Hüüüüüüüüp! Jjjjjjjjjjt! Nah-ha
Böyle başlıyor İhsan Oktay Anar kitabına.Kendisinin Allahın bir mucizesi olduğuna inanan,altın oran emarelerinin kendi üzerinde göründüğünü zanneden, ipsiz sapsız biri olan İdris Amil Efendimiz,bu güzelliğin boşa gitmemesi için bütün cins-i latifleri kendine aşık etmek için edebiyata merak salar.Bunun için yeteneğe gerek yoktur güzellik yeter oda kendisinde ziyadesiyle bulunur.Bu uğurda başından geçenleri postmodern tarzda kah gülerek kah düşünerek okuyoruz.
İçi boş,sadece çok satılmak için alıntı cümleler ve çalıntı düşüncelerle basılan edebi eserlere öyle güzel ironi yapılmış ki şimdi kimden bahsediyor acaba diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Baş karekterimiz İdris Amil Efendimiz kadar Efgan Bakara’da benim en sevdiğim karakter oldu.Çevresindekilerin düşüncelerini önemsemeyen, “enayi”derecede saf,hayallerinin peşinden tam gaz giden Efgan Bakara bu özelliği ile İdris Amil Efendimiz’le tam bir tezat oluşturur.Daha fazla yazıp spolier vermek istemiyorum.Merak edenler mutlaka okumalı