Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yusf

Sensizlik
Hayat geçiyor içinde karanlıkların Kimsenin haberi yok önünden başka Kıvranıyorum içinde kalabalıkların Herkesin hayatı çözülemeyen karmaşa Hissediyorum yalnızlığı hücrelerimde Her birey yaşar kendi hâlinde Kimse bilmez neyi eksik de Ağlar anneler sokak köşelerinde Nası özledim veletlerin gülüşme sesini Kapının kapanışı ve kalbin atışı Bilinmeyenin ortasında seni bilmeyi Seni istiyorum lütfen unutma beni Yokluğun sıkışıyor damarlarımda Nefes almak elem geliyor şimdi Duramıyorum artık buralarda Sensizlik annenin yokluğu gibi
Reklam
Hasbihâl
öyle işte trende günler böyle geçiyo hayat zor uzun sen naptın hayat nasıl ben bi dalmışım sen anlattıkça döndüm hayata öyle işte dönüyoruz hayata hayat döndürdükçe başımızı küsüyoruz hayata barıştıkca şansımızla sarılıyoruz hayata yatıyoruz kalkıyoruz şükrediyoruz bazen bazense küfrediyoruz kabotoja gemisine rötarına sonra olsun deyip öpüyoruz sevgilimizden bi parça da olsa dönüyoruz hayata
Anı -2-
27 Haziran gecesi. Babam gara bıraktıktan sonra etrafı keşfetmeye başlıyorum. Gar daha cok eski osmanlı batı tarzı yapılarına benziyo. Kücük tatlı bi yapı sağ tarafından trenlerin yolcu aldığı alana giriliyo. Hava soğuklaşmakla ılık kalma arasında serinleşerek ilerliyo hava kapkara. Binanın sol tarafında tuvaletler ve büfesi var. Tuvalet iki lira,

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rüya -3-
Başka rüyalarımda efsanelerini duydugum bi mekandayım. Efsane olarak bu mekanda cıplak kel bi adamın gezdigini de duymustum. Burası coooook uzun ve genis bi terkedilmis bina ve efsaneye gore kelciplak buranin bodrumunda yasiyo. Reyanla beraber dışardan ust katlarina tırmanmışız binanın. Başka insanlar da var etrafta. İnsanlar macera olsun diye bodruma atliyolar. Birisi bana atlayamassin diyo ve atliyom yanima reyanda gelio. İçerisi loploş karanlık sadece bu yuvarlak binanın etrafindaki kucuk pencerlerden ısık hüzmeleri geliyo iceri dogru baktıkça zifiru karanlıgü hissedebiliyosun. Yerler asfaltımsı ve duvarlar grinin hafif bi tonuna boyanmış iceriye güvensiz bi hava katıyo. El ele tusuo ilerliyoruz. Kelciplak cikiyo karşımiza bi anda. Yaklasin bisiler sölicem diyo. Adam aşırı kambur dizleri bükülü yürüyo. Vucudu bideri bikemik, kafasın keli hafif parlıyo, Tırnakları uzun ve icleri kir dolu, yüzündeki kırışlar ve cirkinlik uzakdur bundan diye bağırıyo adeta. Bizi ikna etmeye calismaya devam edumiyo dil döküyo ve yavas yavas gittikce yaklasiyo. Aramizda artik 10 m civari oldugunda dayanamıyoruz ve kacmaya basliyoruz. Labirent gibi koridorlarda zifiri karanlığa yavas yavas alisan gözlerimizle ilerliyoruz. Bi ara elim bosaliyo ve Reyan yok oluyo. O anda tek düşünebildigim dışarı cıkmak Reyan da cikar nasi olsa kafasinda kendimi dışarı atıyorum. Etraf kendini dışarı atmıs insanlarla dolu günesin altinda rahat binefes aliyoruz Reyan yanimda. Kelcirkin anlaşılan güneşe çıkamıyo, icerden küfürler ederek uzaklaşıyo.bukadar.
Gözler
omuzlara binen yük, ciddileşen hayat, kurumayan gözyaşı, moraran göz, alacaklıların en büyüğü geliyo, hazır mısın? neden vurdu ki sana bu lanet piyango? yaşadığın yıllar bi elin parmağını geçmez büyü ve büyük adam ol, uğursuz piyango inadina ananın nimet veren göğsünü bırakalı kaç yıl oldu sanki feri kaybolan görlerine kurban, duy çıkmayan seslerimi duy ki bil, bil ne olursa olsun "bu hayat yaşamaya değer" mi?
