"İSTANBUL" evet bu ifade herkes gibi beni de almam için etkiledi. Üstelik İstanbul gerçekten bugün ki hali ile anlatılmış.
Olaylar güzeldi, Kitabın akışı da hızlıydı. hiç kitap okumayanların da çok okuyanların da sevebileceği bi polisiye-gerilim. Tavsiye ederim.
Bütün evliliklerde bir kırılma noktası vardır.
Bütün aileler yara alır.
Bütün savaşların bir bedeli olur...
her durum da en çok yarayı çocuklarımız alır,
Evden Çok UzaktaKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20131,576 okunma
Seri de en çok beğendiğim kitap bu oldu. Tansiyon hiç düşmedi ve yazar önceki işk üç kitabını beşe katladı bu kitapta.
Bu defa karşımıza Sydney adında bir simyacı çıktı ve Rose'un babası Türk asıllı olan İbrahim Mazur ile tanıştık. Tipik türk özellikleri sergilemese de yine de kitapta bir Tür karakter görmek beni sevindirdi.
Rose'un Dimitri'nin peşine düşme macerasında ilk durağı Dimitri'nin ailesinin evi oldu ve bizi burada hiç beklemediğimiz sürprizler ve Dimi'nin meşhur büyük annesi Yeva faktörü bulundu.
Serinin kırılma noktası ise Dimitri'nin Rose'u kaçırması ve onu kendinden biri gibi Strigoi e dönüştürme çabaları oldu. Aralarında geçen enfes diyaloglar ve korkutucu bir Strigoi Dimitri! Beklentilerinizi ona katlayacak serinin en güzel kitabı. İlk üç kitapta bıraktıysanız okumayı şiddetle tavsiye edilir.
Kan SözüRichelle Mead · Artemis Yayınları · 20121,008 okunma
Okuduğum en zor kitaplardandır sanırım Tutunamayanlar ve özellikle kitabı yarıda bırakanları çok iyi anlıyorum ve kitabı öyle eline alan herkesin okuyabileceğini sanmıyorum.Gerek anlatım yönünden gerek yazım yönünden okudugum kitaplar arasında en farklı olanı şüphesiz Tutunamayanlardır (Belki sizin de dikkatinizi çekmiştir ama okuduğum en zor yer
kitabı tavsiye ederim. gereksiz uzayan yanları var. karakterlerin temsil yönleri var. iyi ile kötü arasında bir skalada yer alıyor herkes. bazen bir iyiliğin bazen de bir kötülüğün parçası bu çocuklar. zaten bu insan yaratılmanın tabi yanı. kitabın sonundaki mine urganın yazısını başta ve sonda okumak gerekiyor. kitap dolu bir kitap. malzemlerin
Çekinmeyin, okuyun.
Our Brand is Crisis (Kriz Bizim İşimiz) filminden:
**
Bir insanın güçlü ve güçsüz yanlarının kaynağı aynıdır.
İnsanlar ne dediğini unuturlar.
Ama onlara neler hissettirdiğini unutmazlar.
**
Kitabın psikolojik bir roman olduğunu anlamak zor değil. İsminden bile kendini belli ediyor zaten. Dili kesinlikle farklı. Konuyu, anlatımı beğenmeseniz bile Oğuz Atay 'ın ne kadar yetenekli bir kalem olduğunu anlamak güç olmayacaktır. Mükemmel işlenmiş kelime oyunlarını rahatlıkla fark ediyorsunuz. Oldukça ağır ilerliyor kitap. Son birkaç yüz
Dizisini takip ettiğim bir dönemde alıp uzunca süre okumayı ertelediğim klişelerle dolu bir kitap. Dizi ile spoiler sayılamayacak bir bağlantısı var. Kitap benim için sıradan macera/aksiyon eserler kategorisinde. Kendini okutturuyor, sürükleyici, fazla düşünmeye gerek yok.
-Spoiler barındırabilir.-
Kitap, genel olarak The Governor'ın Woodburry'e gelmeden önce, hastalığın başladığı ilk andan itibaren yaşadıklarını anlatıyor. Her ne kadar Philip Blake'ın aslında bizim Governor olacağını tahmin etmiş olsam da, kitabın sonu ters köşe ile bitiyor. Son sayfalara doğru gittikçe hızını arttırıp psikolojik olarak daha da sorunlu hale gelen karakterlerle, bu cehennem senaryosundan sağlam bir ruh haliyle kurtulmanın imkansızlığı gösteriliyor.
Karakterlerin kırılma noktası Penny'nin ölümü ve onun da bir zombiye dönüşmesi ile oluyor. Her karakterin klişe sayılabilecek özellikleri var ama bu gene de rahatsız etmiyor.
-Spoiler barındırabilir.-
Serinin kırılma noktası diyebilirim.Konu harika,işleyiş harika sonunu okumadan kitabı kapatmak istemiyorsunuz.Jo Nesbo okuyucunun ne istediğini ve nerde nasıl düşünebileceğini gayet iyi kestirebilen bir yazar.Bu kitabı elinize aldığınızda bırakamayacaksınız.
Kardan AdamJo Nesbo · Doğan Kitap · 20201,135 okunma
--neden güvenmiyorsun?
--çünkü ağlarken yalan söyleyeni gördüm
(Bir insan ağlarken yalan söyler mi ağlamak kırılma noktası değil mi gözyaşlarını bile kullanabilirse bir insan hangi duygusu samimi olabilir ki)