'' Eğer sen, başkalarından kendine saygı beklersen bu onlar için büyük bir şeydir. Sadece kendine saygı duyabilirsen diğerleri de sana saygı duymaya mecbur kalır.'' -DOSTOYEVSKİ
"Bu kitap en azlarındır. Belki de onlardan hiçbiri yaşamıyor daha. Onlar, benim Zerdüşt'ümü anlayanlar olacaklar : kendimi, daha bugünden işitilecek kulaklar bulanlar ile nasıl karıştırabilirdim ki? Ancak öbürgündür benim olan. Kimileri öldükten sonra doğar. Kişinin beni anlamasının, hem de zorunlukla anlamasının koşulları, —bunları pek iyi bilirim. Benim yalnızca içtenliğime, tutkuma dayanabilmek için, düşünsel konularda katılık kertesinde dürüst olması gerekir kişinin. Dağlarda yaşamaya, alışkın olması gerekir— çağın siyasetinin ve halkların çıkarcılıklarının sefil gevezeliğini kendi altında görmeğe. Aldırmaz olmuş olması gerekir, hiç sormaması gerekir, doğruluk yararlı mıdır diye, bir kötü kader olup çıkar mı diye... Bugün kimsenin sorma yürekliliğini göstermediği sorulara sertliğin verdiği yatkınlık; yasaklanmış olana yüreklilik; labirente önceden-belirlenmişlik. Yedi yalnızlıkta edinilmiş bir deneyim. Yeni bir müzik için yeni kulaklar. En uzaklar için yeni gözler. Şimdiye dek sağır kalınmış doğrular için yeni bir vicdan. Ve yüce üslubun iktisat istemi: gücünü, heyecanlanmalarını derli-toplu tutmak... Kendi kendine saygı; kendi kendine sevgi; kendi kendisi karşısında koşulsuz bir özgürlük... İşte! Bunlardır benim okurlarım ancak, benim sahici okurlarım, benim önceden belirlenmiş okurlarım: geri kalan neye yarar ki —geri kalan, insanlıktır yalnızca.— Kişinin, gücüyle, ruhunun yüksekliğiyle, insanlığa tepeden bakması gerekir —hor görüşüyle..."
Reklam
Tam anlamıyla anlama gücüne sahip biri, hiç kendine saygı duyabilir mi? Söyleyin bakalım.
“Put diken, puta tapmayı hortlatan, puta tapan asırdır bu asır. İnsanlığın en büyük yanılgısı, ortak sevgi ve saygı alanında oldu çağımızda.İnsan, kalbinin bağını Tanrıdan kopararak eşyaya, güçlü görünen insanlara, düşüncelere ve sistemlere bağlıyor. Bu bağlanışı şöyle veya böyle ölçülü bir bağlanış sanmayın. Bu, aklın veya sağduyunun kabul edeceği veya mazur göreceği bir ilgi değil, irrasyonel bir bağlanış, âdeta bir tapıştır. İnsan çağımızda gönül tarlasına durmadan put dikiyor. Kendi türettiği eşyaya, kendi kurduğu sisteme veya kendinin yücelttiği insana tapmak yoluyla kendine tapmaya çalışmakta belki de. Kendini dolaylı yoldan putlaştırmanın boş deneyinde.”
Çocuk ve Evlilik Üzerine Gençsin ve çocuk sahibi olmak, evlenmek istiyorsun. Ben de soruyorum sana : Bir çocuk istemeye layık bir insan mısın ? Muzaffer misin, kendi kendine boyun eğdiren misin, duygularına hükmeden misin, erdemlerinin efendisi misin ? Bunu soruyorum sana. Yoksa arzularında dile gelen, hayvan ve ihtiyaç mı ?
190 syf.
·
Puan vermedi
Ben her kitaptan mutlaka bir şeyler alırım .Sinan Akyüz'ün bütün kitapları kitaplığımda yerini almış durumda .Konuları gerçek hayattan seçilmiş dili sade anlatım yalın. Hiç okumayı sevmeyen biri bu kitapları okuyarak okumayı sevecektir. Kitabın kısaca konusu ikinci evliliklerini yapan bir çiftin yaşadıklarını birbirlerine itiraf etmeleri daha sonra da bu itiraflar saygı ve sevgilerine gölge düşürürken kadın evi terk ediyor. Şunu anladım ki insanın yaşantısı kendine özeldir bunu en yakınına bile anlatması prestijini sarsar .Herkesin başına her şey gelebilir .Bizim toplum bunları tolera edebilecek seviyeye daha gelemedi .Dürüst olmak yaşadığını eşin dahi olsa çevrenle paylaşmak demek değildir. Dürüstlük verilen sözde durmak, hayatında olanlara sadık kalabilmek, görevini en iyi şekilde ifa etmek ,ödemelerini günü gününe yapma k,toplum kurallarına saygıda kusur etmemek insana ve çevreye karşı duyarlı olabilmektir. bu daha da artırılabilir .Ama yaşadığın olumlu ve olumsuz şeyleri kendince çözebilmek ,yoksa destek almak. bu kitapta almasını bilene verdiği mesajlar çok etkileyici elime aldım ve bir saatte bitirdim .Okunulacak bir kitap tavsiye ederim.
Yatağımdaki Yabancı
Yatağımdaki YabancıSinan Akyüz · Alfa Yayıncılık · 20171,048 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.