Kendini sev, özel olduğunu bil, kendini geliştir, yürü, koş, yüksel derken çok önemli bir kelimenin üzerini ezip geçtik: Samimiyet.
Gitgide daha ciddi, daha bilmiş, daha kibirli, daha yapmacık ve daha sevimsiz insanlar olduk. İnsan ilişkilerinin, dostlukların, arkadaşlıklann neşesi kalmadı. Samimiyet bugün altın değerinde. İnsana has en güzel, en kolay, en tadı meziyederden biri olan ve sahip olmak için en ufak bir çaba gerektirmeyen bir şey samimi olmak. Samimi olduğunda sen oluyorsun, başkasına benzemen gerekmiyor, kendini sevdirmek için çabalaman, kendini anlatman gerekmiyor. Yaşıyorsun, olduğun gibi. Karşındaki de kendi maskelerini çıkartıyor. Herkes, her şey, olduğu gibi.
Gitgide daha ciddi, daha bilmiş, daha kibirli, daha yapmacık ve daha sevimsiz insanlar olduk. İnsan ilişkilerinin, dostlukların, arkadaşlıkların neşesi kalmadı. Samimiyet bugün altın değerinde. İnsana has en güzel, en kolay, en tatlı meziyetlerden biri olan ve sahip olmak için en ufak bir çaba gerektirmeyen bir şey samimi olmak... Samimi olduğunda sen oluyorsun, başkasına benzemen gerekmiyor, kendini sevdirmek için çabalaman, kendini anlatman gerekmiyor. Yaşıyorsun, olduğun gibi... Karşındaki de kendi maskelerini çıkartıyor... Herkes, her şey, olduğu gibi...
"Bizim için en sevimli olanlarınız ve kıyamet günü bize en yakın olanlarınız, ahlâkı güzel olanlarınızdır.Bize en sevimsiz ve en uzak olanlarınız da; gevezelik yaparak lüzumsuz yere fazla konuşup haddi aşan ve kibirli olanlarınızdır!"
Kendini sev, özel olduğunu bil, kendini geliştir, yürü, koş, yüksel derken çok önemli bir kelimenin üzerini ezip geçtik: Samimiyet...
Gitgide daha ciddi, daha bilmiş, daha kibirli, daha yapmacık ve daha sevimsiz insanlar olduk. İnsan ilişkilerinin, dostlukların, arkadaşlıkların neşesi kalmadı. Samimiyet bugün altın değerinde. İnsana has sahip olmak için en ufak bir çaba gerektirmeyen bir şey samimi olmak...
Samimi olduğunda sen oluyorsun, başkasına benzemen gerekmiyor, kendini sevdirmek için çabalaman, kendini anlatman gerekmiyor.
Yaşıyorsun, olduğun gibi...
Karşındaki de kendi maskelerini çıkartıyor...
Herkes, her şey, olduğu gibi...
Fakat nasıl samimiyet? “Ben çok samimi biriyim” dediğinde son derece
samimiyetsiz oluyorsun. Samimi olmaya çalıştığında başka bir kimliğe bürünüyorsun. Ciddiyetsizlikle karıştırıldığında ipin ucu kaçıyor. Her şeyi öğretebilirler bize. Daha etkili konuşmayı, daha özgüvenli olmayı, daha bilmem nasıl yaşamayı. Samimi olmayı öğretemezler, çünkü samimiyetin diğer anlamı “içtenlik”. Dışardan olacak iş değil. En iyisi, kendine hiç dokunmamak... Dokunma kendine, seni sen yapan hiçbir şeye dokunma. Sen kendini kabul ettiğinde, başkaları da edecek... Çok samimi söylüyorum...
Hz. Peygamber (s.a.s) gereksiz ve lüzumsuz konuşmaz, şöyle buyururdu: "Şüphesiz kıyamet günü bana en sevgili ve makamca en yakın olanınız, ahlâkı en güzel olanlarınızdır. Kıyamet günü bana en sevimsiz ve makam bakımından en uzak olanlarınız ise gevezeler, avurtlarını şişirip (küstahça) konuşanlar ve kibirli davrananlardır."
İntikam çar, intikam!
Kapanıyorum ayaklarına
Adil ol ve katili cezalandır
Ki onun idamı gelecek çağlara
Senin haklı yargını duyursun
Ve caniler örnek bulsun onda.
Şair öldü -Kuluydu namusun.-
Gitgide daha ciddi,daha bilmiş, daha kibirli, daha yapmacık ve daha sevimsiz insanlar olduk. İnsan ilişkilerinin, dostlukların, arkadaşlıkların eski neşesi kalmadı. Samimiyet bugün altın değerinde.
" Godot'yu Beklerken, Vichy Fransası'nda yaşanan hayatta kök salmıştır. ...Soğuğa, ayakkabılara, "dünya nimetleri"ne, ender bulunan etten alınan ufak lokmalara, kimsesizlere uygulanan şiddete, seyahat kısıtlamalarına gösterilen ilgi; "önemsiz gerçeklere, banal gündeliğe saplanıp kalma" deneyimine takıntı: