Sultan Murad da yiğit, gözünü daldan budaktan esirgemez bir padişah imiş. Bağdat üstüne sefer eylemeye karar vermiş. O kavli kararında olsun, Muradın anası bir gün Padişah oğlunu huzuruna çağırmış, "Oğlum Murad," demiş, "sefere gidiyorsun Bağdat üstüne, hayırlı uğurlu, kademli olsun. Osmanlı büyük bir devlet, senin de yer götürmez
Gazete okuyucunun nabzına göre şerbet vermez. Gazete, medya seyircilerini ve okuyucularını kışkırtmaz. Kol gibi harflerle manşetler vererek, bir spor karşılaşmasını en büyük ulusal olay durumuna sokamaz. Hele, Kürt sorunu gibi büyük ulusal sorunlarla oynayamaz. Ülkenin geleceğiyle ilgili konularda gerçekleri saptıramaz. Gerekirse bütün
(Muhammed) İkbal için tasavvufun doğurduğu tehlike, bireyin herhangi bir liderin isteklerine ve siyasi hakimiyete pasif bir kabulle karşılık vermek üzere eğitildiği, pir-mürid ilişkisi otoriter bir ilişki biçimi aldığından, siyasi bir tehlikeydi.
Üstüne bastığım toprak ayaklarımın altından kayıyor sanki. Bugün dünü arıyoruz, yarın da bugünü arayacağımıza şüphen olmasın. Yüreğim pır pır ediyor, korkuyorum. Bir bela, bir şerden korkuyorum. Geceleri bana tövbe uyku yok. Boğulur gibi oluyorum.