Kapat'ın ilginç bir diğer notu ise Chicago' da 1893 yılında düzenlenen Dünya Furı'na davet mektubu gelmesi üzerine Abdülhamid'in hükümete, fuara katılma emrini vermesidir. Ama hangi şartla? Abdülhamid' in Oryantalizmin Osmanlı' ya bakışındaki tahkir ve tezyif edici bakışa nasıl bilinçli bir şekilde direndiğini bu şarttan anlıyoruz. Onun TRT' nin Eurovision şarkı yarışmasında Sertap Erener' le oryantal figürlerle katılmasında olduğu gibi Oryantalizmin bize layık gördüğü imajı gönüllü olarak giymek ve Mevlevi "göstericileri"ni artık manası iyice fersudeleşmiş birer rakkas(ve rakkase) gibi takdim ederek puan toplamaya çalışmak tavrından iğrendiğini görüyoruz.
Nitekim fuarda İslâmın sembolü olan caminin yanı sıra Osmanlı ürünlerinin sayıldığı bir kapalı çarşı marketinin yapılmasını istemiştir. Mevlevi dervişlerinin sema gösterisi teklifine ve cami de namaz kılan Müslüman konu mankenlerinin 'sergilenmesi' teklifine karşı çıkmıştır. Cami, kimlik göstergesi olarak vardır ama Osmanlılar sadece seyirlik bir nesne değil, harıl harıl çalışıp üreten kanlı canlı birer öznedir bu mantığa göre. Böylece Sultan II. Abdülhamid'in 1893'lerde Mevlevilerin sema gösterisi karşısında gösterdiği şuurlu direniş, 2004 Türkiye' sinde eski "İslamcı", yeni "Muhafazakâr Demokrat" yönetim tarafından Mevlevi ekibinin Avrupa'ya bir şirinlik muskası şeklinde sunulması laübaliliğine gelip dayanmış bulunmaktadır.
Sayfa 49 - Selim Deringil, İktidarın Sembolleri ve İdeoloji: II. Abdülhamid Dönemi (1876-1909)