Hangi yıldızı tutmak lazım gökyüzünde, geceye kılavuz olsun diye ?
Sayfa 51Kitabı okudu
Çocuklarımıza çitin öte yanında öcüler olduğunu öğretmek yerine, dağın öbür tarafında kan ve gözyaşlarının rengi bizimle aynı başka insanların olduğunu öğretmeliyiz.
Sayfa 280 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
artık senin elinden tutmayanı, senin de bırakman gerektiğini anladığın o an, kalbin kırılmış demektir.
Sadece hakikati konuşmak değil, onu duymak da cesaret ister.
Sayfa 15 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
“Başkalarının gürültüsünü değil, Kalbinin fısıltısını dinle''
Halbuki kalp bağırıp çağırmaz, sadece fısıldar.
Duymak için yakınlaşmalısın.
Sayfa 38Kitabı okudu
İnsan neden okur? Bir dizeye yahut bir cümleye tesadüf edersiniz, dersiniz ki "işte bu tam da benim yaşadığım ama adını koyamadığım o duyguyu anlatıyor!" Yalnızlığınız bir anlığına uçar gider. Başka ruhlarla aranızda bir akrabalık bulursunuz. Çoğalır ve iyileşirsiniz.
Sayfa 10 - Kapı Yayınları - 20.BaskıKitabı okudu
Onu kılavuz edinmek, fırtınalı denizde fenerlerin bile gösteremedikleri limanı aramak gibi bir şeydi.
:))Kitabı okudu
Geçen yıl tıp fakültesi dördüncü sınıf öğrencilerime ders anlatıyordum, bahis depresyondu. Sınıfta Avrupa ülkelerinden gelen öğrencilerimiz de oluyor, nitekim onlardan bir tanesi İtalyan'dı ve kendisine İtalyan şair Leopardi'yi sordum. Duymamıştı ama internet üzerinden bulacağı bir şiirini bize kendi dilinde okuması ricamı da kırmadı. Öğrencilerimle birlikte lisanın müziğini hissetmek istemiştim.
Sonra, sınıfa döndüm ve "Her biriniz, tek tek sevdiği bir şairden bir dize okusun lütfen," dedim. Kimi seviyor ve kimi aklınızda tutuyorsanız ondan bir dize. Şaşkınlık uyandırıcı bir durum ama yaklaşık elli kişilik sınıfta çıt yoktu. Bu kadar öğrencinin içinden bir dize okuyabilen çıkmadı.
Bu gençler uzun saatler boyunca masa başında dirsek çürütüp yüksek puanlar alarak bu fakülteye geliyorlar. Üç yıl sonra doktor olarak mezun olacaklar ve bir dizeyi akıllarında tutamadıkları gibi, görünen o ki kendi alanları dışında pek az okuyorlar.
Bana sorsanız tıp fakültelerinin ilk sene tedrisatı içine, edebiyat, şiir, felsefe, antropoloji ve sinema dersleri koyarım. İnsan ıstırabını tanımayan kişi, hekim değil musluk tamircisi olur.
Sayfa 282 - Kapı Yayınları, 1.Basım, 2019
İnsan neden okur? Bir dizeye yahut bir cümleye tesadüf edersiniz, dersiniz ki 'işte bu tam da benim yaşadığım ama adını koyamadığım o duyguyu anlatıyor'. Yalnızlığınız bir anlığına uçar gider. Başka ruhlarla aranızda bir akrabalık bulursunuz.
Çoğalır ve iyileşirsiniz.
Sayfa 10Kitabı okudu
Arkadaşlıklarda, dostluklarda, sevgilerde, karşısındakini ele geçirilecek bir ülke gibi görenler vardır. Tedirgin eder beni böyleleri.
"Hiçbir şey ruhun ağrısı kadar can acıtıcı değil."
Uygar toplumun insanları, çocuklarını, anne ve babalarını bile gerçek manada sevmiyorlar. Karı kocalar da birbirlerini sevmiyorlar. Ancak anamalcı çıkarların sıkı denetiminde ve uyumlu kişiler olmaları için gördükleri eğitimin tesirinde kalarak birbirlerine karşı görevlerini yapıyorlar.
İşte gerek karı kocanın birbirlerine davranışı, gerekse ana
Tevekkül
Kibrit-i ahmer dedikleri şey teslimiyetmiş, bildik. Dokunduğu insanı altın kılar. Ölü ya da diri, herkes zaten O'nun sonsuz rahmetine gömülü değil mi ?
Birleştiricilik
Hepimizin karanlıkta, tek başına yol alan gemiler olduğumuzu biliyorum; ama her şeye rağmen, yakındaki gemilerin kılavuz ışıklarını görmek insana tarif edilmez bir huzur veriyor.
İnsan Allah'a bağımlı. Sevgi ve dikkatle tefekkür ettiğinde açılır o derdin kapısı sana, çiçekler o zaman kokar, gökyüzü o zaman içine dolar. İşte o zaman, nereye gidersen seni aşk taşır oraya.
Sayfa 17Kitabı okudu