İki Kez Okuyun Önemli
Kapat'ın ilginç bir diğer notu ise Chicago' da 1893 yılında düzenlenen Dünya Furı'na davet mektubu gelmesi üzerine Abdülhamid'in hükümete, fuara katılma emrini vermesidir. Ama hangi şartla? Abdülhamid' in Oryantalizmin Osmanlı' ya bakışındaki tahkir ve tezyif edici bakışa nasıl bilinçli bir şekilde direndiğini bu şarttan anlıyoruz. Onun TRT' nin Eurovision şarkı yarışmasında Sertap Erener' le oryantal figürlerle katılmasında olduğu gibi Oryantalizmin bize layık gördüğü imajı gönüllü olarak giymek ve Mevlevi "göstericileri"ni artık manası iyice fersudeleşmiş birer rakkas(ve rakkase) gibi takdim ederek puan toplamaya çalışmak tavrından iğrendiğini görüyoruz. Nitekim fuarda İslâmın sembolü olan caminin yanı sıra Osmanlı ürünlerinin sayıldığı bir kapalı çarşı marketinin yapılmasını istemiştir. Mevlevi dervişlerinin sema gösterisi teklifine ve cami de namaz kılan Müslüman konu mankenlerinin 'sergilenmesi' teklifine karşı çıkmıştır. Cami, kimlik göstergesi olarak vardır ama Osmanlılar sadece seyirlik bir nesne değil, harıl harıl çalışıp üreten kanlı canlı birer öznedir bu mantığa göre. Böylece Sultan II. Abdülhamid'in 1893'lerde Mevlevilerin sema gösterisi karşısında gösterdiği şuurlu direniş, 2004 Türkiye' sinde eski "İslamcı", yeni "Muhafazakâr Demokrat" yönetim tarafından Mevlevi ekibinin Avrupa'ya bir şirinlik muskası şeklinde sunulması laübaliliğine gelip dayanmış bulunmaktadır.
Sayfa 49 - Selim Deringil, İktidarın Sembolleri ve İdeoloji: II. Abdülhamid Dönemi (1876-1909)
Kafayı küçücük bir zarla bozan hasta bir toplumuz
Kadın cinselliği/cinsel problemleri üzerine yapılan önceki çalışmalar, çoğunlukla hekimler tarafından kaleme alınmış cinsel terapi kitapları ve bu çalışma vesilesiyle görüştüğüm kadınların deneyimleri, bazı doktorların kadın cinselliğine dair görüşlerinin ve tıbbi müdahalelerinin ÖNCELİKLE KADIN SAĞLIĞINI DEĞİL, ERKEĞİN İHTİYAÇLARINI VE ATAERKİL
Sayfa 23 - Önsözden
Reklam
Cinsel kimlik, birbirini dışlayan iki şıktan ibaret bir seçim değildir. Yapay bir erkeklik-dişilik skalası boyunca kesintisiz bir süreklilik de değildir. Üniforma için bir başka kategori oluşturabilecek biseksüellik de değildir. Cinsel kimlik, insanın kendi cinselliğini bireysel olarak algılaması ve yansıtmasıdır. Tıpkı mırıldandığımız her an değişen bir melodi ya da renk, biçim ve koku bileşimini sürekli değiştiren bir çiçek bahçesi gibi. Bu anlamda, her bireyin değişik bir cinselliği vardır; çünkü her birey tüm olası davranışlardan ve hayallerden, kendi kimliğine ilişkin bir bileşim ve permütasyon yaratacaktır. Böylece kişi, kendisi ve başkaları tarafından kolaylıkla tanınabilen bir cinsel üniforma giymekten kurtulacaktır artık.
Sayfa 108Kitabı okudu
Eşcinselliğin Genetik Olmadığına Başka Bir Kanıt: Transseksüeller
Aslında eşcinselliğin genetik olmadığını, bunun yetiştirilme tarzı ile kazanılan bir kimlik olduğunu gösteren bir başka kanit da transseksüel bireylerdir. Genetik ve anatomik cinsiyetine rağmen bir dizi ameliyat ile karşı cinse dönüşen [veya dönüşmek isteyen] bir transseksüel ne yapmış oluyor? Bu birey, genetiğine rağmen karşı cinsiyet kimliğini benimsemiş olmuyor mu? Genetik, anatomik, fizyolojik ve hormonal olarak yüzde yüz erkek olan bir birey ruhsal olarak dişi olabiliyorsa bu neyi gösterir? Demek ki genetik, anatomik, hormonal ve fizyolojik olarak maskülen olan bir birey, ailesel ve çevresel faktörler nedeniyle ruhsal olarak feminen bir kimlik kazanabiliyor [genetiğine rağmen]. Tüm bunlar cinselliğin, [dolayısıyla eşcinselliğin de] mutlak manada genetiğe bağlı olmadığını göstermiyor mu?
Sayfa 316
Eşcinselliğin Tedavisi Mümkün mü?
Görüldüğü üzere eşcinselliğin tedavisi tartışmalı olan bir konudur. Asıl olan, bireyin böyle bir tedaviye ihtiyaç duymayacak şekilde olağan heteroseksüel cinsel kimliğini geliştirebilmesi ve heteroseksüel dürtülerini ifade edebilmesidir. Bunu engelleyecek korku ve travmalarla karşılaşmamasıdır. Dolayısıyla ebeveynlerin bu konuda bilinçli
Sayfa 294
Eşcinselliğin Temeli Erken Çocukluk Döneminde Atılıyor
Daha önce de izah ettiğimiz gibi homoseksüelliğin temelleri genellikle erken çocukluk döneminde atılmakta ve asıl rolü çoğunlukla ebeveynler oynamaktadır. Çünkü her birey cinselliğe karşı tutumunu [daha da önemlisi cinsiyete özgü cinsel kimliğini] ebeveyninden aldığı mesajları yorumlayarak ve hemcinsi olan ebeveyni ile özdeşleşerek geliştirir.
Sayfa 284-285
Reklam
708 öğeden 411 ile 420 arasındakiler gösteriliyor.