Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah, insanın candan sevdiği birinin hayatı sallantıdayken elleri böğründe beklemek zorunda kalmanın heyecanı; bu keskin, korkunç heyecan! Ah, insanın beynine doluşan ve canlandırdıkları hayallerin gücüyle yüreği deli gibi çarptırıp soluğu sıklaştıran kahredici düşünceler! Sevdiğimiz insanın acısını dindirip tehlikeyi hafifletebilmek için bir şeyler yapmak ihtiyacı ve hiçbir şey yapamayacağımızı bilmek! Çaresizliğimizin doğurduğu iç çöküntüsü ve hüzün! Hangi işkence bu kadar ağır olabilir! O ânın ateşi içinde, kendimizi ve kafamızı ne kadar zorlarsak zorlayalım bu işkenceden imkânı yok kurtulamayız!
Can dostum Dede ile ellerimizi arkamıza kavuşturmuş sakince bekliyoruz. Elverdi bir şeyler mırıldaniyor. "Anayasanın 146. Maddesi, ... tağyir, tebdil vs ... " Çoğu anlamadığım, anlamak da istemediğim, sevmediğim sözcükler. Ama okunanın ne anlama geldiğini çok önceden zaten biliyoruz. Mırıltı bittikten sonra, Elverdi zorlanarak elindeki kalemi kırıyor. Dede'ye bakıyorum. Her zamanki gibi sakin ve sıcacık gülümsüyor.
Reklam
Düğünden önce birbirimiz için yaptığımız şeyler düğünden sonra yapacaklarımızın garantisi değildir. Düğünden önce bizi sürükleyen şey aşık olma dürtüsüdür. Düğünden sonra ise aşk duygusu başlamadan önce olduğumuz eski halimize döneriz. Davranışlarımız anne ve babamızın sunduğu modelin kendi özgün kişiliğimizin sevgi kavramımızın duygularımızın ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizin etkisi altındadır. Yaptığımız şeylerle ilgili Keskin olan bir tek şey vardır, aşkla sürüklenirken yaptığımız şeylerle aynı değildirler.
Son zamanlarda, iyi biri olduğumu düşünmeyi öğrendim.
Sayfa 344 - Artemis Yayınları, CamilliaKitabı okudu
Toplumda şiddetin nedenlerinden biri belki de
Zehirle emzirilen bir çocuk, huzuru can yakmak­ta bulur.
Sayfa 343 - Artemis Yayınları, CamilliaKitabı okudu
Bazen insanların sana bir şey yap­masına izin verirken, aslında sen onlara bir şey yapıyorsundur.
Sayfa 342 - Artemis Yayınları, AmmaKitabı okudu
Reklam
Munchausen by Proxy sendromu nedir?
Munchausen by Proxy sendromu. Vekaleten hastalık yani. Bakıcı, genellikle anne, hatta neredeyse her zaman anne; ilgi çekebilmek için çocuğunu hasta eder. Sadece Munchausen'den muzdarip olanlar, ilgi çekmek için kendilerini hasta eder. MBP'den muzdaripsen, ne kadar ilgili ve titiz bir anne ol­ duğunu göstermek için çocuğunu hasta edersin. Grimm Kardeşler'in masalları gibi, değil mi? Bunu ancak kafayı sıyır­ mış bir peri kraliçesi yapabilirdi.
Sayfa 313 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
(…) dünyaya sunduğun yüzün, insanların sana nasıl davranması gerektiğini söyler,
Sayfa 309 - Artemis Yayınları, AdoraKitabı okudu
İn­sanın kendisini sevmesi, önemli bir şeydir. İyi bir tavır, kötü olanları kolayca iyi yönde etkiler.
Sayfa 308 - Artemis Yayınları, AlanKitabı okudu
"Korkulan biri olmak, sevilen biri olmaktan daha güven­li," —Machiavelli —
Sayfa 251 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hayat üzerinde düşünmek, canavarların dişleri kadar keskin bakış ister. Daha ne kadar süre kendimizi kurtarmak için saman çöplerine tutunacağız? Oysa düşünmek kurtuluş gemisidir ve nedense düşünceyle aramızda bizi ürküten korkunç şeyler var. Nasıl böyle olmasın ki? Biz düşünmeyi dinsizliğin köprüsü olarak değerlendirmişiz! İslam âlemindeki eğiticileri hâlâ bu tür vehmî tehlikeler tehdit edi- yorken ve devraldıkları bu korku ve ürküntüyü tutup öğrencilerine aşılıyorlarken ite kaka da olsa böyle bir köprüden nasıl geçebilirdik ki? Bir bakıyoruz Müslümanlar dergisinin sahibi Dr. Said Ramazan dergisinin bir sayısında şöyle bir başlık atmış: "Fısıltılar... İslam Diyarındaki Görüş ve Düşünce Önderlerinin Kulaklarına..." Sonra bu başlığın altında şu sözleri sıralamış: "Toplumsal bir devrim neredeyse tüm İslam âlemini kaplayacak. Bundan bir an bile kuşku duymuyoruz. Aksine güneşi gördüğümüz gibi apaçık görüyoruz onu. Bu devrimin ayırıcı göstergesi “düşünce ve vicdan özgürlüğü olacak... Bu bayrağı siz taşımazsanız -ki buna en çok siz layıksınız- başkaları taşıyacak..."
Türkçüler Hazırlık İçinde: Türkeş ve Arkadaşları Ne Yapacak? Millî Yol'un ilk sayılarında Atsız'ın yazısının bulunmayışı, buna karşılık Orkun'un ilk sayısında bir yazısının yer alması, Altan Deliorman'ı "Acaba Atsız, Millî Yol'a biraz buruk mu?” diye düşündürtür. Deliorman, "Kendisine niçin yazmadığını sorduğum
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi Yayınları
Farklı bir depresyon tanımı
Depresyonu her zaman mavi bir hüzünle karıştırırlar, oysa ben deli mavi bir ruh hali yansıtmaktan daha mutlu oluyordum. Depresyon bence, sid*k sarısıdır. Üstü örtülmüş, kilo­metreler boyunca kokuşarak akmış soluk bir s*dik sarısı.
Sayfa 88 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
Sorunlar, onları far­ketmenizden çok ama çok önce başlar.
Sayfa 83 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.