Kitabı beğendim. Yazar seçtiği 10 sözcük üzerinden hem kendi kişisel tarihini (biografisini), hem de kendi yaşadığı dönemde ülkesi Çin'in siyasi, sosyolojik, kültürel tarihini bize anlatıyor. Tarihi bilginin yanında, kişisel yaşanmışlık ve tecrübeler olunca, kitap zevkle okunuyor ki; daha önce okumuş olanlar Yu Hua'nın kalemini, edebi maharetini takdir etmişlerdir zaten. Virginia Woolf'un, Kendine Ait bir Oda adlı eseri bana yazarın çağdaşlarına karşı bir meydan okuması gibi hissettirmişti. Yu Hua da bu eserde edebiyat dünyasına farklı ve özgün bir tarz ile bir çeşit meydan okumuş bence.
En sevdiğim yanı dürüstlüğü; gerek kendi ayıp ve kusurları, gerekse Çin siyasetinin ve bizzat toplumun hatalarını ve kusurlarını olduğu gibi, eğriye eğri, doğruya doğru deme mertliği içinde aktarmış. Ülkesinin veya şahsen kendisinin geçmişindeki çirkinlikleri itiraf ederken özgüvenli, kıvrak dilli, biraz alaycı. Bunu şunun için söylüyorum; sıkıcı bir kitap değil, bol öykülü, bol örnekli bir kitap. Baskıcı bir rejimin toplumun ahlakına nasıl olumsuz etki ettiğini de çok güzel tasvir etmiş 10 sözcükte. "Zor ahlakı bozar" zaten.
Ah keşke biz de kendimizle yüzleşirken;
kendi BİZ'imiz ve kendi BEN'imizle yüzleşirken böyle dürüst olabilsek...
On Sözcükte Çin 
Yu Hua
