Ne garip bir oyuncak şu insan! Yürür, konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. Kendisine ve çevresine ait hiçbir şey bilmez. Bir nevî ıstırap makinesi. İplerini başkaları çeker. Hantal ve şapşal bir robot. Neye sevinir bilinmez. Sınırsız olan yalnız hayâlleri ve acı kabiliyeti. Etten bir kafes ve âciz içinde çırpınan bir ruh. Vücut araba, akıl arabacı. Ama gözleri bağlı arabacının, arabaya hükmeden atlar... Bu da haklı: Var olmak için yok olmak lâzım, parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin. Bütün musîkî, bütün şiir, bütün aşk, bu bir çuval kemik, bu âsi ten, bu aptalca endişeler ne olacak? Ne olacağını bilen var mı? Kader hep oynayamayacağı roller yükler insana ve ıslıklar. Alkış sahtekârların...
Vücudun baş ile karın arasındaki bu bölgesi, en hayati organları (kalp ve akciğerler) ve onları vücudun diğer kısımlarına bağlayan büyük damarları koruyan bir kemik kafesidir.
Bu kafes, sırttaki omurgadan çıkan 12 çift kavisli kaburga kemiğinden oluşur. Kemikler ön tarafa kadar uzanmaz. En son kısımda kostal kıkırdak vardır ve bu kıkırdak göğüs kemiğine (sternum) bağlanır. İlk yedi kaburga doğrudan göğüs kemiğine bağlanmaktadır. Arkasından gelen üçü (yalancı kaburgalar) kıkırdaklı bağlantıyı paylaşırken son ikisi, hiç bir şeye bağlı olmayan yüzen kaburgalardır.
Koruma sağlama işlevine ek olarak kaburgalar hareket etme yeteneğine sahiptirler ve solunum sürecinin birer parçasıdırlar. Kaburgalar arası (interkostal) kaslar bu kemiklerin arasından geçer. Bu kasların kasılmasıyla göğüs kafesi genişler, havanın akciğerlere çekilmesi kolaylaşır.
Ne garip bir oyuncak şu insan!
Yürür, konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. Kendisine ve çevresine ait hiçbir şey bilmez.
Bir nevi ıstırap makinesi. İplerini başkaları çeker. Hantal ve şapşal bir robot. Neye sevinir bilinmez. Sınırsız olan hayalleri ve acı kabiliyeti. Etten bir kafes ve acz içinde kıvranan bir ruh…
Vücut araba, akıl arabacı. Ama gözleri bağlı arabacının, arabaya hükmeden, atlar… Buda haklı: Varolmak için yok olmak lazım, parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin. Bütün musiki, bütün şiir, bütün aşk, bu bir çuval kemik, bu asi ten, bu aptalca endişeler ne olacak?
Ne olacağını bilen var mı? Kader hep oynayamayacağı roller yükler insana ve ıslıklar. Alkışlar sahtekarların..
Cemil Meriç
“Ne garip bir oyuncak şu insan! Yürür, konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. Kendisine ve çevresine ait hiçbir şey bilmez. Bir nevi ıstırap makinesi. İplerini başkaları çeker. Hantal ve şapşal bir robot. Neye sevinir bilinmez. Sınırsız olan hayalleri ve acı kabiliyeti. Etten bir kafes ve aciz içinde kıvranan bir ruh. Vücut araba, akıl arabacı. Ama gözleri bağlı arabacının, arabaya hükmeden, atlar... Bu da haklı: Varolmak için yok olmak lazım, parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin. Bütün musiki, bütün şiir, bütün aşk, bu bir çuval kemik, bu asi ten, bu aptalca endişeler ne olacak? Ne olacağını bilen var mı? Kader hep oynayamayacağı roller yükler insana ve ıslıklar. Alkış sahtekârların...”
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır.
_Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Şeytanın belkemiği
kelimelerin suyuyla beslediğin
geminin sereni
açıldığın engin
kemik saplı bıçağın omuriliğinde
ince soyulmuş geçmişten getirdiklerin
kaçmak da bir kafes
açık deniz çıplaklığında
hedefimdesin, hedefindeyim
Görev; yani boyun eğmek,
Senden her beklenene…
Görüntüyü kurtarmak,
Kurcalamadan anlamını…
Derhal amansızca bastırmak,
Korkunç bir günah gibi,
Her arayışını ve aldanışını
Kemik kafes içindeki ruhun.
Kaderin buyruğuna…
Sonra, yapılışı açısından alışılmadık bir imge çeşidi vardır: El izleri. Bunlardan bazıları pozitiftir: Boya avuç içine ve parmaklara sürülür, sonra da el duvara bastırılır. Diğerleri negatiftir: Bir el kaya duvarı üstüne konur sonra boya ağızla (ya da içi boş bir kemik yardımıyla) elin üstüne püskürtülür, böylece el geri çekildiğinde dış çizgisi, çevresindeki boyanın ortasında kalır.
Son olarak da çok sayıda "işaret", kafes biçimleri, noktalar, ters V gibi geometrik şekiller vardır. Bu yeraltı işaretleri taşınabilir sanatın bazılarında bulunanlarla aynıdır ama diğerleri duvar sanatına özgüdür.