Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Yazardan okuduğum ilk ve de son kitap oldu kendisi. Polisiyeden tiksindirdi resmen. Bir kitap daha ne kadar uzatılabilirdi acaba? 400 sayfa bomboş son 100 sayfa da bir şeyler olmaya başladı ve o da çok tatmin etmedi beni. Kendimi sıka sıka okudum, bazen yarım bırakasım geldi. Dayan dedim, az kaldı, bitecek.
Bitti ama ben de bittim. Sonunda farklı kitaplar okuyacağım için mutluyum hatta.
Bir polisiye kitabından beklentim: hiç değilse her bölümde bir şey olsun. Merakımızı kaybetmeyelim. Bir şeyler olsun ki okumaya hevesimiz kalsın. Jane Casey ne yaptın ya?
Farklı farklı konular vardı ve olayla asla alakası yoktu. Gerek var mıydı bu kadar teferruata. Bence gerek yoktu. Akıl karıştırmaya çalışmış ama başarısız. Cümleler çok uzun, diyaloglar saçmaydı.
Sevecek olanlar var mıdır? Büyük ihtimalle vardır ama bunun yerine çocuk kitabı okumayı yeğlerim ben. En azından bir şeyler katar, zamanınız da boşa gitmez.
Bu kadar kötü eleştirmek istemezdim. Bazı farkı yerleri vardı. Katil mesela beklediğiniz kişi çıksa da onun aslında kim olduğu şaşırtıcıydı. Bu arada katil olaylara 280. sayfalarda falan giriyor ki bence bu çok uzun bir süre. Olayların içinde olması gerekirdi biraz da olsa. Bu kadar uzak bir karakter olmamış gibi.
Her neyse eğer Jane Casey'in şu kitabının kurgusu çok farklı, çok daha güzel diyebileceğiniz önerileriniz varsa yorumlara beklerim. Belki bir gün farklı bir kitabını okur severim, bilemiyorum.
Sevgiyle, kitapla kalın.
Ve kendinize bir şeyler katacağına inandığınız kitaplar okuyun, benim gibi salak olmayın. ️
Ela adındaki esas kızımız, bir kafede çalışıyor ve aynı zamanda üniversite okuyor. Babası bunları terk etmiş, annesi ve küçük erkek kardeşiyle beraber yaşıyorlar. Pek paraya ihtiyaçları yok, annesinin iyi bir işi var.
.
Bir gün kafe çıkışı küçük bir kaza yüzünden yakışıklı bir adamla karşılaşıp etkisinde kalıyor. Ve aynı gün annesi ona evlenme teklifi aldığını söylüyor, hem de patronundan. Cici üvey baba baya zengin, holding sahibi
.
Ela bu durumu kabullenemese de, annesinin mutluluğu için katlanıyor. Birkaç gün sonra da gizemli yakışıklı adamla tanışıyor. Bilin bakalım adam kim?
.
Sonrasında Ela'nin kontrol manyağı anası Ceyda'nin ve üvey babanın çevirdiği dolaplar ortaya çıkıyor. Ve gizemli yakışıklı Kenan'nin saplantılı ilgisi zavallı Ela'yı içinden çıkılmaz bir duruma sokuyor.
.
Bu kadar yeter.((: Her şeyi anlatmayayim. Bir şeyler gizemli kalsın.
.
Genel yoruma sıra gelince;
.
Ön ve arka kapak detayı= Bayıldım
Tanıtım= Fazlasıyla merak uyandırıcı ve uyumlu
Kitap İsmi= Hikaye ile fazlasıyla uyumlu (Bi kere ağzım yandı ya, artık kurcalayacağım ((: )
.
İçerik:
Ceyda karısına ifrit oldum. Karşıma çıksa, çay kaşığı ile gözlerini oyarım. Hele Ela yok mu🤦 Kız baya saf yani. Ama salak, ezik değil. Sadece sevgi yoksunluğu yüzünden her seferinde inanmayı seçiyor.
.
Ve Kenan...
Kenan, anlatılmaz Saplanti + kuşkucu + kıskanç = Manyak Aşık (Biraz da kuduruk((: )
.
Tek bir cümlesiyle kendisini açıklıyor adam: "Ben sana bağımlıyım!" Anladınız mı? .
#kenandiyari ismi hikaye ve diğer her şey ile uyumlu. Ve benden tam not aldı. Bu #romantizm i sevdim ama #lucca benim için #bambaşka
merhaba~
yine farklı bir evrene giriş yapmış bulunmaktayım. ejderhalar, sihirler, farklı efsanevi yaratıklar, evrene göre şekillenen bir kast sistemi, şehri koruyan sihirli duvarlar ve ardındakiler, birçok sır saklayan bir krallık... violet’in gözünden izliyoruz her şeyi. violet içinde bulunduğumuz evrende önemli bir ailenin en küçük kızı. aynı
10/10 puan verdi
·
Beğendi
SEVGİ, DOĞA DİL VE KARACOĞLAN ÜZERİNE BİR İNCELEME
Türkmen boylarında Karacoğlan, Dadaloğlu, Yunus’tan ezberinde birkaç dize olmayan çok az olurdu.
Sohbetin sonu da genellikle bu ozanların dörtlükleri ile biterdi ve benim çocukluğum da işte böyle bir Türkmen boyunda geçti.
Bir gün dayım lime lime olmuş bir Karacaoğlan kitabı verdiğinde galiba “o yaşlı gocaların tekrarlayıp durduğu manileri mi
Brandon Sanderson'ın en büyük eseri olan Fırtınaışığı Arşivi'nde heyecanın 3. perdesi de tamamlandı.
Hikâye, detaylar, her şeyiyle 5 yıldız ve hatta fazlasını da hak ediyor gerçekten. Ben bu yazıda daha ziyade eksik gördüğüm noktalara değineceğim. Diğer kitaplarda da bunu yapmıştım.
Bir kere ikinci kitapta haberini verdiğim gibi bu kitapta da en
İncelemem ağır eleştiri içerir. Fakat eser çok güzel.
Şimdi bir kez da soruyorum: Birleşmiş Milletler bu soykırımda Boşnakların yaşadıkları trajediye neden seyirci kaldı? Yoksa Birleşmiş Milletler, içinde Müslüman devletleri de barındıran bir Hristiyan topluluğu mu?
Yazarın bu sorusunu bende sormak istiyorum. Bosna Katliamı ile ilgili olarak okuduğum bu ikinci eserde anlıyorum ve soruyorum? 20.
