olarak ortaya koymaktadır.
Reklam
672 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaplar ve tarih arasında sakin bir hayat süren yirmi yaşındaki Violet Sorrengail’in Kâtipler Bölüğü’ne girmesi beklenmektedir. Ancak general –aynı zamanda pençe kadar sert olarak bilinen annesi– onun Navarre’ın seçkinlerinden biri, yani bir ejderha binicisi olması için yüzlerce adayın arasına katılmasını emreder. Fakat herkesten ufak ve narin olduğunuzda ölmek an meselesidir... çünkü ejderhalar “kırılgan” insanlarla bağ kurmazlar. Onları küle çevirirler. Bağ kurmak isteyen ejderhaların sayısı adayların sayısından az olduğu için çoğu aday başarı şansını artırmak adına Violet’ı öldürmeye hazırdır. Kalanlarsa onu sırf annesinin kızı olduğu için öldürmek ister, tıpkı Biniciler Bölüğü’nün en güçlü ve de en acımasız kanat lideri Xaden Riorson gibi. Violet, bir sonraki gün doğumunu görmek için bile zekâsının her zerresini kullanmak zorundadır. Öte yandan her geçen gün dışarıdaki savaş daha ölümcül bir hâl almakta, krallığın koruma bölgeleri tek tek yıkılmakta ve ölü sayısı artmaktadır. Daha da kötüsü, Violet önderlerinin korkunç bir sır sakladıklarından şüphelenmektedir. Arkadaşlar, düşmanlar, sevgililer… Basgiath Savaş Akademisi’ndeki herkesin sakladığı bir şeyler vardır çünkü bu akademiye bir kez girdiniz mi sadece iki şekilde çıkabilirsiniz: mezun olarak ya da ölerek.
Dördüncü Kanat
Dördüncü KanatRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 20232,510 okunma
Arkadaşları ona teşekkür edip yanından ayrıldılar. Bazıları sessiz kaldılar; hayal güçleri pek gelişmemişti ve anlayamıyorlardı. Bazıları alaycı tepkiler verdiler çünkü zengin birinin parasını onun kadar imkânı olmayan arkadaşlarıyla paylaş- ması gerektiğini düşünüyorlardı. Bazılarınınsa gözünde yeni bir ışık vardı. Fark etmişlerdi ki Algamish'in kâtipler odasına geri gelmesinin nedeni bir adamın karanlıktan aydınlığa çıkışını izlemekti. Bu adam ışığı bulduğunda da yeri onun için hazırdı. Kendisi olup biteni anlayana, fırsata hazır olana kadar kimse o yeri onun için dolduramazdı.
On iki ay sonra Algamish yine kâtipler odasında beni ziyaret etti ve sordu: En son gördüğümden beri ne gibi gelişmeler oldu?" 'Kendime düzenli bir şekilde ödeme yaptım, diye cevap verdim. Bu sefer birikimlerimi kalkan yapan usta Aggar'a bronz alması için teslim ettim ve dört ayda bir bana faiz ödüyor.' 'Bu iyi. Peki aldığın faizle ne yapıyorsun?' 'Bal ve güzel şarap ve baharatlı keklerle ziyafetler çekiyorum. Kendime kırmızı bir tunik de aldım. Bir gün umarım genç bir eşek alacağım binmek için.' Algamish bu söylediklerime güldü. 'Birikimlerinin çocuklarını yemişsin. O zaman onların senin için çalışmasını nasıl beklersin? O zaman onların çocukları olur mu? İlk önce kendine bir altın köle ordusu al, ondan sonra pişman olmadan istediğin kadar zengin ziyafetler çekebilirsin.' Böyle diyerek uzaklaştı. Bu sefer onu iki sene görmedim. Geri geldiğinde yüzünde derin kırışıklıklar vardı ve gözleri çökmüştü, artık çok yaşlı bir adamdı. Ve bana dedi ki: 'Arkad, istediğin zenginliği elde ettin mi?' Ve ben cevap verdim: 'Daha bütün istediklerimi elde etmedim ama bir zenginliğim var ve bu zenginliğimle daha da fazla para kazanıyorum ve o kazandığım para da daha fazla para kazanıyor.'
Aristokratlar sözcüğü (hangi katmanlardan oluşursa oluşsun, yüksek çevreler, seçkinler anlamında), galiba bu kavramın hiç olmaması gereken Rusya'da bir süredir epey popülerlik kazanmış gibi. Kibrin sızabildiği -ki o kahrolası tutkunun sızmadığı yer mi var?- ülkenin her yerine, her toplumsal kesime yayılmış gibi bu kavram: Tüccarlar, memurlar,
Reklam
558 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.