Reklam
Anı
Yazmak istiyorum bunları tüm ayrıntısıyla. Hayatımı şekillendiriyo böyle hikayeler. Arabadayım, Kuran okucaksın yanındaki de dua yapicak yarım saatte çıkıcaz dediler geldik. Anlanıyorum nasıl bi anda Eyüpe doğru giden arabaya atladım. Çok, uzun sürmüyo zaman geçiyo hocayla konuşurken. Varıyoruz gelmemiz gereken yere. Yollar kaldırımlar gibi
RÜYA -2-
Hiç bilmediğim bi odada uyicam. Dümdüz yatıyorum ve uyumaya çalışıyorum. Gözlerim gidiyo ve bum uyuyorum. Hiç bilmediğim garip bi mekanda uyanıyorum ve üstüme tehlike geldiğini hissediyorum. Ama garip bi şekilde rüyada olduğumu biliyorum ve rüyayı kontrol etmeye çalışıyorum. Rüyadaki herşey yavaşlıyo ama rüya tamamen benim kontrolüm altına girmiyo. Ve yavaş yavaş bilinç gidiyo uyanıyorum. Uyandığımda bilmediğim odanın içindeyim yatağn icinde karanlık odayı inceliyorum yastığın sol tarafi kokuyo, sağ tarafï kokmuyo biraz dönüyorum yatakta ve uyanıyorum. Garipsediğim rüyalardan çünkü rüyada olduğumu anladığım rüyalardan ama bi problem vardı, tüm kontrolü elime alamadım. Bunun sebebini sadece o alt katmanın rüya olduğunu sanmam ama halbuki kars yatağın olduğu kısmın da rüyanın bir parçası olması. O karanlık odada okadar rüyada deil gibi hissediyorum ki gercekten uyandığımda "NE ben uyuyo muydum" tarzı bir tepki veriyorum.Ve hiç bilmediğim bi odada uyuyakalıyorum.
RÜYA -1-
ablamla beraber köyün oralardayız. Sonra sadece ikimiz beraber dışarı gezmeye çıkıyoruz. Dışarıda istanbul tramvay hattıyla geziyoruz(Fatih, Sirkeci, Sultanahmet...) Bianda inelim diyorum ilerliyoruz sokaklarda. Bi bakiyorum tabela tabikide okuysmiyorum ama yıldız sarayına gidiyo sanıyom. O tabelayi takip ediyoz ve daha ônce hic basima gelmeyen
Papatyama Ağıt
+ne acılar gördüm ben kimler kimler ezdi beni o iki deli almasaydı beni kim bilir ne haldeydim ben -hiç bilmezdim ki ölümü ben hep yabancı gelirdi bana bi eniştem öldü genç yaşında
Sevgilim
etrafımda gördüğüm bir tek sen seninle var oluyorum artık ben benimle birlikte bir rüyada kal kalkalım beraber her sabah sevgilim
Reklam
Övüşmek
yeni kavram, yeni anlam övüşme peki ya ne demek ki bu? seninle var olmak, sende yaşamak herşeyinden zevk almak, senin olmak bu
Kavramlar Geçersiz
hani daha yeni başladık demiştik neden dönüyoruz madem şimdi hani altı dakika kırk beş saniyeydi kırk dakika aralıksız gözlerinin içine baktım bunu pek dert etmedim gerçi, okadar güzellerdi ki yine doyamadım
papatya
terk edilmiş çamurun üstünde neler geçmiş başımdan ah bi bilseniz nice acılar gördüm ben ah bi bilseniz, nası üzüyo insanlar birbirini sonra iki deli geliyo hemen yanıma hiçbi problem yokmuş gibi çıkarıyolar çamurdan beni tekrar can veriyolar muhabbetleriyle bana yeniden ah bi bilseniz, nası seviyo insanlar birbirini
Çocukça
çocukça sevmek istiyorum seni ben çocukça sevinmek istiyorum seninle herşeye bir gün bile olmasam seninle birlikte hıçkırıktan boğulana kadar ağlarım çocukça yine çünkü ben sana çocukça âşığım
Günlerden Sen
her kapalı günün sonu varmış güneş açmış (bugün 2×) günlerden senmiş
Hayaller -2-
yeni yağmur yağmış, çimen kokuyo etraf şehirden uzakta tenha bi ormanda yere serilmiş bi örtü üstünde sana sarılmışım sımsıkı güya izliyoruz yıldızları yıldızlar falan he güzel de ulan sen ne güzelsin
Reklam
çıkmaz olay
o kadar sevdim ki (seni 2x) seviyorum demeyi sana, senin yüzünden unuttum
Hayaller -1-
seninle olmak vardı şimdi günlerce süren doğu ekspresinde kuş gibi özgür hissetmek vardı koşarken o vagonların üstünde
Sevdim
herşeyimle sevdim seni her yaşımla sevdim ilkokulda kimseyle konuşamaz hâlimle sevdim seni ortaokulda bi kızın yanına oturtulmuş utançtan ölürken sevdim seni yurtta kalıp hafızlık yapmaya niyetli rahle başında ağlarken sevdim seni her yılımda, her yaşımda sonsuza kadar seveceğim seni
kafiyesiz şiir
kış, yağmur, şemsiyem, metro... bekleşmeler o asansör önünde bıktım artık yeter bırakamıyorum osoğuk ellerini soruyorsun bana ciddi ciddi neyimi sevdin benim diye ben normal benim sadece