195 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
‘Bazen tek bir cümleyi yalanlamak için bütün bir hayat hikayesi anlatmak gerekir.’ . Tarlalardan fabrikalara, köylerden büyük şehirlere. Bir Zamanlar Europa’da ‘Onların Emeklerine’ üçlemesinin ikinci kitabı, beş öykü ve iki şiirden oluşuyor. Öykülerinde toplum dönüşümünü, ekip biçilen toprakların griye döndüğünü izliyoruz. Toplumsal etkiyi göçten, emek bölümünün değişiminden takip edebiliyoruz evet, peki bireysel farklılıklar nasıl ortaya çıkıyor? Berger tam bu noktada gözlem gücünü devreye sokuyor. Maddi olgulardan bahsederken; kadınlığa, duyguların gittikçe sistematikleşmesine de arka planda değiniyor. . Özellikle kitaba ismini veren Bir Zamanlar Europa’da (kısa bir roman da denebilir) tadı damağımda kalan bir lezzet gibiydi. Konusu, işlenişi ve alt metinleriyle, ‘bir öykü nasıl olur?’a cevap niteliğinde de diyebiliriz. Sadece bu öykü için bile üçlemeyi edinmenizi isterim! . Çeviride Murat Belge ve Taciser Belge yer alıyor. Kapak resmi ise Jean-François Millet’nin ‘Ekici’ adlı çalışması ~
Bir Zamanlar Europa'da
Bir Zamanlar Europa'daJohn Berger · İletişim Yayınları · 201645 okunma
72 syf.
6/10 puan verdi
Varlığın algıyla imtihanı
"Belki yığınlar hiçbir zaman filozof olamayacak. Ama toplumları mutluluğa kavuşturmak için, yönetimin bilge kişilere teslim edilmesi de mi mümkün değil?" Dünyanın en çok tartışılan paradokslarını ortaya atan Elealı Zenon, antik yunan felsefesinin en önemli temsilcilerinden biridir. O, diyalektik düşüncenin ve mantığın ilk temsilcisidir. Hocası Parmenides'in varlık ile ilgili fikirlerini temellendirmiş ve ortaya attığı fikirlerle günümüz düşünce evrenini etkilemeyi başarmıştır. Sadece Akhilleus ve Kaplumbağa Paradoksu ya da Duran Ok Paradoksu ile değil siyasi fikirleriyle de öne çıkmış ve kendinden sonra gelen önemli filozoflar için ilham kaynağı olmuştur. Elealı Zenon, bizi varlığı başka açılardan düşünmeye ve gerçeği daha iyi kavramaya davet ediyor. İçinde yaşadığınız ve etkileyip etkilendiğiniz dünyayı sorgulamaya hazır olun. *Arka kapak yazısıdır. Kitabı tanıtmak amacıyla inceleme niteliğinde paylaşılmıştır.
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitabı bitirdikten sonra Benhard’la kurduğum ilişkinin, Calvino’nun Tolstoy’la kurduğu ilişkiye çok benzediğini fark ettim. Şöyle diyordu Calvino: “Tolstoy’u severim, çünkü kimi zaman “hah, şimdi anlıyorum nasıl yaptığını” duygusuna kapılırım, oysa bir şey anladığım yoktur.” Çoğu gazete kupürünü hatırlatan, bazıları birilerinin günlüğüne
Ses Taklitçisi
Ses TaklitçisiThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2020294 okunma
574 syf.
3/10 puan verdi
Hardin'in attığı kazığı kimse bana atmadı... Kitap rezalet ama türü smut olduğu için sahneleri berbat, diyaloglar berbat, yaşadıkları aşk berbat, hayatımda bu kadar yarım bırak geri oku yaptığım bi kitap olmadı. Kitapta Tessa diye saf bir karakterimiz var ve klasik Hardin diye de kızlarla takılan aptalın biri var. Bunlar partilerde kaynaşıyor, aşık oluyorlar. Kitabın hepsinde bunların kavga et geri barış, kavga et geri yapış sahnelerini okudum yeminle bunaldım. 570 sayfayı nasıl okudum bende bilmiyorum işkenceydi resmen. Kitapta tek haklı şey Tessa'nin annesinin sözleri oldu. Kızı uyardı uyardı bizim saf kızımız dinlemedi sağolsun. Ultra spoi verecek olursam eğer sonunda Hardin arkadaşlarıyla girdiği bir iddiada Tessa ile sırf para için yattığını, kullandığını söylüyor :') Erkek milleti değil mi hepsi... Derdim ama Hardin ayrı sinirimi bozdu. Nefret ediyorum sırf sonunda yediğim kazık ile biraz kitabı sevdim hxkagaiahaw. Aşktan çok tutku kitabi okumayın cennet kaçıyor haberiniz olsun.
After
AfterAnna Todd · Sperling & Kupfer · 20151,715 okunma
207 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Mühürlü vagonlar içinde geldik buralara; karılarımız, çoluk çocuğumuz hiçliğe doğru nasıl gittiler, gördük; tutsak edilmiş bizler, zorla çalıştırıldık sönmüş ruhlarımızla yüzlerce kez gidip gelerek. Geri dönemeyeceğiz. Buradan kimse kurtulamaz; çünkü kurtulursa Auschwitz’de insanların insanları ne duruma düşürdüğünü, etine vurulan damgayı göstererek anlatacaktır tüm dünyaya.” . Toplama kampına alınan İtalyanların sadece %5 i geri dönebildi. Primo Levi de dönebilenlerdendi. Ama hayat, yüzdelik dilimlerden ibaret değil. Verilen tüm sayıların kanlı canlı insanlardan oluştuğunu bilmek çoğu şeyi değiştiriyor. Can acıtıyor, umudu kırıyor ve en çok da öfkelendiriyor. . ‘Bunlar Da Mı İnsan?’, toplama kampına alınmış yazarın, orada yaşadıklarını anlatıyor. Dönemi anlatan çok daha etkili kitaplar okumuştum ancak bu eser de göz ardı edilmemeli. Özellikle kitabın sonuna 1976 yılında eklenen soru cevap kısmında, Levi’nin kitap boyunca göremediğimiz duygularını yakalıyor gibi oluyoruz. Bilhassa bu kısmı sevdiğimi söylemeliyim. . Zeyyat Selimoğlu çevirisi, Utku Lomlu kapak tasarımıyla~
Bunlar da mı İnsan?
Bunlar da mı İnsan?Primo Levi · Can Yayınları · 2022671 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Söz gümüşse sükût altındır.
Son derece hoş bir dille yazılan, bolca nükte, iğneleme barındıran bir eser olan "Gevezeler ile Meraklılar" kitabı, ilk bölümde gevezelerden bahseder, sözün ne denli kıymetli bir şey olduğundan bahsedip, boşa edilen sözlerin ancak kişiye zarardan başka bir şey getirmeyeceğini söyler durur. Kendinden önce gelenlerden bir sürü alıntılar
Gevezeler ve Meraklılar
Gevezeler ve MeraklılarPlutarkhos · Kırmızı Kedi · 2017279 okunma
Reklam
1.000 öğeden 931 ile 940 arasındakiler gösteriliyor.