Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
288 syf.
6/10 puan verdi
Alevilik inancı ile ilgili bilinmeyen birçok noktaya ışık tutan bir eser.Özellikle Şah İsmail'in kızılbaş alevilerle ilgili gizli ihanetini öğrenince şok oldum.
Aleviliğin Doğuşu
Aleviliğin Doğuşuİsmail Kaygusuz · Su Yayınevi · 200911 okunma
Seni fark ettiği an geniş bir gülümseme kaplıyor yüzünü.. Sadece ağzıyla değil, burnuyla, alnıyla, yük çeken omuzlarıyla beraber, bütün mahalleye yayılan bir arzuyla gülümsüyor.. Güzel bir ülkeye bakıyor sanki.. Gözlerinde pırıltılı bir sadakat.. Bu kusursuz an gelip geçtiğinde iyileşmeyecek bir yara açılıyor içinde.. Elinde fotoğraf makinesi, nereye gidersen git bu gülüşü asla yakalayamayacağını henüz bilmiyorsun...
Reklam
"Dilekte bulunmak, kendini tasarlamayı bırakmaktı."
Böyle mi iyileşeceksin? Yedeğinin yedeğinin yedeğiyle şeylere dokunarak yani. Hem aç, yoksul ve incitilmiş insanlara, hem de sokakları arşınlayan mutlu perilere mi bölüneceksin aynı anda? Büyük bir kalabalığın sıkış tepiş sığındığı gölgeni, oturduğu yerden bahçeyi seyreden kendinden başka kime iliştireceksin? Gözünü seveyim bırak bu çoğulluk çabasını, hiç sırası değil.
110 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
VELİLİKLE DELİLİK ARASINDA BİR HİÇ: NEYZEN TEVFİK Akıl Hastanesi’nde bir Deli, Meyhane’de bir Veli, Mezhepte Bektaşi, Dergahta Mevlevi, Abdülhamit’e karşı bir küfürbaz, Atatürk’ün sofrasında bir Diyojen. Sokaklarda kimsesiz bir çocuk, Han odasında bir derbeder. Crotona’da Pisagor, Kahire’de Kaygusuz Abdal. Pir yolunda talip Zor yolunda anarşist… Özdemir Asaf’ın deyimiyle “Bütün metrelerin ve santimlerin, bütün kiloların ve gramların, bütün rakıların ürktüğü adam” Hiç, Hiççilik felsefesi, Melametilik, Kalenderilik geleneği Neyzen Tevfik’in yaşamına, eserlerine damgasını vuran en belirgin özelliktir. Üzerinde “Hiç” yazan kolyeyi sürekli boynunda taşırken Ney’i dudağından, Mey’i elinden düşürmedi. Hiç’leşmeye doğru yürürken uğradığı duraklarda Ney ve Mey vardı. Görünmeyen yanımızın ermişi ve bir Kent Dervişi. Şair, besteci, tiyatrocu, oyuncu. Her şey ve Hiç: Neyzen Tevfik
Hiç
HiçNeyzen Tevfik · Kapı Yayınları · 2013286 okunma
Reklam
"Yumurta büyüklüğünde olduğuna inandığım bir tutku taşıyorum göğsümde. Pelür bir zarla koruyabiliyorum onu. Şükürler olsun, koçbaşlarla saldıran soruların yıkıcı etkisine, onca narinliğine karşın dayanabiliyor. Yine de, tutkumu haznesinde dengeli bir biçimde taşıyabilmek için sürekli dik ve temkinli yürüyorum. Kaygımsa en az onun kadar büyük. Onu koruyan bir duam da var üstelik: Ey benim güzel Allah'ım! Yetkinlikten, okuruna güvenmeyen kör parmağım gözüne metinler yazmaktan beni koru. Bırak bir gözüm hep kapalı kalsın. Bundan sonra yazarken hiçbir şeyi aktarmak, kurmak, hesaplamak istemiyorum. Dileğim duyumsamak, yalnızca duyumsamak..."
"Herkesin kendi ölümünü ölmesi, sağaltılamamış bir tutkudur.Ölüm, ilhamını yalnızca hayattan alır. Kimyasında, dirimden esinlenerek kotarılmış ağrılar, kopmalar, kanamalar vardır. Ya da başka birinin parmağı, başka birinin etkisi..."
Sayfa 13
"Bitkiler tıpkı insan onuruna benzer. Yalnız bir kez yerinden sökebilirsin."
Sayfa 59
"En sevimsiz meleğimiz şeytanın bile dokunduğunda iyileştireceği bir yara vardır. Önemli olan yara ile şeytan arasındaki kavuşmanın esası."
Sayfa 61
Reklam
"Anımsamanın en çileden çıkaran yanı, anımsamaya bir türlü son verememek."
Sayfa 8
"Giden herkes, bütün bu gitmelerin kendileri için hazırlanan özel bir düzenek olduğu yanılsamasıyla ezdiği kaldırıma, yaslandığı binaya birdenbire yabancılaşır...Onlar, bavullarıyla kaynaşıp oradan oraya taşınan, içi yığma umut dolu bir yük olurlar yalnızca."
Sayfa 20
"Herkesin kabuğu kendine göre; ya tasarlandığı kadar ince ya da elde olmadan fazla kalın. Benimse biçimli bir taştan farkım yoktu. Ne tür bir gelenekse bu ya da nasıl bir öğretiyse, canımı cansız bir dokuyla örüp korumuştum. İçeride uyanık durup dışarıdan uykulu görünmenin ne güç olduğunu anlatamam!"
Sayfa 50
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.