Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
"Kimsin sen?" Bu soruyu yanıtlamaya çalışmış mıydım hiç? Kendi kendime kim olduğumu itiraf etmek hiç aklıma gelmiş miydi? Adımı, yaşımı, yurdumu, boyumu posumu biliyordum, ruhumu ise çok daha az...
Karakter’ dedim.Tasavvuf’ dedi, “ İçimdedir’ dedim.” Kimsin dedi,” Biz dedim.” Siz kimsiniz? dedi,” Her şeyiz dedim.” Her şey ne? dedi, “Koca bir H i ç “dedim.
O’nu unutursam her şeyi unutacağımı düşünmüştüm
ama öyle olmadı. O’nu unutmak, her şeyi hatırlamamı
sağladı. Hani bir gün demiştin ya bana “İnsan, kendi
trajedilerini anlatmak için gülmeyi icat etti.”
Sen, beni hiçbir zaman, hiçbir zaman tanımayan; bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan öylesine geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yolunda devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?