Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
210 syf.
·
Puan vermedi
Kıyamet ya da kıyamet sonrası filmleri veya kurguları seviyorsanız, birde Bilim Kurgu ile harmanlanmış hali olsa diye içinizden geçirdiyseniz işte sizlere 'Geriye Doğan' . Kristal Kelepçe Ödüllü yazarımız Hasan Bulut'un kaleminden akıcı ve merak uyandırıcı bir kitap. Tanıtım Bülteni gibi giriş yaptın Esra diyenlere "Evet" diyorum. Çünkü gerçekten her sayfası merak uyandırıcıydı. Zor telaffuz ederim bilirsiniz bu cümleyi, işte geliyor "KESİNLİKLE DİZİ OLMALI". Konusuna gelecek olursak 40'lı yaşlarda emekli polis olan Cem ile kurgu başlıyor. Hayata boşvermişlik had safhada. Ansızın kapısını çalan adamların asla umursamayacağı biri aslında. Bayılmadan önce baktığı son manzara o adamlardan birinin suratına patlatmak üzere olduğu ayağı olması bile şaşırtmıştı onu. Gözlerini lüks bir yatta açınca ve yalnız olmadığını görünce daha çok şaşırmıştı. Bu kişilerin bir araya gelmesinin nedeni ise bir proje. Yüksek meblağlar karşılığında yapılacak olan bu proje geçmişe gönderilip tekrar hayata gözlerini açmak. Cem, Naish olarak karşımıza çıkıyor ama onu orada bekleyen kaostan şimdilik bihaber. Kaos=Dünyaya Yaklaşmakta Olan Andurun Yıldızı. Konusunu ballandıra ballandıra anlatmayacağım. Söyleyeceklerim var çünkü. Beklentimin çok üstündeydi. Macera ruhu tadındaydı. Merak uyandırıcılığı bir an bile düşmedi. Sonunda verilmek istenen mesaj ise çok anlamlıydı. Yazarın diğer kitaplarını ilk fırsatta edinip okuyacağım. Türüne göre demeyeceğim bütün kitapsever dostlarıma tavsiye ederim.
Geriye Doğan
Geriye DoğanHasan Bulut · Otontik Kitap · 202415 okunma
Umuda kelepçe vurulmaz...
Reklam
“Biraz sonra asmaya götürecekler beni, Biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni, Hoşçakalın sevdiklerim; Dört mevsim, yedi kıta, mavi gök... Bütün doğa hoşçakalın... Hoşçakalın sevdalılar, Çocuklar, üniversiteliler, genç kızlar, Sonsuz uzay, gezegenler ve yıldızlar, Hoşçakalın... Hoşçakalın senfoniler, oyun havaları, Sevda türküleri ve şiirler. Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler. Dağlarında yürüdüğümüz toprak, Yalınayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın... Hoşçakalın ağız tatlarım; Sıcak çorbam, çayım, sigaram... Havalandırma sıram, banyo sıram, kelepçe sıram... Parkamı, kazağımı, eldivenlerimi, ayakkabılarımı, Ve kalemimi, ve saatimi, Ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar Hoşçakalın, hoşçakalın...”
Öpücüğünün bu saldırganlığında kendimi kaybediyordum. Parmakları kollarımı bir kelepçe gibi sarmıştı ve bu umurumda değildi. Beni yaralamasını istiyordum. Onunla paylaştıklarımızın bir kanıtı olarak üzerimde izini bırakmasını istiyordum. Kendimi her şeyimle ona veriyor, dudaklarımı ona teslim ediyordum.
Sayfa 12
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
SEVDAN BENİ Terk etmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, Hâyın, karanlıktı gece , Can garip, can suskun, Can paramparça... Ve ellerim, kelepçe de, Tütünsüz, uykusuz kaldım, Terk etmedi sevdan beni...
Reklam
Suç ortağım olduğunu sanıyordum , polis değil . Bileklerine kelepçe takma fikri kafamı karıştırmış olmalı.
Sayfa 115
Bir şeye sahip olmak istiyorsan ona kelepçe yerine kanat takıcaksın, uçabildiği halde hala yanına konuyorsa o senindir.
“Birine sahip olmak istiyorsan ona kelepçe yerine kanat takacaksın. Uçabildiği halde hâlâ yanına konuyorsa o senindir."
Reklam
Bu dünya dolandırıcılarla dolu zaten. İlla de paranızı almaları gerekmiyor. Yüreğimizi,ruhumuzu,duygularımızı,hayallerimizi çalışıyorlar. Kimse farkında değil.
Tabi canııım ;)
Birilerine sevdalanıp,dertsiz başıma dert açmanın alemi yoktu.
"Ne yapacaksınız, bana kelepçe mi takacaksınız?" "Belki bir gün,"
Sayfa 88 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Hayat işte böyle pişiriyor insanı. Şartlar ne olursa olsun ayakta kalmayı,dik durmayı öğretiyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.