Dünyada muhitine yabancı olmak kadar katlanılmaz bir felaket yoktur sanırım.
Sayfa 16 - Pervin'in Günlüğü, 3 TemmuzKitabı okudu
Dünyada muhitine yabancı olmak kadar katlanılmaz bir felaket yoktur sanırım.
Sayfa 16
Ve bu uyuşmazlık kadar ruhu harap eden başka bir şey olamaz. Dünyada muhitine yabancı olmak kadar katlanılmaz bir felaket yoktur sanırım.
Sayfa 16 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Dünyada muhitine yabancı olmak kadar katlanılmaz bir felaket yoktur sanırım.
Sayfa 16Kitabı okudu
Korku cezadan çok daha beterdir
Kısa fakat insan sinirlerini aşırı gergin bir yay gibi titreten bir hikaye. Kocasını aldatan ucuz bir başrolü okuyoruz. Gözümde hiçbir kıymeti olmayan hatta hayatta hiçbir amacı dahi olmayan bir kadın okumak bana hiç de zevk vermedi başlarda. Üstelik kadın da zamanla kendi hayatının boşluğunun farkına varıyordu. Neyseki 
Stefan Zweig kitaplarına alışkın olduğum için olaydan çok hislere odaklandığını biliyorum ama benim için asıl zor olan da buydu. Okurken stresten başımın ağrıdığını hissettim. Korku hissini o kadar ayrıntılı ve her haliyle anlatıyordu ki herkes kendinden pay biçebiliyor. İster istemez kendimi kadının yerine koydum ve intihar fikrinde nedense rahatladım. Sonunda şantajcıdan kurtuluyoruz dedim fakat ne kadar canice bi fikir olduğu üzerine düşünmedim bile. Gelin görün ki katlanılmaz ölçüde sinirlerimi gerdikten sonra kitap şok edici bir şekilde bitti. Oysaki son sayfaya kadar baş ağrıtmaya değmez bir kitap olduğunu düşünmüştüm. Ama tabii ki kararımı değiştiren yine son 2 sayfa oldu :)
Bugün de korku hissini hücrelerime kadar hissettim. Korkmaktan korkmamak gerektiğini fark ettim. Zira Stefan Zweig 'ın dediği gibi uzaklarda iyiliksever, kocaman bir güneş gibi iyileşme umudunun olduğunu ben de biliyorum. Fakat ben sanırım korkamamaktan korkuyorum.
Dünyada muhitine yabancı olmak kadar katlanılmaz bir felaket yoktur sanırım.
Hız çağının en kötü yanlarından biri de bu sanırım
Geç modern dünyada ötekini beklemek de katlanılmaz bir deneyim haline gelmiştir. Hızlı tanışmanın (speed dating), şıpsevdiliğin ve şipşak ilişkilerin revaçta olduğu bir toplumda artık Eros'un ya da kısmetin (nasibin) bir önemi kalmamıştır. Zira Eros'a ve kısmete inanılan bir toplumda ötekini bekleme ve hayatını ötekiyle birleştirme pratikleri olumsuzluk içerir ve fazlasıyla yavaştır.
Sayfa 33Kitabı okudu
Sanırım yakında iyileşirim. İçimde ya da uzayda bir şey kırılacak. Bilinmedik yüksekliklere tırmanacağım. Dünyada yalnızca hasat, katlanılmaz bekleyiş ve ifade edilemez sessizlik var.
Sayfa 66Kitabı okudu
Dünyada muhitine yabancı olmak kadar katlanılmaz bir felaket yoktur sanırım.
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu