Son derece güzel bir Forsyth romanı.
Önsözünde Gaston Lerou'un Operadaki Hayalet adlı romanının ilham kaynağını, kimler tarafından kullanıldığını anlatıyor.
Ve sonrasında bu Hayalet'in Manhattan'da ne aradığı ile başlayan hikaye oldukça çarpıcı bir şekilde son buluyor.
Polisiye değil bütün kitap severlerin zevkle okuyacağı bir roman.
Zaten Çakal gibi bir romanı yazmış bir insandan da başka türlü bir şey beklenemezdi.
Son derece güzel bir James Bond romanı.
İngiliz Gizli Servis başkanı M. kimliği meçhul şahıslar tarafından kaçırılır ve bu arada Bond hayatını zor kurtarır.
M'nin kimler tarafından neden kaçırıldığını çözmeye çalışan Bond işin zannedilenden çok daha fazla karmaşık olduğunu anlar.
Dünyanın siyasi dengeleri her an değişebilir ve bu durumu engelleyebilecek tek insan da Bond'dur.
Polisiye içerisinde casusluk romanlarını sevenlerin çok seveceği bir roman.
Egedeki EjderIan Fleming · Hedef Yayınları · 19706 okunma
Her sene Bilim-Kurgu Kurultayı'nda roman, kısa roman, hikaye ve kısa hikaye alanlarında verilen Hugo ödüllerinin adının nereden geldiğini hiç düşünmüş müydünüz? Ya da cyberpunk, uzay operası, steampunk gibi bilim-kurgunun alt türlerinin ortaya ne zaman çıktığını ve öncülerinin kimler olduğunu biliyor musunuz? Eğer cevabınız hayırsa ve bilim-kurguya dair bir literatür taraması okumak istiyorsanız bu minik kitap tam size göre.
Bilim-kurgunun tanımı, tanımı konusunda yaşanan zorluklar ve gelişmeler, bilim-kurgu temaları ve alt türleri hem yazarlar hem de coğrafya bazında incelenerek hoş bir kitap ortaya konmuş. Keşke daha uzun, detaylı ve kapsamlı olsaymış diyerek kısa bir süre içinde bitirdim kitabı. Kısa olmasının yanı sıra çevirmen İpek Bülbüloğlu da çeviriye pek önem vermemiş anlaşılan ve Türkçeye çevrilerek basılan bilim-kurgu kitaplarının isimlerini kendi kafasına göre çevirerek kitap içinde karmaşaya neden olmuş. Örnek verecek olursam kitap isimlerini Yıkım'a Giden Adam yerine Yıkılan Adam; Anubis Kapıları yerine Anubis Yolları; Karanlığın Sol Eli yerine Gecenin Sol Eli, Sarhoş Adımları yerine Sarhoşun Gezintisi şeklinde çevirmiş, üstelik bu kitapların hepsi de kitabın basım tarihi olan 2005 yılından daha önce basılmasına rağmen. Keşke daha özenli davranıp ufak bir araştırma yapsaymış, ya da hiç çevirmeye çalışmayıp orijinal adlarıyla bıraksaymış.
Bu sıkıntının ve kısa olmasının dışında kitap, bilim-kurgu severler tarafından yenilip yutulacaktır. Buna benzeyen daha kapsamlı bir kitabın Türkçeye çevrildiğinden haberim yok, ama kitap önerisi olanlar varsa da çok memnun olacağımı belirtmek isterim.
Bilim-KurguJacques Baudou · Dost Kitabevi Yayınları · 200523 okunma
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin...
YENİDEN BÜYÜT BENİ ANNE
anne kocaman oldum bak şimdi
acılarım büyüdü dertlerim büyüdü
hedeflerim, çıkmazlarım büyüdü
hiç de güzel değilmiş büyümek...
kimler kırdı kalbimi, kimler üzdü
başa dönebilsem keşke..
sana emeklesem sadece...
şimdi yaşanmışlıklarımı,kalp kırıklıklatımı al ve
yeniden büyüt beni
ANNE
ne olursun...
Bir güzel kahve ısmarla kendine
seni mutlu eden sesi duymak için "alo "de
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan güneş varsa ısın hatta üşü hava soğuksa..
Yürü yürürken sağa sola bak öylesine değil görerek bak
Çiçek görürsen koklaköpek görürsen okşa
çocuk görürsen yanağından makas al.
Sonra şöyle bir düşün kimler sana yol açtı
sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Can Yücel
SURİYELİLER KİMMİŞ ÖĞRENİN....
Yılbaşı gecesi taksim tacizcileri kimler çıktı dersiniz? tabikide tacizcilerin hepsi suriyeli çıktı.. siz halaa ülkemizde sahip çıkın suriyelilere sizin ananızını karınızıda ellesinler de bi göreyim hele... suriyelilerin derdi savaş ama eli,gözü oynaşta maşallah nasıl büyük dertleri var anlatamam.. bu ülkenin vatandaşı isem kimliğimde TC vatandaşı olarak yazıyorsa bu yüzden ne ŞEHRİMDE ne de ÜLKEMDE istiyorum tacizci suriyelileri yallah yallahhh ülkenize
"Bekleyin!" demişti. "Burada bekleyin onlar size gelecek."
"Kimler?" diye sormuştu Filipinli.
"Hayatının anlamını bulmuş olanlar. Hayatlarını adayacakları şeyi bulmuş olanlar gelecek. Siz de kalplerini söküp, yerine, o şeyleri koyacaksınız. Sonra da kalpleri fırlatıp atacaksınız!"
"Ama..." demişti Kızılderili. "Kalpleri olmadan nasıl hayatta kalırlar?"
"Göreceksiniz!" demişti bina da.
"Peki ya kimse gelmezse?" diye sormuştu Filipinli.
"Kim kalbinden vazgeçecek kadar kendini bir şeye adayabilir ki?"
"Onu da göreceksiniz !" demişti bina.
"Ya hayatlarının anlamını bulamayanlar?" diye söze girmişti Kızılderili. "Onlar ne olacak?"
"Onlar da, göğüslerinde bir et parçasıyla canlı canlı çürüyecekler. Ve buna da yaşamak demeye devam edecekler!"
Okuyan Bir İşçi Soruyor
Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?
Kitaplar yalnız kralların adını yazar.
Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?
Bir de Babil varmış boyuna yıkılan,
kim yapmış Babil’i her seferinde?
Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar
altınlar içinde yüzen Lima’nın?
Ne oldular dersin duvarcılar
Çin Seddi bitince?
Yüce Roma’da zafer