Ak sakallı bir ihtiyar değneğini uzatarak yolu gösterdi. Yorgun öküzlerin çektiği kağnılar ağır gidiyordu. Atlara topuk vurup yanlarından geçtiler. Eski püskü giyitler içinde, bir deri bir kemik kalmış insanlar, yamalı çuvallar, ağzı kırık sepetler, kuyruğu kulağı düşmüş eşekler... Bir yoksulluk kervanı gibiydiler.
- Hey Allah, sen yardım et bu millete, dedi Mahmut. İçine kara bir umutsuzluk doldu. Gözleri sızlıyordu.